Kriptoemperyalizm-Loran Mavlo, Ukrayna İşçi Cephesi

“İmparatorluk, her zaman söylediğim gibi, bir mide meselesidir. Eğer iç savaş istemiyorsanız, emperyalist olmak zorundasınız.”

Cecil John Rhodes

“Eğer emperyalizmin mümkün olduğunca kısa bir tanımını yapmak gerekseydi, emperyalizmin kapitalizmin tekelci aşaması olduğunu söylemek gerekirdi.”

Vladimir İlyiç Lenin

 

Vrangel Tarzı Kripto Takipçilerinden “Sınıf Dünyasının” Gaz Odası

Ukrayna’daki savaş uzadıkça, Ukrayna ve Rus resmi propagandası çeşitli kültürel sembollerle daha sarsıcı bir şekilde hokkabazlık yapıyor ve kendilerini geçmişteki olaylara ve otoritelere daha derin referanslara gömüyorlar. Genelleştirilmiş televizyonda kitlelerin yüksek oktanlı dayanışmasını destekleyecek bir propaganda birliği üretmek giderek daha zor hale geliyor.

Bu zorlu savaşı yöneten tarih gurmeleri ve ölümcül benzetme sevdalıları, “gizli belgelerine” göre bugünü acı bir şekilde parlatıyor ve geçmişi restore ediyorlar.

Tüm bu çalışmalar, Kiev ve Moskova resmi makamlarının sınıf topluluğunun nesnel olarak var olan, bütünlüklü imajını gizlemek için tasarlanmıştır.

Sembollerden bahsedecek olursak, bu “uzlaşmaz düşmanların” olumlu birlikteliği, Baron Pyotr Nikolayeviç Vrangel‘in görkemli bir anıtının ortak açılışı gibi çok acıklı bir tören şeklinde sunulmuştur. Ortak bir “Vrangel Merkezi” projesi, bu etkinliğin sponsorlarının yönetim tarzının ve tarihsel sürekliliğinin yetenekli özelliklerini ideolojik olarak vurgulayacaktır.

Ukrayna hükümetinin temel karakteri hakkında daha fazla tartışmak gerekirse, 1920 model Kırım’daki Vrangel reformcu ekibinin “dembel akoru[1]“, paradoksal bir şekilde, ideolojik olarak Kiev’deki mevcut hükümete çok yakın ve içsel olarak anlaşılabilirdir. Dahası, bu rejimlerin üretim ve ekonomi boyutunda, görünüşe göre açıklayıcı karşılaştırmalar için en elverişli olmayan, sadece finans sektörü mükemmel verimlilik ve hızlı gelişimin zirvesini göstermiştir. Örneğin, Ukrayna Merkez Bankası’nın raporlarına göre, 2022 yılında Ukrayna’daki bankaların net faiz geliri bir önceki yıla göre %29 oranında artmıştır. Ve bu, şiddetli krize, savaşa ve genel ekonomik yıkıma rağmen gerçekleşti.

Geçen yüzyılın 20’li yıllarında, büyük tröstler, bankalar, kredi imtiyazları vb. tekelleşmiş mali sermayenin yağmacı doğasının geleneksel bir örneğiydi. 21. yüzyılın 20’li yıllarında, üretim ilişkilerinin tekelci finansallaşmasının aynı özü, kripto para endüstrisi tarafından açıkça temsil ediliyor (aynı “eskimeyen” finans sektörünün yeni bir zemini olarak).

Küresel ekonomik kriz döngülerinden sürekli olarak yorgun düşmüş, eşdeğer olmayan değişimin yeni sömürgeci piyasa ilişkileri tarafından mahvedilmiş, komprador elit tarafından soyulmuş ve nihayet emperyalist savaş tarafından yok edilmiş olan Ukrayna’nın son 2-3 yıldır kripto endüstrisinde neredeyse bir öncü olarak hareket etmesi oldukça dikkat çekicidir.

Ağustos 2022’de BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD)[2], Ukrayna ve Rusya’nın “özyinelemeli tandeminin” kripto para birimlerine sahiplik açısından ülkeler sıralamasında en üstte yer aldığını belirtti. Bu durum, “Vrangel tahvillerinin madenciliği” için eşleştirilmiş likidite havuzuna ilişkin tarihsel çizimimizi o kadar da soyut ve spekülatif kılmıyor.

Ancak her şeyin bir zamanı vardır ve sanayisizleşen Ukrayna ve kısmen Rusya’nın kripto-endüstriyel gerçekçiliğine ayrıntılı olarak (detaylı örneklerle) dalmadan önce, konuyu farklı bir bağlamsal çerçevede ele alalım.

Hatalar Üzerine Çalışma: Lenin’in “Paskalya Yumurtalarının” Geçerliliği ve Rhodes’un “Reçetesinin” Korkunç Doğruluğu

Bilindiği üzere, geçen 2022 yılının şubat ayında Ukrayna’da çatışmaların başlamasıyla birlikte Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ünlü konuşması[3] kaydedilmişti.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı, “Rusya’nın ve halklarının tarihi kaderi açısından bakıldığında, Leninist devlet kurma ilkelerinin sadece bir hata olmadığı, bir hatadan çok daha kötü olduğu 1991’de SSCB’nin çöküşünden sonra kesinlikle ortaya çıktı…” dedi.

Daha sonra resmi Rus propagandası, başlatılan “özel askeri operasyonu” genelleştirilmiş bir “Lenin’in hatalarının düzeltilmesi” sloganı altında sundu. Ukrayna’daki askeri operasyonların başlangıcının tüm tarihsel çerçevesi gibi bu tür iddialı propaganda formülasyonları, özellikle Vladimir İlyiç’in “Kapitalizmin en yüksek aşaması olarak emperyalizm” adlı temel eserinde çeşitli propagandacı-emprezaryolara bir “parola” şeklinde bıraktığı “cevabının” arka planında kesinlikle yapmacık ve gülünç görünüyor.

Lenin’in haklı olarak vurguladığı gibi, kapitalistler dünyanın kanlı bir şekilde yeniden paylaşılmasına “kötü kalpli” oldukları için değil, ulaştıkları yoğunlaşma düzeyi ve sermayenin nesnel doğası bu kaçınılmaz zorunluluğu dayattığı için girişirler. Bu onun özüdür. Kâr oranını korumak için kapitalistler, hiçbir şeyi hesaba katmadan mevcut tüm araçları kullanmak zorunda kalırlar. Bu durumda, amaç kesinlikle ve reddedilemez bir şekilde tüm araçları, hatta en korkunç ve akıl almaz olanlarını bile haklı çıkarır. Bu nedenle, İlyiç’in de belirttiği gibi: “Kapitalist birlikleri arasındaki mücadelenin ve işlemlerin içeriği sorununu, mücadelenin ve işlemlerin biçimi (bugün barışçıl, yarın barışçıl olmayan, öbür gün yine barışçıl olmayan) sorunuyla ikame etmek, kendini bir sofist rolüne indirgemektir.

Ancak propagandif safsataların ve “bilgi tekilliğinin varlıkları” yığınının arkasında, Cecil Rhodes’un ilkelerine göre hareket etme mantığı, yani “mide sorununu” çözerek “sosyal sorunu çözme” gizlidir.

Vladimir Putin, Charles Maurice de Talleyrand’ın ünlü bir sözünü yorumlayarak, Leninist yöntemlerin yanlış değil, daha da kötüsü, örneğin Bay Rhodes’un yöntemlerinden farklı olarak, suç olduğunu fiilen vurgulamıştır. Burjuva demokrasisinin hukuku ve hukuk sistemi egemen sınıfın mutlaklaştırılmış iradesi olduğu için, mevcut Rus “seçkinlerinin” (Ukrayna’dakinden bahsetmiyorum bile) bakış açısından Leninist ilkeler suçtur ve bu nedenle Lenin bir suçludur. Ancak bu, “seçkinlerin”, kökeninde İlyiç’in durduğu “suçlu” Sovyet mirasını ve potansiyelini kullanmasını ve sömürmesini engellemez.

Rusya Federasyonu’nun askerî harekât, savaş, işgal veya özel askeri operasyon (hangi ifade daha kabul edilebilir ve sofistike olursa olsun) başlatması, Rhodes’un ilkelerinin nesnel olarak koşullandırılmış bir devamıdır.

Kabaca söylemek gerekirse, “mide sıvılarının” neden olduğu acı verici iç çelişkilerin, daha zayıf rakiplerin “mide içeriği” pahasına yatıştırılması. Sosyo-ekonomik çelişkilerin büyümesi ve şiddetlenmesiyle birlikte “düşük kalorili emperyalizm” daha da şiddetlenir. Rus seçkinlerinin çok az sayıdaki araçlarından seçilen iktidar senaryosu, Rusya Federasyonu’ndaki kapitalist ekonominin başka herhangi bir yolla -yoğun, iç pazara yönelik, “bağlantısızlaştırma”- geliştirilmesinin imkansızlığını en açık şekilde gösteriyor.

Savaş ve yıkımın harap ettiği bugün, “Leninist hataları düzeltme”, “militan dekomünizasyon” ve “Rhodes diyetine” bağlılık politikasının bir sonucu olarak kaçınılmaz bir şekilde geldi. Barikatın her iki tarafındaki (ve hatta ilk etapta “okyanus bariyerlerinin” diğer tarafındaki) “seçkinlerin” rotalarının çizildiği varoluş koridorları rehber kitabından bir centilmen seti. Mevcut gerçeklerin nesnelliği, Lenin’in emperyalizmin özünü tanımlayan temel tezlerinin tarihsel doğruluğunu ve isabetliliğini tam olarak ortaya koymaktadır. Aynı zamanda nesnel gerçeklik, Rhodes’un “sosyal sorunu çözme” mantığının doğruluğunu da daha az katı olmayan dişlerle yansıtıyor.

Ancak burada doğru olan, “Rhodes mantığının” bizzat modern “seçkinler” tarafından kesinlikle hatalı bir şekilde yeniden üretilmesidir. “Seçkinler”, ölümcül derecede hasta olan kapitalizmi toparlama umuduyla, tarihin nesnel gelişimine ve birikmiş çelişkilerin daha ilerici bir düzene geçiş yoluyla ortadan kaldırılması ihtiyacına şiddetle karşı çıkıyorlar. Egemen sınıfın umutsuz kuruntuları ve kendi lehine olan düzenden ayrılmaya yönelik çocukça isteksizliği, onu emperyalizmin son argümanı olan güç kullanma hakkına, “askeri kriz karşıtı uzlaşma” yöntemine başvurmaya zorluyor.

Tüm bunların yanı sıra, kasvetli modernite, hem Vladimir İlyiç’in kalibre edilmiş formülasyonlarını hem de John Cecil’in formülasyonunun açıklığını unutma hatasının dramatik trajedisini gösteriyor.

Lenin’den ziyade Rhodes’a yönelen Rus egemen sınıfının ve sözcülerinin ilkesel zevksizliği anlaşılabilir. Ancak burada birileri itiraz edebilir (ve kesinlikle itiraz edecektir), “Affedersiniz ama emperyalizmin ve saldırganlığın kurbanı olan Ukrayna’nın bununla ne ilgisi var? Emperyalistler ve “Rhodes’un ilkelerine sadık kupalar” eserinin görünümü nerede? Sonuçta, bu daha karmaşık ve o kadar da açık değil …

Hiç de değil!

Buradaki açıklık basitlikte ya da daha doğrusu ilkellik derecesindedir. Aynı nesnel olarak koşullandırılmış çerçevenin mantığı Ukrayna’yı bugünkü durumuna getirmiştir. Ve ne yazık ki bu durum bir özne değil, bir nesne ya da “düşük kalorili emperyalizmin yemek kitabından” mutlak bir malzemedir.

Bu satırların yazarının yukarıdaki tezi acı bir rasyonellikle ileri sürdüğünü ayrıca ve çok açık bir şekilde vurgulamak gerekir, çünkü kendisi de bu sefil devlet oluşumunun ayrılmaz ve aynı derecede acımasızca nesneleştirilmiş, “tam madde” durumuna indirgenmiş bir unsurudur.

Ukrayna “seçkinlerinin” ve yönetici sınıfının sadece aç ve saldırgan bir sofist rolüne değil, aynı zamanda aç emperyalistlerin büfesinde sofist bir aperatif statüsüne nasıl düştüğü bir dizi dış tezahürde bile açıkça görülebilir. Bir bütün olarak Ukraynalıların kamu bilinci de bu noktaya inmiştir.

Leopar tanklarının Ukrayna devletine devredilmesini desteklemek üzere düzenlenen ve vatandaşların leopar renklerinde giyinerek sosyal ağlarda “sivil-hiperaktif tarzlarını” (“leoparlara özgürlük” başlığıyla) paylaştıkları kitlesel flash mob’lar çok anlamlı bir semptomdur. Eğer yazarın böyle bir dil kullanmasına izin veriliyorsa, bu öznel teşhirciliğin ve uyuklayan fetişist algının (kelimenin tam anlamıyla kargo-kült düzeyinde) ifadesidir. “Seçkinlerin” bu kargo-kültü öne sürmesi, bunu açık ve net bir şekilde dile getirmesi, jeopolitik alana dilek ve özlemlerle mesajlar göndermesi fazlasıyla anlamlıdır.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy bir Alman TV kanalına verdiği röportajda[4] “Pazarlık zamanı değil, hayatta kalma zamanı. Leopar tankları Rusya’da sürülmeyecek, biz kendimizi savunuyoruz. Tanklarınız varsa bize verin,” dedi. Vladimir Zelenskiy’in mantığa dayanmayan, ancak koşulların kışkırttığı bu sözleri, düşük kalorili emperyalizmin diyet işkencesi ilkelerine göre olayların gelişiminin aynı amansız nesnelliğini canlı bir şekilde gösteriyor.

Büyük Bilgisayar Makinesinin Gümbürtüsü

“Büyük bir makinenin kükremesini duyuyorum

İki dünya ve ikisi arasında

Sıcak metal ve metamfetamin

İmparatorluğun yıkıldığını duyuyorum

İmparatorluğun yıkıldığını duyuyorum

Şehrin oğullarını ve mülksüzleştirilmişlerini duyuyorum

Eğil.

Soyun.”[5]

 The Sisters of Mercy, “Lucretia My Reflection”

Bu yazıda Vladimir İlyiç’in temel eserine ve emperyalizmin tarihin tarafsız akışı tarafından sınanmış ve nesnel gerçeklikler biçiminde çağdaşlarımızın üzerinde açıkça ve tartışmasız bir şekilde asılı duran niteliksel özelliklerine güveniyoruz. Bazı niceliksel değişikliklerin ana hatlarını çizmeye çalışacağız.

Emperyalizmin modern yinelemesinin metamorfozları açısından, kripto endüstrisi örneğini ve daha geniş anlamda sanal varlıklar alanını kullanarak, aşağıdaki özelliklere işaret etmenin, bunları detaylandırmanın ve analiz etmenin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz:

  1. Yeni bir finansal ağın konuşlandırılması: sermaye ihracı sorunları ve kripto paracıların kârlılığı;
  2. Katılımcı sistem mekanizması aracılığıyla sermayenin yeni bir demokratikleşme dalgası yoluyla finansal oligarşinin güçlendirilmesi;
  3. Tekelci finansallaşmanın yoğunlaşması olarak hızlı sanallaşma;
  4. Rekabet ve tekelleşme arasında, “kripto küreselleşmesi” ve “dijital küreselleşmeden kurtulma” arasında artan çelişkiler.

Tüm şüpheciliğe ve belirsizliğe rağmen, sanal finans alanının mevcut gerçekliklerdeki gerçek öneminin genel büyümesini inkâr etmek zordur. Kripto para piyasası kapitalizasyonunun genel ama çok anlamlı göstergesinin dinamiklerine dayanarak, sektörün gelişiminin birkaç kilometre taşı döneminden bahsedebiliriz. Kripto endüstrisi için önemli olayların zaman noktalarının küresel ekonomideki kriz süreçlerinin farklı aşamaları olması oldukça semboliktir.

İlk bitcoinlerin 2009-2010 yıllarında çıkarılmasından bu yana, toplam piyasa değeri 10 yıl içinde 400 milyar dolara ulaştı. Sektörün patlayıcı büyümesinin ilk zirvesi, piyasa değerinin benzeri görülmemiş bir şekilde 800 milyar dolara ulaştığı 2017’nin sonu ve 2018’in ilk yarısında geldi. Resmi olarak bu artış, büyüklük bakımından dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi olan Ethereum’un başarısı da dâhil olmak üzere bir dizi faktöre bağlıydı.

                                                             Kaynak: CoinMarketCap

Kripto endüstrisinin patlayıcı büyümesinin bir sonraki kilometre taşı 2020-2021 yıllarıydı. Ortaya çıkan küresel ekonomik gerileme 2019’da bazıları için açık değilse, 2020 baharında COVID-19 salgınının başlamasıyla, neredeyse hiç kimsenin bu konuda şüphesi kalmadı. Kriz ortaya çıktıkça, kripto para piyasası kapitalizasyonu yeni rekorlar kırıyor. (Aralık 2020 sonunda yaklaşık 700 milyar dolardan Nisan 2021 gibi erken bir tarihte 2,2 trilyon dolara).

                                                             

                                                                       Kaynak: CoinMarketCap

Mart-Nisan 2022’de kripto para piyasası Bitcoin fiyatının düşmesinin bir sonucu olarak ciddi bir düşüş yaşadı. Şu anda, kapitalizasyon 2020-2021 işaretine (yaklaşık 1 trilyon dolar) geri döndü.

Bu geniş tematik çerçeve bağlamında, kilit jeopolitik aktörler olan ABD ve Çin tarafından dijital varlıkların “geleneksel finans sektörü” çerçevesine kurumsal ve idari olarak dahil edilmesi süreci özellikle ilgi çekicidir. Geçtiğimiz yıl Çin Halk Bankası[6], dijital Yuan’ı emtia ve para cirosu için yasal bir ihale aracı olarak tanıtarak finansal sisteme entegre etme yolunda bir adım daha attı.

ABD’de, kripto para birimlerinin yasallığıyla ilgili tüm pürüzlere ve zorluklara rağmen, kripto endüstrisinin genel sektörünü düzenlemeye ve etkilemeye belki de herkesten daha fazla çalışıyorlar. Örneğin, bir dizi ciddi düzenleyici önlem, Adalet Bakanlığı’nın 2020’den bu yana toplam değeri neredeyse 6 milyar dolar olan Bitcoin’lere el koymasına yol açtı (ABD hükümetini “en büyük Bitcoin balinalarından biri[7]” haline getirdi). ABD yetkilileri, kripto para birimlerinin resmi statüsünü tanımadan, yine de ele geçirilen kripto para[8] yığınlarının ticaretini yapmaktan çekinmiyor.

Bize göre tüm bu süreçler, günümüz kapitalizminin finansal-tekelci aşamasının bileşenleridir.

Çelişkilerin Dijital Aynası: “Emperyalist Zamansızlığın Kurtuluşu”

Emperyalizmin niteliksel özellikleri kuşkusuz değişmemiş olsa da niceliksel ifadeleri ve tezahürleri bir şekilde “modernleşmiştir”. Vladimir İlyiç’in örnek ve her şeyi kapsayan analitik yeteneklerine uygun olarak, çağdaş “post modern emperyalizmi” sistematik bir şekilde tanımlamaya çalışmamız gerekiyor. En azından böyle bir tanımlama girişiminde bulunmak, kesinlik, bütünlük ve gerçek anlamda kendi kendine yeterlilikten yoksun olabilir, ancak bu girişimin, bu soruyu anlamlandırmak için yapılması gereken kamusal çalışmanın bir parçası olacağını umuyoruz.

Kamu bilincinin gerektirdiği ve kamusal varoluşun dikte ettiği bu büyük çalışmanın kaderinde, en geniş halk kitlelerinin karışık zihinlerini zihinsel ve güçlü bir şekilde ajite eden “askeri soruların sırlarının” cevapları gizlidir.

Elbette sadece Lenin tarafından değil, tarihin tarafsız akışı tarafından sınanmış en ciddi entelektüel birikime sahip olarak, ampirizmde ve teorik gelişmelerde güçlü bir destek noktasına sahibiz. Emperyalizm, kapitalist ilişkilerin en yüksek aşaması olarak, tekelleşme (biçim olarak) ve finansallaşma (eğilim olarak) ile ifade edilir.

Buna dayanarak, kripto endüstrisinin sıçramalı büyümesinin, kapitalist düzendeki kendine özgü reformist eğilimlerin zamanının ruhunu ve lafzını yansıtan bir olgu olduğuna inanıyoruz. Lenin şöyle yazmıştır: “Emperyalizm ya da finans kapitalin egemenliği, bu ayrışmanın muazzam boyutlara ulaştığı kapitalizmin en yüksek aşamasıdır”.

Dolayısıyla, “kapitalizmin meta-evreninin” genelleştirilmiş alanı (kripto para birimleri, blok zinciri teknolojisinin gelişimi vb. ile temsil edilen), finans kapitalin mevcut aşamadaki “ayrışmasının” önemli ve anlamlı bir işaretidir. Bu ayrılma aşamasına dayanarak, emperyalizmin modern yinelemesinin nabzını ölçebilir, ayrıntılı bir ölüm ilanı yazabilir ve en önemlisi, ilerici düzenin ciddi bir alayına dönüşen bir cenaze töreni hazırlayabiliriz.

Vladimir İlyiç, “Modern burjuva toplumunun istisnasız tüm ekonomik ve siyasi kurumlarına yoğun bir bağımlılık ilişkileri ağı dayatan mali oligarşi, bu tekelin en açık tezahürüdür” diye yazmıştır.

Teorik giriş yazımızda kripto endüstrisi, yaygın bağımlılık ilişkileri ağını yansıtan sosyo-ekonomik bir yapıdır.

Kendimize önemli bir ekleme daha yapmamıza izin verin: “Ve aynı zamanda, serbest rekabetten doğan tekeller onu ortadan kaldırmaz, ancak onun üzerinde ve yanında var olurlar, böylece bir dizi özellikle keskin ve dik çelişkiler, sürtüşmeler, çatışmalar üretirler”.[9]

Yine bize göre kripto para birimleri ve bir bütün olarak kripto endüstrisi, kapitalizmin sistemik krizinin sorunlarının kristalize olduğu sancı noktalarının canlı ifadeleridir. Finansal sermayenin bu yeni alanı ve biçimi, bir bütün olarak kapitalist sistemin temel çelişkilerinin büyümesinin ve çarpışmasının bir aynasıdır. “Doğal rekabetçi kapitalizm” ile “seçici finansal tekelcilik” özellikleri arasındaki ölümcül çatışma bu alanda canlı bir şekilde ifade ediliyor.

Ancak kapitalist düzenin yıkılmasının kaçınılmazlığının farkına varılması, bizi nasıl yapılacağına dair güvenilir bir fikre yaklaştırmıyor,

  • Tam olarak nasıl?
  • Hangi koşullar altında?
  • Hangi “çürüme” biçimlerinde?
  • Hangi öngörülebilir (mi) perspektifte?
  • Hangi süreçler buna eşlik edecek ve nasıl “süslenecek”?

Bu mantığa göre, kripto endüstrisi çalışmamızın merkezi nesnesi haline gelecek ve Ukrayna bu fenomeni kabartma ve dışbükey olarak sunan bir tür örnek “test alanı” olacaktır.

Eğer bunun üzerinde çalışırsak, gelecekteki durumu ve gerçekten son olacak olan savaş yılını (“mide dürtüleri” koşullarının hakimiyetinden kurtulmuş olarak) öngörerek “aşağılık sorulara” cevap bulacağız.

 

*Bu yazı Rusçadan Türkçeye Efecan Özcan tarafından çevrilmiştir. Rusça orijinali için  https://rfu.red/kriptoimperializm.

*Yazıdaki ilk dipnot çevirmene, diğerleri ise yazara aittir. İlk dipnot haricindeki dipnotlarda atıf yapılan Ukrayna kaynaklarının yerine aynı içerikleri sunan Türkçe kaynaklar, Türkçede olmayan kaynaklar yerine ise en yakın İngilizce kaynaklar çevirmen tarafından eklenmiştir.

El Yazmaları’nın notu: Ukrayna-Rusya savaşı ikinci yılını geride bırakırken, El Yazmaları olarak savaş bölgesinin her iki yakasında yer alan komünistlerin savaşa ve genel olarak kapitalist dünyaya dair görüşlerini paylaştıkları içeriklere zaman zaman yer vermeye çalışıyoruz. Efecan Özcan tarafından tercüme edilen bu yazıda Ukrayna İşçi Cephesi mensubu yazarın savaşın gidişatına ve kripto para birimlerinin dünya genelinde ulaştığı finansal hacmin bir değerlendirmesi yer alıyor. İyi okumalar dileriz.

[1] Dembel Akoru: Askerlikte terhis öncesi yapılan iş. Askerin yedeklere geçmeden önce birliği için yaptığı yararlı bir iştir. Genellikle askerin askerlik hizmeti sırasında oldukça iyi yaptığı bir işin ona terhis olmadan önce tekrar verilmesi ve o işi yaptıktan sonra terhisine izin verilmesi gibi bir anlamı vardır. Rus askeri jargonuna yerleşmiş bir deyimdir. (ç.n.)

[2] https://tr.euronews.com/2022/08/16/hangi-ulkeler-kripto-merkezi-ukrayna-neden-en-fazla-kripto-para-kullanan-ulkeler-arasinda

[3] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/rusya-devlet-baskani-vladimir-putin-halka-hitap-etti/2509019

[4] https://www.youtube.com/watch?v=WTDTy2LTaRw

[5] I hear the roar of a big machine

Two worlds and in between

Hot metal and methedrine

I hear empire down

I hear empire down

I hear the sons of the city and dispossessed

Get down

Get undressed…

[6] https://bctr.org/cin-sinir-otesi-degerli-metal-odemeleri-icin-dijital-yuan-kullandi-31113/

[7] https://twitter.com/DuneAnalytics/status/1638853345845624833

[8] https://www.binance.com/en/feed/post/494257

[9] В. И. Ленин (1917). Империализм, как высшая стадия капитализма. Жизнь и знание. (V. I. Lenin (1917). Kapitalizmin en yüksek aşaması olarak emperyalizm. Hayat ve bilgi dergisi)