Bu fon gençleri değil; kutsal aileyi, gençleşmesi hedeflenen nüfus oranını ve aynı zamanda iş gücü oranını desteklemeyi amaçlıyor.
Uzun bir süredir kapitalizmin yapısal krizlerini, bu krizlerin ekonomik yansımalarını ve gençlik üzerindeki etkilerini tartışıyoruz.
Özellikle her yıl rekor kıran genç işsizlik oranları ve derinleşen gelecek kaygısı bu tartışmaları daha da yoğunlaştırıyor.
İki yönlü bir değerlendirme yapmak gerekirse; içinde yaşadığımız bu kriz süreçleri gençlik açısından umutsuzluk, yoksulluk ve borçluluk sorunlarını neredeyse kalıcılaştırmış durumdayken iktidar cephesinde ise bu krizler daha farklı bir yere tekabül ediyor.
İktidar ve sermaye açısından iş gücünün gençleştirilmesi ve toplumsal düzenin aile kurumu ile düzenlenmesi önemli bir konu. Zorunlu eğitime müdahale etmek istemelerinin, mesleki eğitim için gidilen liselerde öğrencilerin bir gün okula gidip geriye kalan dört günde bir işçi gibi çalıştırılmasının, her yerde meslek edindirme kurslarının açılmasının en önemli nedenleri tüm çalışma alanlarına kalifiye elemanlar yetiştirmek ve ucuz iş gücü potansiyelini artırmak.
Bu denklemde aile kurumunun denk düştüğü yer ise patriyarkal kapitalizm tarafından belirleniyor. Gençleşen toplumda kadınların daha yoğun bakım emeği üretmesi, sermaye birikiminin kadınların görünmeyen ev emeği ile desteklenmesi için elbette aileye ihtiyaç var.
Eğitimin niteliği, işsizlik, barınma krizi gündemlerinde değil, öğrenci intiharları ve ihmaller nedeniyle öğrencilerin ölmesi ise konuşulması, tartışılması gereken bir konu bile değil. KYK yurtlarındaki sağlık ve can güvenliği sorunlarının araştırılmasına dair mecliste verilen araştırma önergesi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla da reddedildi. İşte bırakalım iktidarın sorunlarımızı çözmesini, sorunlara yönelik bir tartışmaya bile tahammüllerinin olmadığını bir kez daha gördük.
AKP’nin Gençlik Gündemi
Kurumsallaştırmak istedikleri yeni toplumsal düzende iktidarın gençlere biçtiği roller ucuz iş gücü olmak, aile kurmak ve düzenin devamını sağlamak. Alınan tüm kararların ve uygulanan politikaların buraya dair olduğunu görmek mümkün.
Son olarak bir süredir üzerine çalışılan ve geçtiğimiz haftalarda ise resmileşen “Aile ve Gençlik Fonu” gençlerin erken evlenmesinin önünü açmayı amaçlayan bir faizsiz kredi fonu.
AKP iktidarının kutsal aile tartışmaları ve gençleri erken evlenmeye teşvik etmeye çalışması elbette yeni bir gündem değil. Toplumsal yapının en önemli bileşeni olan aile kurumu gençler açısından artık eski önemini taşımıyor. Dünyada ve Türkiye’de ortalama evlenme yaşının her sene yükselmesi ve boşanma oranlarının artması ise kutsal aileyi tehdit eden önemli verilerden. Bu durumun genel nedenleri işsizlik, yoksulluk gibi ekonomik koşullara dayandırılıyor.
Bu Aile ve Gençlik Fonu ile evlenme teşvikinin ise pilot bölge olarak deprem bölgelerinde hayata geçirilmesi tesadüf değil, aksine ince düşünülmüş bir plan. Deprem bölgesinde özellikle genç kadınların erken yaşta okuldan, sosyal yaşamdan koparılması ve evliliğe zorlanması bu fon ile birlikte düşünülünce “birbirini tamamlayan” iki şey oluyor.
Gençliğin Gündemi
Gençler için gündelik hayat ise daha yakıcı sorunlarla dolu. Asansör bakımı yapılmadığı için hayatını kaybeden Zeren Ertaş, üst geçit veya ışıklandırma olmadığı için yine hayatını kaybeden Mine Nur Uysal, gençliğin güvenliğini, barınma koşullarını ve ihtiyaçlarını esas almayan politikaların çıplak göstergeleri oldu.
Son dönemde Eskişehir’de, Çanakkale’de, Ankara’da ardı ardına yaşanan öğrenci intiharları tesadüf değil. İşçileşen ve işsizleşen gençlik derin bir umutsuzluğa ve karamsarlığa sürükleniyor. İktidarın gençlere yönelik politikaları bu işsizlik ve umutsuzluk halini kalıcılaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Her sene binlerce üniversite öğrencisi KYK borçlarını ve faizlerini ödeyemediği nedeniyle icralık okurken, eğitime ayrılmayan devlet bütçesi aile kurumunun devamı için faizsiz kredi ve genç evlendirme teşvikleriyle sanki bir lütufmuş gibi önümüze seriliyor, müjdeleniyor.
Bu fon gençleri değil; kutsal aileyi, gençleşmesi hedeflenen nüfus oranını ve aynı zamanda iş gücü oranını desteklemeyi amaçlıyor.
Gerçek, somut ve acil ihtiyaç bir faizsiz evlenme kredisi değil; öğrenim kredilerinin bursa çevrilmesi ve kredi borçlarını silinmesi, yemekhanelere yapılan zamanların geri alınması, yemek kalitelerinin artırılması, kira ve yurt ücretlerinin denetlemesi, ihmallerin önlenmesi… Tüm karar ve uygulamalar ile yaşanılabilir, güvenli, eşit, nitelikli bir öğrenim hayatının öğrencilere sağlanması.
Mümkün olduğunu biliyoruz, mümkün kılana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz!
