Depremin 2.Yılında, Yaşam Hakkı Mücadelesi Sürüyor
Depremin 2.yıldönümüne gelirken “unutmak, affetmek, helalleşmek yok” ifadesinde somutlaşan yası, öfkeyi doğuran süreç tüm çıplaklığı ve ağırlığıyla sürüyor. Sürecin sorumluları […]
Depremin 2.yıldönümüne gelirken “unutmak, affetmek, helalleşmek yok” ifadesinde somutlaşan yası, öfkeyi doğuran süreç tüm çıplaklığı ve ağırlığıyla sürüyor. Sürecin sorumluları […]
Metal işçilerinin ekmek kavgası 2024 Aralık’ından bugüne devam ediyor. Grev yasağına rağmen Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünde greve çıkan 7 fabrikada,
Varlığını çeşitli belirtilerle anladığımız ama ne olduğu henüz tam anlaşılmayan “süreç” devam ediyor. Henüz “ne olduğu” tam anlaşılamayanın “ne olabileceği”
Adına hakikat-ötesi çağı dedikleri şey, nesnel olan ve aynı zamanda herkesçe bilinen bir gerçekliğin silikleştirilmesine, tarihin ve toplumsal gerçekliğin tahrif
El Yazmaları’nın notu: Kobani Kumpas Davası’nda yargılanıp hüküm giyen yazar ve çevirmen Alp Altınörs ile mektup aracılığıyla bir röportaj gerçekleştirdik.
İktidar koalisyonu için Suriye’de yaşanan gelişmeleri “zafer” olarak ifade etmek abartı olmaz. Ancak bu zaferin içeriye yansıması Suriye sahasındaki gerçeklikle
Toplumsal güçler, halka karşı savaş açan sermaye ve iktidarın yönelimlerine kendi durdukları yerden zorunlu ihtiyaçlarını elde etmeye çalışarak cevap veriyor.
Küresel, bölgesel ve yerel düzeyde toplumsal ve siyasal gerçekler sürekli olarak içlerindeki yıkıcı potansiyellerin uç noktalarına doğru hareket ediyor. Kurulu
Sınıf mücadelesi ya da daha geniş bir zeminde yürüme potansiyeliyle yüklü olan anti-kapitalist mücadelenin zemini tarih-dışı bir mutlaklık güvencesine sahip
Sistem yıkılmamakta inat edip yıkılmamak için faşist hareketlere alan açmakta, demokrasinin sırf yüzeysel bir gösteriye indirgenerek tasfiye edilmesine yönelmekte ve
Oyunda kalmak ruhsal bir güç gerektirir. Oyunu kazanmak ise gücün ta kendisi olmayı.
Kuşkusuz biz bir oyunun içinde değiliz. Dişiyle tırnağıyla etiyle kemiğiyle her şeyi iliklerimize kadar hissettiğimiz kanlı canlı bir hayatın tam ortasındayız. Bu hakikat debdebesinde güç, yaşam ile eşdeğer bir politik muhtevaya sahip.
En temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı bir gerçeklik içinde açığa çıkan toplumsal gerilimin kırılma yönünü, yaşamın her alanındaki ama özellikle de emekçilerin çalışma ve yaşam alanlarındaki günlük yaşama an an müdahale eden/edebilen güçler belirleyecektir.