Bıçak Sırtında Darbe
Türkiye’de siyasal alanın merkezileşmesi ve iktidar-muhalefet ilişkisi tarih boyunca yalnızca oy oranlarıyla değil, devletin ve egemen sınıfların iç mekanizmalarıyla dizayn […]
Türkiye’de siyasal alanın merkezileşmesi ve iktidar-muhalefet ilişkisi tarih boyunca yalnızca oy oranlarıyla değil, devletin ve egemen sınıfların iç mekanizmalarıyla dizayn […]
AKP-MHP iktidarı uzun süreden bu yana, toplumsal sınıflar ve kesimlerde siyasi ve iktisadi olarak rıza üretme kapasitesini ciddi oranda kaybetmiş,
Geçtiğimiz son bir ay içerisinde bölgede birbiri ile pek az ilişkili görünen fakat belki de bazı yönleriyle yakından bağlı olduğunu
19 Mart darbesinin ve darbenin hemen sonrasında öğrenci gençliğin açtığı yoldan sokağa çıkan halkın hareketinin belirlediği yeni bir dönemin içindeyiz.
19 Mart sonrası açığa çıkan enerjinin yıkıcılığı ve iktidardaki koalisyonun hesaplarını bozma kapasitesi herkesi, bu eylemleri bilfiil organize eden gençleri
CHP ülkemizdeki belki de en karmaşık, en fazla siyasal eğilimin içinde hareket ettiği, bir kısmı birbirini dışlayan bu eğilimlerin sürekli
ABD’nin Suriye’den geri çekilme planları, orada aniden “komşu” oluveren İsrail ve Türkiye arasında Suriye’nin geleceğinde kimin belirleyici olacağı konusundaki çekişmeyi
19 Mart darbesi aniden ortaya çıkan bir durumdan öte içerik taşır. Darbe girişimi, siyasal İslam’ın faşizmle iç içe geçerek özel
45 yıl önce bir 12 Eylül günü Türkiye’de olup biteni merak eden zamanın ABD devlet başkanına CIA görevlisinin merak etmemesini
Ülkeyi sadece darbelerle ve bu darbelerin yarattığı artık olağanlaşan olağanüstü hâl koşullarıyla yönetebilen Saray’daki neoliberal çete; rejim inşasında bir büyük
Bakıp gördüler ki kaybedecekler, zaman artık aleyhlerine çalışıyor, olası bir seçimde hileyle bile kapatamayacakları bir duruma doğru yokuş aşağı inmeye
Gazetemizde 14.01.2025 de yayınlanan “İlk adımı beklerken” yazımda şöyle demişim: “Türkiye emperyalist “Batı” tarafından “gözetmekle” görevlendirildiği Yeni Suriye’nin içine girdikçe,
27 Şubat deklarasyonu üzerine çok fazla değerlendirme yapılıyor. Herkes işin bir noktasını kendi durduğu yerden değerlendiriyor. Süreci anlamaya ve açıklamaya
Bin Pınarlı İda Dağı olarak efsanelere konu olmuş Kaz Dağları en az 20 yıldır işgal altında. Oysa o binlerce canlıya
2025 yılı, farklı iş kollarından işçilerin eylem, grev ve direnişleriyle başladı. Bir dönemdir ağırlıklı olarak kendiliğinden ve parçalı devam eden
Ülkede birbirini kimileyin destekleyen bazen de dışlayan güncel gelişmelerin, bölgedeki kaos, faşizmin hız ve yoğunluk kazanan devletleşme süreci, Kürtlerin silahlı
Rejimin dönüşümü bir kritik fazı daha kolayca geride bırakıyor. Bir engelle karşılaşmadıkça son birkaç aya yayılan büyük saldırı dalgası kalıcı
Anadolu coğrafyasında her taraflarından kendilerini kuşatan taşra ortamının kurak ve karanlık dehlizlerinde var olmaya çalışarak çocukluk ve gençliklerini yaşayan bir
“Normalleşme” işte böyle oluyor: Yerel seçimlerde yediği yumrukla sersemleyen iktidar koalisyonuna “normalleşme” teklif ederek acil ihtiyacı olan “nefes alıp kendine
Belli ki despotik devlet geleneği adına çok bir şey değiştirmeksizin, ana mimari aynı olmak kaydıyla kimi zorunlu değişiklikler yapılmak isteniyor.
Suriye’de NATO operasyonu ile yaşanan değişim iç politikada da birçok dengeyi altüst etti. 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası Cumhur İttifakı’nın