Yeni Yılda Ukrayna Savaşı

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri 2023 yazını Zaporijya yönünde ilerlemeye çalışarak geçirdi. Saldırı, gözle görülür konum değişikliklerine yol açmazken, Ukrayna tarafı insan gücü ve ekipman açısından önemli kayıplara uğradı. Sonuç olarak askeri komuta, bunun yalnızca yürürlükteki bir keşif olduğunu ve operasyonun ana aşamasının hâlâ ön planda olduğunu belirtti. Ancak sonraki aylar beklenen başarıyı getirmedi. Ukrayna’nın ve Batılı müttefiklerinin askeri-politik elitleri, karşı saldırı operasyonunun başarısızlığından sorumlu olanları aramaya çoktan başlamıştı. Bu arada Rus birlikleri Avdeyevka bölgesine taarruz başlattı ve ilk başarılarını şimdiden elde etti.

2023 Kasım ayında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Zalujniy The Economist dergisine röportaj vermiş ve Kiev yönetimi konusu ne olursa olsun bu röportajı bir kalkışma olarak değerlendirme eğilimi göstermişti. Zira Ukrayna’nın başta ABD olmak üzere Batılı müttefikleri artık Zelenskiy ve yakın çevresinin kaybedilen toprakları geri alabileceklerine inancı yok. Bu yüzden de 2023 sonbaharı itibariyle Ukrayna’ya mevcut toprakları koruma ve kayıpları azaltma stratejisi telkin ediliyor. AB’nin de Polonya ve Çekya gibi silah endüstrisi olanlar dışında kalan ülkelerinde enflasyon ve yüksek işsizlik sorunları kriz yaratırken, Ukrayna’nın süregelen yardım taleplerine cevap verecek ne cephaneleri ne de kasalarında parası kaldı.

Tüm bunlara ek olarak Rusya ile kıyaslandığında Ukrayna’nın askere alacak insan gücünün çok sınırlı olması da taarruzdan çekilme sebeplerinin başında geliyor. Her askerî harekât taarruz safhasında yüksek kayıplar verir çünkü mevzileri zapt etmek için ileri atılmak gereklidir. Rusya’nın insan kaynağı kendi ülkesinin dışında eski Sovyet ülkeleri olan Türkî cumhuriyetlerdeki yoksul erkek gençleri de kapsıyor. Ayrıca Rusya’nın yaptırımlar sonrası yaptığı iktisadî manevralar sayesinde de Batı’nın öngördüğü ekonomik çöküş Rusya’da yaşanmadı. Yaptırımların gerçekleştirildiği 2022 yılının ilk iki ayı Rusya acaba temerrüde mi düşecek soruları sorulurken, bugün Doğu’daki ortaklarıyla yaptığı büyük hacimli ticaret sayesinde savaş öncesinden daha iyi bir ekonomik noktaya geldi. Ancak bunun ana sebebi ekonominin savaş ekonomisine evrilmesinden kaynaklıdır ve ülkenin ekonomik gücünün artması halkın refahının arttığı yanılgısını da yaratmamalıdır.

Savaşın Ekonomisi – Rusya

Bugün Rusya sadece uçsuz bucaksız toprakları ve milyonlarca nüfusunun verdiği insan kaynağı sayesinde güçlü bir savaş ekonomisine sahip değil. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin çözülmesi ile birlikte 2000’lere kadar peşkeş çekilen ve tasfiye edilen kamu iktisadi teşebbüsleri, ardından oligark olarak tanımlanan kapitalist zümrenin devlet üzerindeki korkunç baskısı o dönemde tüm çözülen Sovyet bloğu için felaketti. Putin’in iktidarı boyunca gerçekleştirdiği yegâne şey bu kapitalist zümreyi kendine sadık bir yapıya sokmak ve tasfiye edilmeye başlanan Sovyet altyapısının kalıntılarını tabiri caizse dibini sıyırarak ülke ekonomisini devlet kapitalizmi yordamıyla ayakta tutmaktı. Rusya 2022 yılında, savaşın başladığı 24 Şubat tarihinden itibaren ardı arkası kesilmeyen yaptırımlarla ciddi anlamda ekonomik tahribat yaşamış ve ülke içi ekonomik kriz boy göstermişti. Ama bir üst cümlede ifade ettiğim Sovyet altyapısını ve Sovyet fabrika modelini hızlıca kendi savaş ekonomisine uyarlayan Rusya, kısa sürede bu süreci atlattı. Ama unutmamak gerekir ki Ukrayna’nın direncinin tahmin edilenden fazla ve Batı’nın da desteğinin hiç umulmadık oranda yüksek seviyelerde olması nedeniyle savaşın ilk 6 ayı istenen sonuçlara ulaşılamamış ve geri çekilerek bir yıpratma savaşı stratejisine dönülmüştür. Bugün hâlen o strateji devam ederken, Ukrayna’nın taarruzu ile kaybının artması ve Batı’nın isteksizliği sebebiyle Rusya birlikleri tekrar daha yavaş taarruz harekâtları düzenlemeye başladı. Bu söz konusu ilk 6 ayda ekonomik sorunlar büyük bir krizi doğurduğu için seferberlik ilân edilmek zorunda kalınmıştı. Bugünse aşılan sorunlar yaptırımları bypass ederken, ülkenin Ukrayna sınırındaki Belgorod oblastı ve civar şehirleri dışında olağan hayatın devam ettiği görülüyor.

Savaşın ilerleyen dönemlerinde (bunu ilk 6 aydan sonra takip eden yıllar olarak değerlendirebiliriz) savaş ekonomisinin tesis edilmesi için silah, mühimmat, tank vb. savunma araçları fabrikalarının sayısı artırıldı. Batı ülkelerinden farklı olarak Rusya’da askerî malzeme üretecek bir fabrika gerekli tüm parçaları kendi bünyesinde meydana getirmek için elinden geleni yapar. Burada kârdan önce devletin savaştaki zaferi esastır. Çünkü merkez kuzey ülkelerinde silah üretiminin birincil amacı kâr olduğundan ötürü üretim kapasitesini ve hızını arttıracak tek şey paranın miktarıdır. Buna ek olarak Batının ürettiği ileri teknoloji silahların tüm parçalarının tedariki için gerekli ulaştırma da üretim sürecini zaman açısından uzun bir periyoda yaydığı söylenebilir. Rusya’da ise yukarıda da değinildiği gibi bunun zıttı bir durum vardır ve bu da özellikle 2023 yılı itibariyle savaşın gidişatında kendisini Rusya lehine göstermiş oldu. Kaynak konusunda oldukça bağımsız bir ülke olması Rusya’yı bu savaşta ekonomik olarak da tüm yaptırım hamlelerine rağmen öne çıkarıyor.

Savaşın Ekonomisi – Ukrayna

Ukrayna tümüyle dışa bağımlı olan ve 90’lardaki çözülme sonrası tasfiye edilen Sovyet altyapısından bugün neredeyse eser kalmamış durumda. Ukrayna bugün tamamen NATO, ABD ve AB elinde kukla konumuna düşmüş, kendi iktidarı için halkının ölümlerini bütünüyle önemsemeyen Vogue[1] dergisine kapak olmayı çok daha önemli bulan bir yönetime sahip. Savaş süresince kendisine karşı gelen tüm muhalefeti olağanüstü hâl kisvesi altında bastıran ve bu yolla kendi kişisel servetini savaşla katlayan Zelenskiy bir yana ama tam eğitilmeden ve yetersiz teçhizatla cepheye sürülen Ukraynalı gençler bir yana. Bu kötü gidişatın tabiî bir neticesi olarak da askeri çevrede ve toplumda ekonomik krize ek olarak siyasal bir kriz mevcut. Girişte sözü edilen Ukrayna Genelkurmay Başkanı Zalujniy’in yabancı basına demeç vermesi meselesi esasen Batı’nın da menfaatleri doğrultusunda daha mantıklı kararlar alabilecek yeni bir lider arayışı olduğu iddiasını güçlendiriyor.

Ukrayna insan gücü (ki bu da oldukça azalmış durumda) dışında herhangi bir elle tutulur kaynağa sahip değil. Kendi silahlarını üretecek fabrikaları olmadığı gibi askerî teçhizatı da dışarıdan almak zorunda. Tahıl ihracatı dışında elinde kalan ekonomik bir güç yok ve bu ihracat da çok sınırlı. Bu nedenle Zelenskiy ve ekibi kapı kapı dolaşarak askeri yardım paketleri dileniyor. Dileniyor diyorum çünkü savaşın ilk zamanları Rusya’nın dört koldan agresif harekâtlarının Avrupa’yı tehdit ettiği propagandasıyla zorlanmadan milyarlarca dolarlık yardım ve mühimmat almıştı. Fakat savaşın 3. yılına girilirken, kaybedilen toprakları geri almak şöyle dursun elindekileri savunabilmesi için Batı’dan stratejik taktikler alıyor. Tüm bu savaş sürecinde Batı’ya verilen tavizler artık kapitülasyon olarak değerlendirilebilir, zira yıkılan yerlerin imarından değerli arazilere kadar AB ve ABD’ye türlü türlü vaatlerin olduğuna dair söylentiler kulislerde konuşuluyor. Elbette kapitalist zümrenin arasındaki pazarlıklardan halk haberdar olmayacaktır. Bunun için ancak Kiev’de başkanlık sarayını basacak devrimci bir ayaklanma tıpkı Lenin’in Çarlık belgelerini ortaya saçtığı gibi bulunup gizlendiği yerden çıkarabilir. Ne yazık ki böyle bir gerçeklik şu anda önümüzde durmuyor.

Artık silah, tank, mühimmat bir yana dursun, Ukrayna’da cephede savaşacak asker sıkıntısı olduğundan yurtdışındaki erkek yurttaşların ülkeye çağrıldığı bir döneme giriyoruz. Hatta gelmeyenler için yaptırım kanunları dâhi tartışılıyor. Bunlar nispeten şaşırılmayacak durumlar, asıl büyük iddia ise 50 ilâ 500 bin askerî personel ihtiyacı için yabancı asker yardımı alınabilmesi ile ilgili. İşte böyle bir şey gerçekleşirse şayet, Putin’in yıllardır altını çizdiği olay meydana gelir: Ukrayna’da fiilî olarak savaşa katılan ülkeler, Rusya ile doğrudan savaşa girmiş olur. Zaten Putin’in deyimiyle: “Aslında, özel askeri operasyonun nedenlerinden biri de Ukrayna’nın NATO’ya katılma tehdididir.” Bütünüyle dışa bağımlı bir ekonomi ile savaş ekonomisi inşa etmek mümkün değildir. Bu sebeple Ukrayna ABD senatosuna ve AB parlamentosuna bağımlıdır ve bu süreçte bağımlı olduğu merkez kapitalist ülkelerden gelecek yardımın gecikmesi daha fazla toprak kaybına hatta ve hatta Zelenskiy iktidarının devrilmesine neden olabilir.

Barışın Tartışılan Yolları

Savaşın ilk dönemlerinde Ukrayna’nın ortaya koyduğu direnç Rusya’da şok etkisi yaratmış ve ordu içinde moral bozukluklarına neden olmuştu. Hatta geçtiğimiz yaza kadar sürekli yerinde sayan yıpratma savaşı taktiğini eleştiren ve buna itiraz eden Prigojin’in liderliğindeki Wagner özel askerî şirketinin Rusya’da Putin yönetimine, Şoygu ve Gerasimov’a başkaldırmıştı. Bu siyasal krizin çözümünde önemli bir rol oynayan Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko itibar kazanmış olsa da sonrasında Putin kendi geleneksel yöntemleriyle Prigojin’den kurtularak tüm karşıtlarına cevabını verdi. İşte tam da ilk 6 ay başarısız geçen taarruz sonrası süreçte yapılan ve yıpratma savaşı sırasında meydana gelen benzer krizler ile köşeye sıkışan Rusya, barış görüşmelerinde eli güçsüz olduğundan birçok noktada taviz verebilir durumdaydı. Ancak Zelenskiy ve Batılı müttefikleri Donbass meselesini bütünüyle bitirmek ve hatta Rusya’nın tanınmıyor olsa da tamamen egemenliğine kattığı Kırım’ı da geri almadan barış düşünmüyorlardı. Şu anda gelinen noktada ise, Ukrayna yaz taarruzunda da istediği etkiyi yaratamadı ve askeri kayıpları aldığı yardımlarla bile karşılayamayan bir ekonomik siyasi buhranın içine düştü. Şimdi yapılacak herhangi bir barış görüşmesinde bırakın Rusya’nın toprak talebini, ABD yönetimindeki elitler barış için Ukrayna’nın bölünmesi gerekliliğini konuşmaya başlamış durumda.

19 Aralık 2023 tarihinde Rusya Savunma Bakanlığı’nda gerçekleşen bir toplantıda Putin açık bir şekilde Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün garantörü olduklarını ancak istemediklerini ifade etti. Bu noktada fazla üstünde durulmayan ama tarihsel olarak incelendiğinde mümkün olabilecek gelecekteki muhtemel sorunlara da değindi: “Diğer komşu ülkelerin Ukrayna’dan olası toprak talepleri.” Buna değinmesinin ana sebebi de geçmişte Ukrayna’nın mevcut topraklarına Rusya garantör olmayı teklif etmişti ancak bu kabul edilmemişti. O hâlde tarihsel olarak Rusya’ya ait olan toprakları bu savaş yoluyla aldığımızda Polonya ve Macaristan da tarihsel toprakları için zayıflamış ve ekonomik olarak bütünüyle Batı’ya bağımlı hâle gelmiş bir Ukrayna’dan gayet tabiî toprak talebinde bulunacaktır. Emperyalizmin kaçınılmaz doğası gereğince de ortada paylaşıma hazır bir pasta varsa tüm ulusların burjuvaları da bunu bölüşmek için canhıraş mücadele edecektir.

Sonuç

“Artık Ukrayna, Taliban tarafından kovulan Eşref Gani yönetimindeki Afganistan gibi dışarıdan destekleniyor.” (Vasiliy Kaşin[2])

Vladimir Zelenskiy mevcut durumu Sovyet sonrası Ukrayna için alışılmadık bir düzeyde güç yoğunlaşması elde etmek için kullandı; medya üzerinde kontrol kurdu, ciddi bir mülk dağıtımı yaptı, büyük personel değişiklikleri gerçekleştirdi ve muhalefetin olanaklarını keskin bir şekilde sınırladı. Ancak oligarklar arasında yavaş yavaş hoşnutsuzluk artmaya başlıyor. Daha önce, savaşın Ukrayna için daha kötü bir şekilde değil, öngörülebilir bir gelecekte sona ereceğine dair bir inanç olduğu için daha derine iniliyordu, ancak şimdi bunun yakın zamanda bitmeyeceği ve sonucunun Ukrayna için oldukça felaket olacağı açıkça ortaya çıktı. Batı’nın tedarikleri de zirveye ulaştı ve ardından azalmaya başladı: Ukrayna’nın ortakları askeri üretimlerini yeterince yüksek bir hızda artırmanın üstesinden gelemedi. Ayrıca dünyada başka büyük krizlerin yaşanmadığı ve her şeyin Ukrayna’ya verilebildiği zaman penceresi de kapandı. Şimdi İsrail – Filistin savaşı var, Tayvan’da sular ısınıyor ve bu sebeple Ukrayna daha önce aldığı finansal desteği artık alamayacak.

Rusya’nın savaş ekonomisi bölümünde ifade edildiği gibi savaşın mutlak zaferi için iktisadi planlamasını ve örgütlenmesini gerçekleştiren Rusya devletinin kapitalist zümresi, yıpratma savaşı stratejisine devam ederek Dünya’daki diğer gelişmelerin de etkisiyle savaştaki konumunu güçlendirdi. 2024 yılı içerisinde savaşın gidişatı ne olur kestirmek çok güç olsa da ABD başkanlık seçimleri Ukrayna’nın durumunu doğrudan etkileyeceğe benziyor.

Dipnotlar

[1] https://www.vogue.com/article/portrait-of-bravery-ukraines-first-lady-olena-zelenska

[2] Uzakdoğu Araştırmaları Enstitüsü, Ekonomi Yüksek Okulu’nda siyaset bilimci doçent.