Georgi Dimitrov ve Bulgaristan’da Sosyalist Devletin Kuruluşu

Balkanların modern tarihi için olduğu kadar Bulgaristan tarihi için de İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında yaşanan sosyalizm deneyimi, büyük bir zaman dilimini kaplamakla birlikte bugüne de etkileri olan oldukça önemli bir deneyimdir.

Yaşanan bu sosyalizm deneyiminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) savaşı kazanmasıyla birlikte Kızılordu’nun bölgedeki Nazi işgalini bitirerek Balkan ülkelerinde konumlanmasının etkisi büyüktür. Fakat bu etki kadar Balkan ülkelerindeki komünist partilerin varlığı ve siyasi mücadelelerinin de etkisi oldukça önemlidir. Keza partiler kadar önemli olan bir diğer etken de tarihsel siyasi kişiliklerdir. Bu siyasi kişilikler komünist partilerin diğer partileri elemine ederek iktidara gelmelerinde ve sosyalist devletleri inşa etmede oldukça önemli bir rol oynamışlardır. Bu bağlamdaki önemli siyasi kişiliklerden biri de Georgi Dimitrov’dur. Çocuk yaştan itibaren siyasi faaliyetlerde bulunmuş ve komünist hareket içerisinde dünya çapında bir üne kavuşmuş olan Georgi Dimitrov, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında Bulgaristan’da sosyalist devletin kuruluşunda etkili olmuştur.

Bulgaristan’daki Devrimci Faaliyetleri

Makedonya göçmeni anne ve babanın ilk çocuğu olan Georgi Dimitrov, 18 Haziran 1882’de Radomir kazasında doğmuştur. Babası terzi, annesi ise şehirde dokuma tezgâhtarlığı yaparken köyde orak biçen bir kadındır.[1]

Dimitrov dünyaya geldikten kısa bir süre sonra aile önce kasabaya, sonrasında da Sofya’ya taşınmak zorunda kalmıştır. Yedi kardeşi olan Dimitrov, geçirdiği hastalıktan ve daha sonra da ailenin yaşadığı ekonomik sorunlardan dolayı eğitim hayatını orta birden ikiye geçtiği sene bırakmıştır. Okulu bırakmasıyla birlikte Dimitrov, 12 yaşında mürettip çırağı olarak çalışmaya başlamıştır.[2]

Çalışmaya başlamasıyla birlikte siyasi faaliyetlere de başlayan Dimitrov, ilk olarak matbaa işçisi bir arkadaşıyla birlikte 1896 yılında, “Kukuriku” adlı bir mizah gazetesi çıkarmaya başlamıştır. Daha çok ruhban sınıfını eleştiren bu gazete, iki sayı çıktıktan sonra ruhban sınıfının tepkisi sonucunda kapatılmıştır.[3]

16 yaşında matbaa işçilerinin önde gelen sendikacılarından biri olan Dimitrov, 18 yaşında da Basım İşçileri Sendikası’nın sekreteri olmuştur. 20 yaşında Bulgaristan Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne (BSDİP) giren Dimitrov, 1903’te partinin “dar” ve “geniş” sosyalistler olarak ikiye ayrılması sırasında Dimitr Blagoev’in yönetimindeki “dar” sosyalistlere katılmış ve Sofya grubunun sekreteri olmuştur.[4]

27 yaşında Genel İşçi Sendikaları Birliği yönetimine girmiş ve partinin 16. Kongresi’nde beş üyeden oluşan Merkez Komitesi’ne seçilmiştir. Balkan Savaşı’ndan bir yıl sonra 1913 yılında yapılan parlamento seçimlerinde dar sosyalistler 18 milletvekili çıkarmışlar ve Dimitrov da seçilen milletvekillerinden biri olmuştur. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’na karşı çıkan ve bu yönde siyasi faaliyetlerini sürdüren Dimitrov, 1918’te tutuklanmış ve 4 ay sonra serbest bırakılmıştır.[5]

Savaştan sonra Bulgar Halk Çiftçi Birliği (BHÇB) ile birlikte öne çıkan iki partiden biri olan BSDİP’nin dar sosyalistleri, Üçüncü Enternasyonal’e katılmışlar ve Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) adını almışlardır. Partinin Enternasyonal’e katılması ve BKP ismini almasında Dimitrov büyük bir rol oynamıştır. Geniş sosyalistler ise BSDİP ismini sürdürmüşlerdir.[6]

1919 ve 1920’de yapılan iki seçimde de BHÇB birinci parti ve BKP ikinci parti olarak çıkmışlardır. BKP iki seçim sonrasında da BHÇB’nin kurduğu hükümetlere destek vermemiştir. 9 Haziran 1923’te gerçekleşen askeri darbeyi “kır ve şehir burjuvalarının çatışması” olarak gören BKP, darbe karşısında tarafsızlık kararı almıştır. Fakat parti tabanındaki işçiler ve köylüler darbeye karşı BHÇB üyeleriyle birlikte darbecilere karşı savaşmışlardır. Darbenin başarılı olmasından sonra komünistlere yönelik baskının artması nedeniyle BKP 5-7 Ağustos 1923 tarihleri arasında yapılan toplantı sonrasında ayaklanma kararını almıştır. Vasil Kolarov, Georgi Dimitrov ve Gavril Genov ayaklanmayı yönetmekle görevlendirilmiştir. BHÇB’nin sol kanadının da destek verdiği ayaklanma 23 Eylül 1923’de başlamış ve yedi gün sonra yenilgiyle sonuçlanmıştır. Yenilgi sonrasında Dimitrov ve Kolarov yurt dışına çıkmışlardır.[7]

Ayaklanma sonrasında BKP yeraltına çekilmiş ve Mayıs 1924’te Vitoşa dağında gerçekleşen konferansta partizan savaşının yürütülmesi kararı alınmıştır. Fakat partizan savaşında ağır darbeler alınması üzerine 1925 yılında Moskova’da gerçekleşen konferansta geri çekilme kararı alınmıştır.[8]

Dimitrov yurtdışında çeşitli ülkelerde devrimci faaliyetlerini sürdürmüştür. 27 Şubat 1933’te gerçekleşen Reichstag Yangını’ndan sorumlu tutulan Dimitrov, 9 Mart 1933’te Almanya’nın devlet düzenini zorla değiştirme iddiasıyla tutuklanmıştır. Leipzig mahkemesindeki savunması onun dünya çapında tanınan bir devrimci olmasına neden olmuştur.[9]

SSCB’deki Devrimci Faaliyetleri

Bir seneye yakın süren tutukluluktan sonra serbest bırakılan Dimitrov kendisine vatandaşlık veren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) geçer ve Üçüncü Enternasyonal’in genel sekreteri olur. Ayrıca SSCB Yüksek Şurası’na (1937-1945) seçilen Dimitrov, Komintern’in Orta Avrupa Sekreterliği’nin yöneticisi ve Kızıl Sendikalar Enternasyonali’nin (Profentern) yürütme kurulu üyelerinden biri olur. Bulgaristan’a dönene kadar SSCB’de önemli görevlerde bulunmakla birlikte dünyadaki komünist hareketlere de yön vermiştir. Bu süreçte SSCB’de yaşanan iktidar çatışmaları ve tasfiye girişimlerinde Stalin ile birlikte hareket etmiştir.[10]

Dimitrov’u dünya çapında önemli kılan bir diğer etken ise Ağustos 1935’teki Komintern’in 7. Kongresi’nde öne sürdüğü “Faşizme Karşı Halk Cephesi” taktiğidir. Bu taktiğe göre yükselen faşizme karşı demokrasi, barış ve ulusal bağımsızlık için demokratik güçlerle işbirliği yapılmalıdır. Bu taktik komünist partiler tarafından kabul edilmiş ve daha sonrasında da çeşitli tarihlerde uygulamaya konulmuştur.[11]

İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı ve Vatan Cephesi

2. Emperyalist Paylaşım Savaşı başladıktan sonra Bulgaristan Kralı 3. Boris tarafsız bir tutum sergilemeye çalışmış, fakat Almanya’nın yoğun çabaları sonucunda 1 Mart 1941’de Üçlü İttifak’a dahil olmuştur. Bu anlaşmadan sonra 600 binden fazla Alman askeri Bulgaristan’da konumlanmış ve Bulgaristan Alman ordusunun ihtiyaçlarını karşılayan bir depo ve SSCB’ye saldırmak için bir üs haline gelmiştir.[12]

Bulgaristan’ın Üçlü İttifak’a katılması üzerine Dimitrov, BİP(K)’nin[13] uygulaması gereken siyaseti Stalin’le görüşür. Stalin’e göre her ülkenin komünist partisi sorunlarını bağımsız olarak kendileri çözmeli ve öncelikle ayakta kalmaya çalışmalıdırlar. Ayrıca Alman işgalindeki ülkeler kendi başlarına ayaklanmaya kalkışmamalıdır, çünkü bu ayaklanmalar SSCB onların yardımına gelemeyeceği için başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Bu nedenle komünist partiler Almanlar SSCB’yi işgal ettiğinde ilk önce SSCB’ye yardım ederek onun kurtarılmasını sağlamalı, sonrasında ayaklanmalar gerçekleştirmelidirler.[14] Bunun üzerine BİP(K) Bulgaristan’ın savaşa katılmasına karşı iktidara karşı aktif bir mücadeleye girmekten çok iktidarın Almanlarla olan işbirliğini teşhir etmekle yetinen bir politika izlemiş ve 6 Mart’ta yayınlanan bildirilerde partinin hükümetin yürüttüğü halk düşmanı politikalara karşı olduğunun propagandası yapılmıştır. Diğer yandan Almanya’nın SSCB’yi işgalinden 2 gün sonra yani 24 Haziran 1941’de BİP(K) bir Merkezi Askeri Komisyon kurmuş, fakat gerek kadroların yetersizliği gerekse de iktidarın şiddetli baskısı nedeniyle bu komisyon etkisiz kalmıştır.[15]

Alman ordularının SSCB’deki saldırılarının kısmen durdurulmasının ardından Stalin, Alman işgali altındaki ülkelerde partizan hareketinin geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bunun üzerine Dimitrov 17 Nisan 1942’de BİP(K) Bulgaristan’daki temsilcisi Anton İvanov’a halk isyanı ve partizan savaşına hazırlık yapması talimatını vermiştir. Fakat Anton İvanov kısa süre sonra yakalanmış ve 23 Temmuz 1942’de idam edilmiştir. İvanov’un idamının ardından antifaşist bir cephenin kurulması için BHÇB, Zveno ve BSDİP ile görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerin sonucunda 17 Temmuz 1942’de “Hristo Botev”[16] radyosunda Vatan Cephesi’nin kurulduğu ilan edilmiş ve cephenin programı yayınlanmıştır. BİP(K), BHÇB’nin sol kanadı, BSDİP, Zveno ve bağımsız aydınlardan oluşan Vatan Cephesi’nin programı, Dimitrov’un daha önce ileri sürdüğü “Faşizme Karşı Halk Cephesi” taktiğine benzer şekilde, faşizme karşı demokrasi, barış ve ulusal bağımsızlık için demokratik güçlerle iş birliğini ve Nazilerin işgalinin sonlandırılmasını içermekteydi.[17]

Vatan Cephesi’nin İktidarı Alması

Vatan Cephesi’nin kurulmasının ardından antifaşist direnişin etkin olduğu alan genişlemiş ve özellikle köylülerin ve ordudan kaçanların partizan birliklerine katılmaları sonucunda 1942 sonlarında 30 müfrezelik bir güce ulaşmıştır. 1944 yazının sonlarında 1 tümen, 9 tugay, 36 bölük, bir dizi bağımsız çete, yüzlerce silahlı grup ve 200.000 sempatizan ve yardımcıdan oluşan bir büyüklüğe ulaşmıştır.[18]

Temmuz 1943’te Mussolini’nin iktidarı kaybetmesi ve Kral 3. Boris’in ölmesi üzerine Vatan Cephesi’nin etkinliği daha da büyümüştür. Fakat Kızılordu’nun Bulgaristan’dan uzakta bulunması ve İngiltere-ABD’nin Yunanistan’a çıkarma yapmasının olası olması nedeniyle BİP(K), kraliyet çevrelerinin de olduğu bir koalisyona katılma çağrısı yapmıştır. Fakat Stalin’le görüşen Dimitrov, partiye etki alanını güçlendirmesi için kitlesel gösteriler yapması ve silahlı partizan faaliyetlerini arttırması talimatını vermiştir. Mart 1944’te de Dimitrov, iktidarın tek başına alınmaması, ordunun da katılmasıyla Vatan Cephesi’nin programı doğrultusunda ulusal, demokratik, anti-faşist bir hükümet için politik bir anlaşma yapılmasını savunmuştur.[19]

Haziran 1944’te iktidara gelen Bagryanov hükümeti Almanların savaşı kaybetmeye başlamaları üzerine komünistlere bakanlıklar teklif etmiş, fakat bu reddedilmiştir. Dimitrov iktidara gelen Bagryanov hükümetinin Alman yanlısı olduğunu, vakit kazanmak ve partizan hareketini felce uğratmak için esnek davrandığını belirtmiş ve bu nedenle hızlıca harekete geçilmesini Stalin’e önermiştir. Dimitrov’un bu önerisi kabul edilmiş ve Yugoslavya Halk Kurtuluş Ordusu ile eylem birliğine girilerek partizan hareketine hız verilmiştir. Böylece 1944 yılıyla birlikte Dimitrov’un BİP(K)’nin liderliğini eline aldığını ve talimatlarını arttırdığını görmekteyiz. Öte yandan Kızılordu’nun hızlı ilerleyişi Bagryanov hükümetinde çatlaklara yol açmış ve 23 Ağustos 1944’te Romanya’nın teslim olması üzerine Bagryanov iktidarı bırakmıştır. Bunun üzerine halk ayaklanmasının başarılı olabileceği tespitinde bulunan BİP(K) Merkez Komitesi 26 Ağustos 1944’te ayaklanma kararı almıştır. SSCB’nin Bulgaristan’a savaş ilan edeceğinin haberini alan Dimitrov, Bulgar komünist partizanların lideri Ivan Vinarov’a telgraf çekerek ayaklanmaya hazırlanmalarını ve Vatan Cephesi hükümeti için baskı yapılması emrini vermiştir.  Nitekim 5 Eylül’de SSCB Bulgaristan’a savaş ilan etmiş ve 9 Eylül’de Vatan Cephesi iktidarı almıştır.[20]

Vatan Cephesi İktidarı ve BİP(K)’nin Faaliyetleri

İlk Vatan Cephesi hükümeti, cepheye katılan partilerden üyeleri barındırmıştır. Bu hükümette BİP(K), Zveno, BHÇB’nin sol kanadı dörder bakanla, BSDİP ve bağımsızlar ikişer bakanla temsil edilmişler ve Başbakan Zveno’dan Kimon Georgiev olmuştur. Devlet yönetim mekanizması ise eski rejimden devralınan biçim ve organlarla işlemeye devam etmiştir. Çok partili döneme geçilmiş, ama sadece Vatan Cephesi ittifakı içinde yer alan partiler yasal partiler olarak kabul edilmiştir. Dimitrov yeni rejimin ılımlı görünmesini, Sovyet tarzı konseylerin kurulmamasını, sınıf savaşı fikirlerini anımsatan “anti-faşist devrim” teriminin kullanılmamasını yoldaşlarına iletmiştir. Diğer yandan Vatan Cephesi iktidarı Nazilerle iş birliği yapan burjuvaların mülklerinin devletleştirilmesi, sonrasında Alman sermayesine ait işletmelere el konulması gibi anti-kapitalist hamlelerde de bulunmuştur.[21]

1944 yılının sonlarında BİP(K) ile Yugoslavya Komünist Partisi (YKP) temsilcileri arasında görüşmeler gerçekleştirilmiş ve Bulgaristan-Yugoslavya federasyonunu öngören anlaşma tasarısı hazırlanmıştır. 21 Aralık 1944’te Belgrad’da hazırlanan bu tasarı Güney Slavlarının yani Bulgarlar, Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Makedonlar, Karadağlıların birleşmesini öngörmüştür. Bu taslakta savunma birliğinin sağlanması, gümrük anlaşması ve ticaret ile demiryolu ulaşımı konularında anlaşma sağlanmıştır. Ayrıca bu anlaşmada Yugoslavya ile Bulgaristan arasında tartışma konusu olan Pirin Makedonyası da ele alınmış, BİP(K) bölgede Makedon parti örgütünün kurulacağını, Makedonca gazete yayınlanacağını belirtmiştir. Dimitrov da partisinin Makedonya’nın Makedonlara ait olduğu düşüncesinde olduğunu ifade ederek bölgenin Makedonya’ya bağlanmasını isteyen Yugoslav komünistlerle aynı fikirde olduğunu söylemiştir. Bu anlaşmanın uygulamaya konulması için ise Almanya’nın yenilgisinin kesinleşmesinin beklenilmesi kararı alınmıştır. Bu anlaşma taslağını Dimitrov, Stalin’e bildirmiştir. Stalin ise anlaşma taslağına karşı çıkmamış, fakat Bulgaristan ile birleşen Yugoslavya’nın “fazla” güçlü olması olasılığından tedirgin olmuştur. Stalin’in endişelerine katılan Dimitrov da Tito’nun “kibrinden” rahatsız olmakla birlikte Yugoslavya’nın Bulgaristan’ı “yutabileceğini” düşünerek aşamalı bir sürecin işletilmesini öngörmüştür. Diğer yandan İngiltere, güçlü bir Yugoslavya’ya komşu olmaktan çekinen müttefiki Yunanistan’ın karşı çıkması nedeniyle bu birleşmeye karşı olmuştur. Nitekim Şubat 1945’teki Yalta Konferansı’nda İngiltere ve ABD Bulgaristan ile Yugoslavya’nın birleşmesine karşı çıktıklarını ifade etmişlerdir. Bu nedenle de anlaşmanın uygulanması ertelenmiştir.[22]

Eylül 1944’te yurt dışından dönmesiyle BHÇB’nin başkanı olan Dr. Georgi Mihov Dimitrov’un faaliyetleri BHÇB’yi önemli güç haline getirmiştir. Batı sermayesi yanlısı olan Dr. G. M. Dimitrov BHÇB’nin sol kanadının aksine Vatan Cephesi’ndeki komünistlerin etkisine doğrudan karşı çıkarak muhalif olmuş ve bağımsız hareket etmeye çalışmıştır. Georgi Dimitrov ise Dr. G. M. Dimitrov’un bu çalışmalarına karşı hükümet krizinin yaşanmaması gerektiğini ve partilerin uyumlu bir şekilde çalışması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca Dimitrov Vatan Cephesi içerisindeki diğer partilere karşı sert muhalefet gösterilmesini isteyen “sol sapmaya” karşı da uyarılarda bulunmuştur. Diğer yandan Dimitrov İçişleri Bakanlığı’nı isteyen BHÇB’nin isteğinin reddedilmesini, fakat işletmelerdeki Vatan Cephesi komitelerinin kaldırılmasının kabul edilebileceğini ifade etmiştir. Dimitrov BHÇB’nin artan muhalefetini Stalin’le de görüşmüş, Stalin ise komünistlerin seslerini çok “yükselttiği” için sadece BHÇB’nin değil Zvenocuların da hükümetten ayrılma isteklerini arttırdıklarını belirtmiş ve bu nedenle dikkatli olmaları uyarısında bulunmuştur. Buna karşılık BHÇB’nin içerisinden ve dışarıdan gelen baskılar sonucunda Dr. G. M. Dimitrov, Nikola Petkov lehine istifa etmiş, sonrasında ABD’nin Sofya’daki konsolosluğuna sığınıp ABD’ye göç etmiştir. Petkov ise Vatan Cephesi ile birlikte çalışmaya özen göstermiş ve SSCB ile iş birliği içinde olma taraftarı olmuştur. Dimitrov da adaşının tasfiyesinde önemli rol oynamış, Petkov’a özel mektup göndererek saygılarını sunmuş ve uzun vadeli ulusal çıkarlar adına Vatan Cephesi’nin birliğinin korunması için çağrıda bulunmuştur.[23]

Ülke içerisindeki gücünü artırmak isteyen Vatan Cephesi, “Halkın Milisleri” isimli silahlı gruplar oluşturarak geçmiş dönemdeki “suçlulara” karşı harekete geçmiştir. Yakalanan şüpheliler ise Halk Mahkemeleri’nde yargılanmıştır. Dimitrov yargılanma sürecinde işleyişe oldukça önem vermiş, bu da parti içinde sanıklara karşı “yumuşak” davranıldığı eleştirilerini getirmiştir. Aralık 1944’te Vatan Cephesi hükümeti eski hükümetin üyelerini mahkemeye vermiş ve Prens Cyril, General Mihov, Filov, Bozhilov, Bagryanov, savaş döneminde bakan olanlardan 25 tanesi ile meclisteki 68 milletvekili idam edilmiştir. Muraviev, Mushanov ve Gichev gibi muhalifler de uzun yıllar hapse mahkûm edilmiş ve resmi rakamlara göre hükümet 10,897 kişiden 2,138’inin idamını onaylamıştır.[24]

Eylül 1944’te üye sayısı 15-25 bin arasında olan BİP(K)[25], Vatan Cephesi’ndeki diğer partilerle olan ilişkilerini korumaya çalışmakla birlikte kendi iktidarını genişletme çabalarına da hız vermeye başlamıştır. Dimitrov, Stalin’in BHÇB ve Zveno’ya karşı esnek davranılmasını gerektiğini belirten “uyarısının” dikkate alınmaya devam edilmesini, komünistlerin yönetici rolünün dışa dönük olarak fazla vurgulanmamasını, ordu ve devlet kurumlarında akıllıca ve uygun bir şekilde güç kazanılmasını istemiştir. Dimitrov diğer yandan da Vatan Cephesi’nin “uzun vadeli bir işçi, köylü, aydınlar birliği” olan yeni bir tür demokratik hükümet olduğunu ileri sürmüştür.[26]

BİP(K) iktidardaki gücünü arttırmak için diğer partilerin içerisine yönelik hamlelerini de genişletmiştir. Mayıs 1945’te gerçekleşen BHÇB kongresinde komünistlerin desteklediği Aleksandr Obbov, Petkov’u saf dışı bırakarak kontrolü ele geçirmiştir. Diğer yandan komünistler BSDİP içerisinde de kendileriyle iş birliği yapacak kişileri veya fraksiyonları desteklemişlerdir. Bunlarla birlikte BİP(K)’nin kararı üzerine Dimitrov ile birlikte Kızılordu ve KGB’de görev almış göçmen Bulgarlar hızlıca ülkeye dönmüştür. SSCB’deki görevlerinden ve vatandaşlığından çıkarılan Dimitrov 4 Kasım’da gizlice Bulgaristan’a girmiştir.[27]

1945 Seçimleri

Bu sırada Vatan Cephesi hükümeti 26 Ağustos 1945’te seçimlerin gerçekleşeceğini ilan etmiştir. Komünistler seçimlere Vatan Cephesi adına tek listeyle girmeye hazırlanırken BHÇB ve Zveno kendi listelerini ayrı olarak sunacaklarını belirtmişler ve Petkov da seçimlerin ertelenmesi çağrısında bulunmuştur. Muhalefet ayrıca Yalta Konferansı’nın şartları ihlal edildiği gerekçesiyle İngiltere ve ABD’ye şikâyette bulunmuştur. İngiltere ve ABD de muhalefet partilerinin hazır olmadığını öne sürerek 26 Ağustos’taki seçimlerin iptalini istemiş ve Moskova’nın kabul etmesi üzerine seçimler 18 Kasım 1945’e ertelenmiştir.[28]

Bulgaristan’a dönen Dimitrov halkın karşısına ilk olarak 6 Kasım’da Ekim Devrimi’nin yıl dönümü nedeniyle Halk Tiyatrosu’nda yapılan törende çıkmış ve büyük bir kitle önünde konuşmasını yapmıştır. Dimitrov’un ülkeye dönmesi partiyi oldukça güçlendirmiş ve 1945 yılında üye sayısı 254 bine kadar çıkmıştır.[29] Diğer yandan 9 Kasım’da Dimitrov’u ziyaret eden ABD Başkanı Truman’ın özel temsilcisi Mark Etric şimdiki hükümetin temsil hakkı olmadığını ve 18 Kasım’daki seçimde seçilecek halk meclisinin temsiliyetini tanımayacaklarını bildirmiştir. Muhalefet de boykot çağrısında bulunmuş, fakat BİP(K) Vatan Cephesi’nin tek liste halinde seçimlere girmesini sağlamış ve katılımın yüzde 84,8 olduğu seçimlerde Vatan Cephesi oyların yüzde 88’ini alarak zaferle çıkmıştır. Dimitrov’un Vatan Cephesi’nin Sofya listesinde birinci sıra adayı olduğu seçimler, yeni toplumsal ve siyasal sistemin oluşturulması için meşru bir yasama sisteminin kuruluşunu da başlatmıştır.[30]

Seçimlerden Vatan Cephesi’nin zaferle çıkmasına rağmen İngiltere ve ABD, SSCB’ye Bulgaristan’daki hükümette muhalefet partilerinin üyelerinin de olmasını önermiş ve bu öneri reddedilmiştir. Seçimler ardından ise Dimitrov’un öncülüğünde cephe içindeki diğer partilere karşı harekete geçilmiştir. İlk olarak 1946 yazında Zveno’ya karşı harekete geçilmiş, maliye bakanlığı Zveno’dan alınmakla birlikte savunma bakanlığına Zveno’dan D. Velçev getirilmiş ve Kimon Georgiev’in başbakan kalmasına izin verilmiştir. Fakat kısa süre sonra D. Velçev ile General Kiril Stançev görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Diğer yandan da devletin yönetim biçiminin monarşi mi cumhuriyet mi olacağını belirlemek için 8 Eylül 1946’da referanduma gidilmesi kararlaştırılmıştır.[31]

1946 Referandumu ve Dimitrov Anayasası

8 Eylül 1946’da gerçekleşen referandumda oy verenlerin yüzde 95,6’sı cumhuriyet, yüzde 4,4’ü monarşi yönünde oy kullanmıştır. Böylece yürürlükte olan “Tırnova Anayasası” yerine yeni bir anayasanın hazırlanması gerekmiştir.   Hastalığı nedeniyle sık sık Moskova’ya giden Dimitrov, 8 Eylül 1946 referandumundan önce Stalin ile görüşmüştür. Bu görüşmede Stalin Dimitrov’a yeni anayasada Yugoslavya’dan daha sağda bir halk cumhuriyetinin önerilmesini, çiftçilerle birlikte yeni bir komünist partinin kurulmasını önermiştir. Stalin bunun farklı bir yoldan sosyalizme geçiş olduğunu Dimitrov’a ifade etmiştir. Bu önerilerin altında Stalin’in Batılı müttefiklerinin Bulgaristan’da sosyalist bir yönetimin kurulmasına yönelik “hassasiyetlerini” gözeterek dolambaçlı yollar kullanmaya çalışması yatmaktadır. Stalin’in bu önerilerine katılan Dimitrov Moskova’dan dönerek seçim sürecini bizzat yönetmiştir.[32]

Referandumun ardından agresif ve atak bir siyaset izleyen BİP(K), 27 Ekim 1946’da gerçekleşen seçimlerde oyların yüzde 53,9’unu, 465 sandalyeden 278’ini kazanmıştır. 23 Kasım 1946’da Georgi Dimitrov’un Başbakan olduğu, 19 bakanlığın 10’unun komünistlerin elinde olduğu yeni hükümet kurulmuş ve yeni anayasa çalışmalarına hız verilmiştir. Büyük Ulusal Meclis komisyonlarında tartışılan yeni anayasa 4 Kasım 1947’de kabul edilmiş ve bu anayasa sonrasında “Dimitrov Anayasası” olarak adlandırılmıştır. Bu anayasayla Bulgaristan Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. 1936 SSCB Anayasası’na göre hazırlanan bu anayasa planlı ekonomiyi öngörmekle birlikte, kamu yararına zarar vermemek üzere özel mülkiyete izin tanımaktaydı. Ayrıca konuşma, basın ve toplantı özgürlüğü gibi temel haklar, 9 Eylül 1944 Halk Devrimi’nin kazanımlarını tehlikeye atacak faaliyetleri yasaklayan bir madde çerçevesinde nitelendirilmiştir.[33]

BHÇB içerisindeki etkisini kaybetse de 1946 seçimlerinde milletvekili olan Nikola Petkov, BİP(K)’ye açıkça meydan okuyarak muhalefetin öncülüğünü yapmıştır. Petkov’un artan muhalefetine karşılık olarak 5 Haziran 1947’de Nikola Petkov ve BHÇB’lilerin milletvekillikleri iptal edilmiştir. Ağustos ayında gerçekleşen mahkemede Petkov’a idam cezası verilmiş ve ABD’nin karşı çıkmasına rağmen 23 Eylül 1947’de Petkov idam edilmiştir. 1947 yılının başından itibaren giderek daha sert bir politika izleyen Dimitrov ise Petkov’un idam edilmesine ilk başlarda karşı çıkmış olsa da SSCB’nin isteği ve ABD’nin idama itirazına karşılık zayıf gözükmemek için idamı onaylamıştır. Petkov’un idamıyla birlikte BHÇB içerisindeki sağcılar büyük oranda güç kaybetmiştir.[34]

1947 ilkbaharında Dimitrov’un hastalıkları da artmaya başlamıştır. Orta derecede diyabet, karaciğer sirozu başlangıcı ve ilerleyen kalp hastalığı nedeniyle Dimitrov sık sık Moskova’ya gitmiş ve 8 Ağustos- 16 Kasım 1947 tarihleri ​​arasında uzun bir tedavi süreci geçirmiştir.[35]

Dimitrov Anayasası’nın kabul edilmesinden sonra ekonomide devlet ve kamu sektörünün güçlendirilmesi ve planlı ekonomiye geçilmesi için büyük ve orta sanayi 23 Aralık 1947’te devletleştirilmiştir. Bütün gençlik örgütleri de 21-22 Aralık 1947’de kuruluş kongresini yapan Komünist Gençlik Birliği adı altında birleştirilmiştir.[36]

1948 Kongreleri

1948’in başlarında Vatan Cephesi’nin tek örgüt olmasına yönelik hamleler başlamıştır. 3 Şubat 1948’de 1105 delegenin katılımıyla Vatan Cephesi’nin 2. Kongresi yapılmış ve bu kongrede Vatan Cephesi’nin anti-emperyalist, demokratik ve yurtsever bir siyasi örgüt olmasına oybirliği ile karar verilmiştir. Böylece Vatan Cephesi koalisyondan bir örgüte dönüşmüştür. Ayrıca bu kongrede program da değiştirilmiş, kapitalizmden sosyalizme geçiş programı kabul edilmiş ve Vatan Cephesi’nin başkanlığına Dimitrov getirilmiştir.[37]

Bu kongreden sonra BSDİP üyeleri BİP(K)’ye katılmaya başlamış ve parti Aralık 1948’de kapanmış, BHÇB ise sosyalizme geçiş programını desteklediği için kapatılmamış ve varlığını devam ettirmesine izin verilmiştir. Şubat 1949’da Zveno ve Mart 1949’da Radikal Parti kendilerini feshederek Vatan Cephesi’nin programını kabul etmişlerdir.[38]

BİP(K)’nin Bulgaristan Komünist Partisi adını aldığı Aralık 1948’deki 5. kongresinde Bulgaristan’da kurulan Halk Demokrasisi’nin, sosyalizme geçişte proletarya diktatörlüğünün özel bir biçimi olduğu belirtilmiştir. Bu kongrede BKP’nin genel sekreterliğine Dimitrov getirilmiştir.[39]

Kongrenin ardından iki yıllık halk ekonomisi planı kabul edilmiş, tarımın hızla kooperatifleştirilmesine geçilmiş, köylülerin Emek Tarım Kooperatifleri’ne (Trudovo-Kooperativno Zemedelsko Stopanstvo—TKZS)[40] katılmaları konusunda baskılar artmış ve topraklar devletleştirilmiştir. Bütün işletmeler ve bankalar devletleştirilmiş, büyük endüstriyel girişimlerin inşasına başlanarak hafif sanayi ve tarım ikinci plana atılmıştır. Endüstriyel gelişim için gerekli olan hammaddelerden yoksun olan Bulgaristan, bu maddelerin teminini Sovyetlerden ithal etmek zorunda kalmakla birlikte çok sayıda Sovyet uzmana da ev sahipliği yapmıştır. Eğitim sistemi ve kültür üretimi de halkın bütün kesimlerini kapsayacak şekilde genişletilerek sosyalist kültür devrimi yapılmaya çalışılmıştır. Dış politikada ise Sovyetler Birliği ile uyumlu bir hat izlenmiştir.[41]

Kongrenin ardından ülkenin yönetimi tamamen BKP’nin eline geçmiş ve Sovyetler örneğinde olduğu gibi Politbüro üyeleri tarafından Bulgaristan yönetilmeye başlanmıştır. Diğer yandan SSCB’nin ülke içindeki etkisi de giderek artmıştır. Örneğin Stalin Titoculara yakın olduğunu düşündüğü Traicho Kostov’un görevden alınmasını istemiş, 5. Kongre’de ise Kostov Politbüro’ya seçilse de Merkez Komite Sekreterliğine seçilmemiştir. Stalin’in ithamlarından sonra Dimitrov MK toplantılarında Kostov’u hedef almış ve eleştirilerde bulunmuş olsa da Kostov’u korumaya çalışmıştır. 31 Mart 1949’da Dimitrov Kostov’u bütün parti imtiyazlarından men ettiğini açıklamış, fakat Kostov’un devlet kademelerinde çalışabileceğini belirtmiştir. Dimitrov’un çabalarına rağmen Kostov, Dimitrov öldükten sonra 16 Aralık 1949’da idam edilmiştir.[42]

Öte yandan Almanya’nın yenilgisinin kesinleşmesinin sonrasına bırakılan Yugoslavya ile Bulgaristan’ın birleşmesi için görüşmeler sürdürülmüştür. 6-7 Haziran 1946’ta Tito, Dimitrov ve Stalin buluşmuşlar ve uluslararası düzen bir netliğe kavuşana kadar birlik anlaşmasının ertelenmesine karar vermişlerdir. 10 Şubat 1947’de Paris Barış Antlaşması imzalandıktan sonra birleşme için hazırlıklara hız verilmiştir. 2 Ağustos 1947’te Yugoslavya’ya giden Dimitrov Tito ile görüşmüş ve Bled Deklarasyonu imzalanmıştır. Bu deklarasyonla federasyonun aşamalı bir şekilde gerçekleştirilmesi kararı alınmış, Yugoslavya ve Bulgaristan arasında uzun zamandır tartışma konusu olan Pirin Makedonyası’nın Üsküp’e katılması için Yugoslavya’nın çalışmalar yapmasına izin verilmiştir. Fakat Stalin 18 Ağustos 1947’de Dimitrov’a mektup göndererek bu çalışmaların imzalanan barış anlaşmasının yürürlüğe girilmesinden sonrasına ertelenmesini istemiştir. Sonrasında Stalin, Şubat 1948’te Moskova’ya gelen Bulgaristan ve Yugoslavya heyetlerine karşı Bled Deklarasyonu’nu ve birleşme çabalarını eleştirmiştir. Nitekim Mart 1948’te YKP Merkez Komitesi toplantısındaki konuşmaların Moskova tarafından Troçkist ve anti-sovyetik olarak nitelendirilmesiyle ilişkiler bozulmuş ve BİP(K)’nin de Moskova’yı desteklemesiyle birleşme hayalleri suya düşmüştür.[43]

Stalin ile Tito arasında büyüyen tartışmalara karşı Nisan 1948’de Kominform dergisine “Bulgar Halkının Demokrasi ve Sosyalizm Mücadelesi” başlıklı makale yazan Dimitrov, Yugoslavya ile Bulgaristan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini ama resmi olarak birleşmeyeceklerini belirtir. Dimitrov kendisini Tito’yu aşırılıklarından uzaklaştırıp Sovyetlere çekecek bir aracı olarak görmüştür. Bu nedenle Mayıs ve Haziran ayları boyunca Tito ile görüşmeye devam etmiştir. Fakat ilişkilerin düzelmemesi üzerine Dimitrov, Haziran ayı sonunda Yugoslavya’nın Kominform’dan ihraç edilmesini onaylamış ve 12-13 Temmuz 1948’deki Merkez Komite Plenumu’nda Yugoslavya’ya fazla güvendiklerini belirterek özeleştiride bulunmuştur.[44]

Ağustos 1948’de kalp hastalığı, karaciğer ve safra iltihabı, düzensiz kan dolaşımı, akut diyabet ve deri altı kanamalar nedeniyle Dimitrov’un rahatsızlığı artar ve Ağustos ile Kasım 1948 arasında Boroviça Senatoryumu’nda tedavi olur.  Tedavinin ardından Bulgaristan’a dönen Dimitrov, Şubat 1949’da bir hafta süren enfeksiyon krizi geçirdikten sonra tekrar tedavi için Moskova’ya götürülmüştür. Mayıs ayında kronik kalp ve karaciğer rahatsızlıklarına ek olarak mide kanseri de olduğu ortaya çıkan Dimitrov, 27 Haziran’da bir dizi iç kanama geçirmiş ve 2 Temmuz 1949’da Moskova’daki Boroviça Senatoryumu’nda hayatını kaybetmiştir.[45]

Dimitrov’un Moskova’da ölmesinden ve son dönemde Stalin’le Yugoslavya ve Bulgaristan meselelerinde tartışmalar yaşamasından dolayı Stalin tarafından öldürüldüğüne dair iddialar ortaya çıkmıştır. Fakat Dimitrov’un yaşadığı rahatsızlıkların giderek ağırlaşmasının yanı sıra Stankova’nın da vurguladığı üzere Stalin’le uzun süre uyumlu bir şekilde çalışması ve ayrıştıkları konularda bile Stalin’le yakın bir çizgide olması, Dimitrov’un Stalin tarafından öldürüldüğü iddialarının gerçekçi olmadığını göstermektedir.[46]

Diğer yandan Dimitrov’un ölümüyle BKP’nin ve ülkenin başına Valko Çervenkov geçmiş ve kuruluşu büyük oranda tamamlanan Bulgaristan Halk Cumhuriyeti 1990’da yıkılana kadar varlığını devam ettirmiştir.

Sonuç

Çocuk yaşından itibaren komünist mücadele içerisinde bulunmuş olan Georgi Dimitrov, Bulgaristan’da komünist partinin kitleselleşmesinde ve siyasal yaşamda önemli güç olmasında büyük pay sahibi olmuştur. Buna ek olarak 1923’teki başarısız ayaklanmadan sonra yurtdışına çıkmasıyla birlikte dünyadaki komünist hareketin gelişmesinde de önemli rol oynamakla birlikte SSCB’de üst düzeyde görevler almıştır.

Georgi Dimitrov’un Bulgaristan’ın İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’na girmesiyle birlikte Bulgaristan’daki komünist harekette belirleyici olduğu görülmektedir. Komünist olmayan ama Almanlarla iş birliğine karşı olan partilerle ittifak yapılarak Vatan Cephesi’nin kurulmasında ve bu ittifakın korunarak cephenin iktidarı almasında, ülke dışarısında olmasına rağmen, Dimitrov’un direktiflerinin etkileri vardır.

Vatan Cephesi’nin iktidarı almasından sonra bir yandan partiler arasındaki ittifakın korunmasında diğer yandan da komünistlerin iktidar alanındaki güçlerini arttırmalarında Dimitrov’un ılımlı ve “kapsayıcı” politikalarının yanı sıra “atak” politikalarının da payı bulunmaktadır. Fakat bu “atak” politikalarının Stalin’in uyarıları doğrultusunda belirli bir çerçeve içerisinde de kaldığını görmekteyiz. Bunda SSCB’nin barış anlaşması imzalanıp yürürlüğe girene kadar Almanlara karşı ittifak kurduğu İngiltere ve ABD’yi gözetme politikasının da önemi vardır. Fakat Petkov’un idamıyla başlayan süreçle birlikte Dimitrov’un ılımlı ve kapsayıcı politikaların yerini “atak” politikalar almış ve SSCB’nin de desteğiyle Bulgaristan’da sosyalist devletin kuruluşuna girişilmiştir.

Bu kuruluş sürecinde de Dimitrov SSCB’ye yakın bir politika izlemiş, kendi adıyla anılan anayasadan ekonomi ve partinin yönetim biçimine kadar Sovyet örneğinden etkilenmiştir. Bunlarla birlikte Dimitrov, bir süredir birleşme çalışmaları yürüttüğü ve faşizme karşı beraber mücadele yürüttüğü Tito’yu da Stalin’le yaşadığı tartışmadan dolayı yalnız bırakmaktan da kaçınmamıştır. Böylece Dimitrov’un yaşamının sonuna kadar Stalin ve dolayısıyla SSCB ile uyumlu politikalar izlemeye çalıştığı görülmektedir. Öte yandan Dimitrov, Tito ve Stalin arasındaki ilişkileri değerlendirmek bugün de komünist hareketin bir görevi olarak önümüzde duruyor.

Sonuç olarak Bulgaristan’da sosyalist devletin kuruluşunun Dimitrov’un öncülüğündeki komünistlerin izlediği ılımlı, kapsayıcı ve atak politikalar doğrultusunda rakiplerini adım adım ekarte etmeleriyle gerçekleştiğini ve bu süreçte Bulgaristan’ın ve dünyadaki sosyalist hareketin en önemli isimlerinden biri olan Georgi Dimitrov’un, SSCB ve Stalin’in önemli desteğiyle birlikte, önemli bir rol oynadığı görülmektedir. 

 

Kaynakça

Crampton, R. J. Bulgaria, Oxford: Oxford University Press, 2007.

Dimitrov, Georgi. Gençlik için Notlar, Çev. Adem Artam, İstanbul: Tarihsel Yayıncılık, 1992.

_______. Günlük 1: 9 Mart 1933-31 Ağustos 1939, Çev. Rüstem Aziz,     İstanbul: Tüstav Yayınları, 2004a.

_______. Günlük 2: 1 Eylül 1939-5 Mayıs 1945, Çev. Rüstem Aziz, İstanbul: Tüstav Yayınları, 2004b.

_______. Günlük 3: 6 Mayıs 1945-6 Şubat 1949, Çev. Rüstem Aziz, İstanbul: Tüstav Yayınları, 2005.

_______. Faşizmin Yargılanması (Leipzig 1933), Çev. Olcay Geridönmez, İstanbul: Evrensel Basım Yayın, 2000.

_______. Halk Cumhuriyetine Doğru, Çev. Sulhi Dönmez, Sahir Ertan, İstanbul: Habora Kitabevi, 1970.

Gökturna, Emin. “Bulgar faşizmi ve Dimitrov”. https://ozgurlukdunyasi.org/arsiv/279-sayi-157/814-bulgar-fasizmi-ve-dimitrov [24.12.2020].

Jelavich, Barbara, Balkan Tarihi, 20. Yüzyıl, 2. Cilt, Çev. Zehra Savan, Hatice Uğur, İstanbul: Küre Yayınları, 2009.

Gallagher, Tom, Outcast Europe: The Balkans, 1789–1989, from the Ottomans to Milošević, New York: Routledge, 2001.

Holmes, Leslie. “People’s Republic of Bulgaria”. Marxist Governments: A World Survey, ed. Bogdan Szajkowski, Londra: The Macmillan Press, 1981: 116-144.

Miller, Marshall Lee. Bulgaria During the Second World War, Stanford: Stanford University Press, 1975.

Staar, Richard Felix, Communist regimes in Eastern Europe, Stanford: Hoover Institution Press, 1982.

Stankova, Marietta, Georgi Dimitrov: A Biography, Londra: I.B. Tauris, 2010.

Sygkelos, Yannis, Nationalism from the Left: The Bulgarian Communist Party During the Second World War and the Early Post-War Years, Leiden: Brill, 2011.

“Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, 3. Cilt, İstanbul: İletişim Yayınları, 1988: 948-975.

Dipnotlar

[1] Georgi Dimitrov, Gençlik için Notlar, Çev. Adem Artam (İstanbul: Tarihsel Yayıncılık, 1992), 7.

Stankova, age, 10.

[2] Emin Gökturna, “Bulgar faşizmi ve Dimitrov”, https://ozgurlukdunyasi.org/arsiv/279-sayi-157/814-bulgar-fasizmi-ve-dimitrov [24.12.2020]; Stankova, age, 11.

[3] Gökturna, agm; Stankova, age, 11.

[4] Dimitrov, 1992, 9; Georgi Dimitrov, Günlük 1: 9 Mart 1933 – 31 Ağustos 1939, Çev. Rüstem Aziz (İstanbul: Tüstav Yayınları, 2004a), 13; Gökturna, agm; Leslie Holmes, “People’s Republic of Bulgaria”. Marxist Governments: A World Survey, ed. Bogdan Szajkowski (Londra: The Macmillan Press, 1981), 119; Richard Felix Staar, Communist regimes in Eastern Europe (Stanford: Hoover Institution Press, 1982), 38; Stankova, age, 14.

[5] Dimitrov, 2004a, 14; Stankova, age, 29, 37.

[6] Dimitrov, 2004a, 15.

[7] Dimitrov, 1992, 19-20; Dimitrov, 2004a, 16-18; Gökturna, agm; Marshall Lee Miller, Bulgaria During the Second World War, (Stanford: Stanford University Press, 1975), 4; R. J. Crampton, Bulgaria, (Oxford: Oxford University Press, 2007), 237; Stankova, age, 57-61; Yannis Sygkelos, Nationalism from the Left: The Bulgarian Communist Party During the Second World War and the Early Post-War Years, (Leiden: Brill, 2011), 28.

[8] Dimitrov, 2004a, 19; Georgi Dimitrov, Halk Cumhuriyetine Doğru, Çev. Sulhi Dönmez, Sahir Ertan (İstanbul: Habora Kitabevi, 1970), 140-141; Gökturna, agm.; Stankova, age, 77; Sygkelos, age, 31.

[9] Dimitrov. 1992, 27; Dimitrov, 2004a, 20-21, 103-120; Georgi Dimitrov, Faşizmin Yargılanması (Leipzig 1933), Çev. Olcay Geridönmez, (İstanbul: Evrensel Basım Yayın, 2000), 168-172; Stankova, age, 103.

[10] Dimitrov, 1992, 27; Dimitrov, 2004a, 23, 126, 164-175; Georgi Dimitrov, Günlük 2: 1 Eylül 1939-5 Mayıs 1945, Çev. Rüstem Aziz (İstanbul: Tüstav Yayınları, 2004b), 5-58;Gökturna, agm; Stankova, age, 135.

[11] Dimitrov, 2004a, 26; Stankova, age, 127; Sygkelos, age, 54.

[12] Barbara Jelavich, Balkan Tarihi, 20. Yüzyıl, 2. Cilt (İstanbul: Küre Yayınları, 2009), 247; Holmes, agm: 118; Miller, age, 45.

[13] 1927’de BKP, illegal BKP ve legal Bulgar İşçi Partisi olarak ikiye bölünmüştür. Bu iki parti 1938’de birleşir ve Bulgaristan İşçi Partisi (Komünist) adını ve BİP(K) kısaltmasını almıştır. Özellikle bkz. Holmes, agm, 119; Sygkelos, age, 31.

[14] Dimitrov, 2004a, 33-34; Dimitrov, 2004b, 59;Miller, age, 47.

[15] Dimitrov, 1970, 157; Miller, age, 196.

[16] Hristo Botev, 1876’daki ayaklanma öldürülen milli şair ve devrimcidir. Bkz. Sygkelos, age, 59.

[17] Dimitrov, 1970, 5-7; Dimitrov, 2004a, 37-38; Dimitrov, 2004b, 170, 181;Gökturna, agm; Miller, age, 160, 197.

“Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, 3. Cilt, (İstanbul: İletişim Yayınları, 1988): 954.

[18] Crampton, age, 276; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954.

[19] Crampton, age, 173; Dimitrov, 1970, 31-33; Dimitrov, 2004a, 38-39; Dimitrov, 2004b, 314-315, 348; Miller, age, 162-163.

[20] Crampton, age, s. 280; Dimitrov, 2004a, 41-42; Dimitrov, 2004b, 364-365; Gökturna, agm; Holmes, agm: 118; Miller, age, 166-167, 199-203, 216; Stankova, age, 174, 179; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954.

[21] Crampton, age, 309; Dimitrov, 2004b, 382-383; Staar, age, 38; Stankova, age, 180; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954.

[22] Crampton, age, 320-321; Dimitrov, 2004a, 44-46; Dimitrov, 2004b, 347, 355; Jelavich, age, 341-343; Stankova, age, 174, 187-188; Sygkelos, age, 151-154.

[23] Crampton, age, 313; Dimitrov, 2004a, 46; Jelavich, age, 310; Miller, age, 218; Stankova, age, 184, 187.

[24] Crampton, age, 311-312; Holmes, agm: 141; Jelavich, age, 310; Stankova, age, 185; Sygkelos, age, 98.

[25] Holmes, agm: 131; Jelavich, age, 310.

[26] Dimitrov, 1970, 74; Dimitrov, 2004a, 47; Dimitrov, 2004b, 437; Stankova, age, 186, 189.

[27] Dimitrov, 2004a, 47; Jelavich, age, 311; Stankova, age, 192; Sygkelos, age, 89.

[28] Georgi Dimitrov. Günlük 3: 6 Mayıs 1945-6 Şubat 1949, Çev. Rüstem Aziz, (İstanbul: Tüstav Yayınları, 2005), 31; Gökturna, agm; Holmes, agm: 121; Jelavich, age, 311; Stankova, age, 190.

[29] Crampton, age, 314; Dimitrov, 1992, 34; Dimitrov, 2005, 54; Holmes, agm: 131; Stankova, age, 193.

[30] Dimitrov, 2004a, 48; Dimitrov, 2005, 55; Gökturna, agm.; Stankova, age, 193; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954.

[31] Dimitrov, 2004a, 49; Dimitrov, 2005, 84-85; Jelavich, age, 311; Stankova, age, 196.

[32] Dimitrov, 2004a, 49-50; Dimitrov, 2005, 87-90; Gökturna, agm; Jelavich, age, 312; Miller, age, 219; Stankova, age, 202-203; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954-955.

[33] Crampton, age, 316, 325; Holmes, agm: 133; Jelavich, age, 312, 365; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954-955.

[34] Crampton, age, 322-323; Dimitrov, 2004a, 51-55; Dimitrov, 2005, 133-134, 139; Holmes, agm: 121; Jelavich, age, 312; Miller, age, 218; Stankova, age, 207-208. Tom Gallagher, Outcast Europe: The Balkans, 1789–1989, from the Ottomans to Milošević (New York: Routledge, 2001), 168.

[35] Dimitrov, 2005, 119; Stankova, age, 207-208.

[36] Dimitrov, 2004a, 55; Dimitrov, 2005, 173.

[37] Dimitrov, 2004a, 55; Dimitrov, 2005, 177; Gökturna, agm; Sygkelos, age, 90; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954-955.

[38] Dimitrov, 2004, 55; Gökturna, agm; Holmes, agm: 121.

[39] Dimitrov, 2005, 251-252; Gökturna, agm; “Doğu Avrupa’da Halk Demokrasileri”, agm: 954-955.

[40] TKZS ile ilgili iki Türkçe şarkı şuradan dinlenebilir.
https://www.youtube.com/watch?v=Gr6576zbx-8
https://www.youtube.com/watch?v=H4vCysa2ESM

[41] Crampton, age, 328, 331; Dimitrov, 1992, 36; Dimitrov, 2004, 56; Holmes, agm: 122-123.

Jelavich, age, 391; Staar, age, 49.n

[42] Crampton, age, 336-337; Dimitrov, 2004a, 59-60; Gallagher, age, 191; Holmes, agm: 123; Jelavich, age, 366; Stankova, age, 222-225.

[43] Crampton, age, 337-338; Dimitrov, 2004a, 51-57; Dimitrov, 2005, 79-80, 118, 178-188, 203-204; Gallagher, age, 181; Gökturna, agm; Jelavich, age, 341-343; Miller, age, 193; Stankova, age, 201, 209, 211; Sygkelos, age, 155-157.

[44] Stankova, age, 213-215; Sygkelos, age, 102-103.

[45] Dimitrov, 2004a, 51-57; Gökturna, agm; Stankova, age, 216, 227-228.

[46] Stankova, age, 224-225.