Halkın Öfkesi, İktidarın Kararlılığı
19 Mart darbesinin ve darbenin hemen sonrasında öğrenci gençliğin açtığı yoldan sokağa çıkan halkın hareketinin belirlediği yeni bir dönemin içindeyiz. […]
19 Mart darbesinin ve darbenin hemen sonrasında öğrenci gençliğin açtığı yoldan sokağa çıkan halkın hareketinin belirlediği yeni bir dönemin içindeyiz. […]
El Yazmaları’nın Notu: El Yazmaları tarafından 2021 yılında yayımlanan Volkan Yaraşır’ın kaleme aldığı Ters Dalga kitabının içinde yer alan “Güney
CHP ülkemizdeki belki de en karmaşık, en fazla siyasal eğilimin içinde hareket ettiği, bir kısmı birbirini dışlayan bu eğilimlerin sürekli
19 Mart darbesi aniden ortaya çıkan bir durumdan öte içerik taşır. Darbe girişimi, siyasal İslam’ın faşizmle iç içe geçerek özel
Ülkeyi sadece darbelerle ve bu darbelerin yarattığı artık olağanlaşan olağanüstü hâl koşullarıyla yönetebilen Saray’daki neoliberal çete; rejim inşasında bir büyük
2025 yılı, farklı iş kollarından işçilerin eylem, grev ve direnişleriyle başladı. Bir dönemdir ağırlıklı olarak kendiliğinden ve parçalı devam eden
Ülkede birbirini kimileyin destekleyen bazen de dışlayan güncel gelişmelerin, bölgedeki kaos, faşizmin hız ve yoğunluk kazanan devletleşme süreci, Kürtlerin silahlı
Rejimin dönüşümü bir kritik fazı daha kolayca geride bırakıyor. Bir engelle karşılaşmadıkça son birkaç aya yayılan büyük saldırı dalgası kalıcı
“Normalleşme” işte böyle oluyor: Yerel seçimlerde yediği yumrukla sersemleyen iktidar koalisyonuna “normalleşme” teklif ederek acil ihtiyacı olan “nefes alıp kendine
Belli ki despotik devlet geleneği adına çok bir şey değiştirmeksizin, ana mimari aynı olmak kaydıyla kimi zorunlu değişiklikler yapılmak isteniyor.
Sınıf mücadelesi ya da daha geniş bir zeminde yürüme potansiyeliyle yüklü olan anti-kapitalist mücadelenin zemini tarih-dışı bir mutlaklık güvencesine sahip
Sistem yıkılmamakta inat edip yıkılmamak için faşist hareketlere alan açmakta, demokrasinin sırf yüzeysel bir gösteriye indirgenerek tasfiye edilmesine yönelmekte ve
El Yazmaları’nın Notu: Geçtiğimiz yılın Aralık ayında Ukrayna’daki gelişmeleri değerlendiren Ukrayna İşçi Cephesi (RFU) Yayın Kurulu’nun yazısını siz değerli okuyucularımızın
Oyunda kalmak ruhsal bir güç gerektirir. Oyunu kazanmak ise gücün ta kendisi olmayı.
Kuşkusuz biz bir oyunun içinde değiliz. Dişiyle tırnağıyla etiyle kemiğiyle her şeyi iliklerimize kadar hissettiğimiz kanlı canlı bir hayatın tam ortasındayız. Bu hakikat debdebesinde güç, yaşam ile eşdeğer bir politik muhtevaya sahip.
En temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı bir gerçeklik içinde açığa çıkan toplumsal gerilimin kırılma yönünü, yaşamın her alanındaki ama özellikle de emekçilerin çalışma ve yaşam alanlarındaki günlük yaşama an an müdahale eden/edebilen güçler belirleyecektir.
[vc_row][vc_column][vc_column_text][/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]