Tek Yanlı ve Keyfi Bir Muhataplık: “Alevilik” Torba Yasası

Türkiye’de yirmi yıllık iktidarında AKP’nin tarihsel/güncel sorunlara yaklaşımı ve politik pratiği “mış gibi” yapmak.

Tıpkı 8 Kasım’da Alevilerin Ankara’daki “Alevilik Torba Yasaya Sığmaz” buluşmasından hemen sonra gece yarısı, cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Alevi toplumunun taleplerini bir torba yasaya ekleyerek, çözdüm bitti(!) demesi gibi.

Düzenleme gibi gösterilen bu KHK ile AKP-MHP iktidarına soruyoruz: Bu telaş ne?

Giderayak, seçimler yaklaşırken ve iktidar olarak tüm meşruluğunuzu yitirmişken “hadi bir hamle yapayım, üç-beş Alevi oyu alayım” telaşesi mi?

Yoksa geleneksel sorun çözme yönteminiz olarak, despotik devlet geleneğinizden aldığınız şiddeti tekrardan Alevilere göstermenin indirmenin telaşesi mı?

Keza meclis önünde, Alevi toplumuna kalkan joblar ve gözlerdeki kin, sıkışan AKP-MHP iktidarının tüm toplumsal güçlere yönelik yeni dönem politikasının yansıması gibi durmuyor mu?

AKP’nin Asr-ı Saadeti ve Aleviliğin İnkârı

AKP iktidarı ülkenin başına çöreklendiği ilk günden beri, İslamcı tefekkürün siyasi retoriği olan, yüksek ahlakın hüküm sürdüğü ideal bir toplumu ve “asr-ı saadet”i gerçekleştirmek için yola koyulduğunu söyledi durdu. Tüm konuşmalarda vurguları ise yeni bir kültür ve yeni bir nesildi.

Geldiğimiz noktada ise iktidara sırtını yaslayan cemaat ve tarikatlar, devletin içine çöreklenmiş çeteler, sermayenin önünde düğme ilikleyen bir hükümetten ve tüm toplumu sadaka kültürü ile ehlileştiren çürümüş bir yapıdan başka bir şey göremiyoruz.

Alevilere yönelik tutumları ise tam da bu zihniyete hasbihal bir duruşu yansıtıyor. Alevi toplumunun yüz yıllardır yürüttüğü varoluş, tanınma ve eşitlik mücadelesini, etrafında çöreklenen çıkar şebekesi ile kurduğu ilişki gibi çözeceğini düşünüyor. Cemevlerinin elektrik, su, arsa… meselesini çözersem bu iş biter diyorsa, üzgünüz Alevilerin meclis önünde de söylediği gibi Alevilik torba yasaya sığmaz.

Çünkü bu Torba yasa yine “mış gibi” politikasının yansıması.

“Varmış ama yokmuş gibi, kabul etmiş ama istediği kadar, çözüyor gibi yapıp aslında süründürmek veya sündürmek, ismini anmak cismini inkâr etmek, Alevileri sevmek ama bazılarını” Aleviliğe dair tüm inkâr belirtilerinin yansıması değil mi?

Sözleşmeli Personel Olarak Aleviler

Kararnamede Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağını, danışma kurulunda 11 kişi ve başkanın olacağı, bu kurulun cumhurbaşkanı tarafından atanacağı veya görevden alacağı yazılıyor. 54 kadro ile bu ekibin tamamlanacağı da belirtilmiş. Ayrıca kararname maddeleri boyunca araştırma nesnesine indirgenmiş bir Alevilik söyleminden başka bir şey görmüyoruz.

Alevilik sorununa dair bu kararname, Aleviliği kültürel-antropolojik bir ögeye indirmek ve Alevi yurttaşları- kamu kaynaklarından dışlanmış, yoksullaştırılmış Alevi yurttaşları- istihdam ile içermenin bir yöntemi.

AKP’nin Alevi lobisinden sorumlu danışmanı “Ali Arif Özzeybek” belli ki dersini iyi çalışmamış. Meşhur Alevilik gezilerinde, Cemevlerinin tanınmasına dair taleplerin sadece bu kısmını alarak Soylu ve Erdoğan’ı ikna etmiş. Ne de olsa kendisi de AKP’nin personeline dönüşmüş Özzeybek, Alevi inanç önderlerini böyle içereceğini düşünmüşse halt etmiş.

Alevi Kurumları da Alevi İnanç Önderleri de Hilelerinize Aşina, Yemezler!

Bektaşi olduğunu iddia eden Özzeybek’e bir tarih bilgisi verelim.

1826’da Bektaşi tekkelleri, 2. Mahmud tarafından kapattırılıp, tekkelerin mal varlığına el koyulmuş, inanç önderleri sürgüne gönderilmiş, Nakşibendi şeyhlerini de buraya atayıp, Bektaşiler gözetim altına alınmaya çalışılmıştır. Ama Alevi-Bektaşi önderleri de kurumları da bu asimilasyon ve dergahları kapatma, devretme politikasına karşı dimdik durmuşlardır.

Alevi toplumunun önderleri, iktidarın bu politik hamlelerini anlayacak ve karşısında da duracak kadar uyanık, inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı heybelerinde binlerce deneyime sahipler.

Nitekim Meclis önündeki kararlı duruşları da önümüzdeki günlerde takvimlerine yerleştirdikleri Alevi eylem ve buluşmaları da Aleviliği torba yasa ile bir “oldu bitti” ye getiren AKP-MHP iktidarına verilen en iyi cevaptır.

Alevi toplumu, kurumlarına da Aleviliği de sahip çıkacağı önemli bir dönemeçte. Vebali büyük olanla ittifak etmeyecek kadar bilge ve direnişçi…