İzmir’de Sözden Eyleme Köprü: ‘‘Zamanımız ve Biz Söyleşileri’’ – Kolektif

“Zamanımız ve Biz Söyleşileri” İzmir’de 2. yılını geride bıraktı. Biriktirdiklerimizi arşivlemek ve bu yolla diğer şehirlerde bu tip söyleşilerin ve buluşmaların yapılmasına ön ayak olmak istiyoruz. İzmir TÖP Kültür Sanat Meclisi olarak kolektif bir şekilde kaleme aldığımız bu yazıda, Zamanımız ve Biz buluşmalarının diğer kentlerde de yapılma imkânına dikkat çekmek istiyoruz.

Anlamak ve Değiştirmek Yolunda Tomurcuklar

‘’Zamanımız ve Biz’’ ismi, partimizin de kurucularından Oğuzhan Kayserilioğlu’nun toplumsal durumu, mücadele yollarını ve ihtimallerini tartıştığı o ünlü metninden geliyor. Bugünün devrimci mücadelesine mâl olmuş bu metni, özellikle Toplumsal Özgürlük Partisi üyesi olan ya da partiyi takip eden herkes çok iyi bilir. 

“Zamanımız ve Biz” metninin niyeti olan anlama ve değiştirme için filizler/ihtimaller oluşturma çabası, İzmir’de “Zamanımız ve Biz Söyleşileri” başlığıyla yaşadığımız dünyayı ve zamanı anlama ve değiştirme, aynı zamanda hızla değişen kapitalizmin veçhelerine karşı sosyalist değerlere bağlı bakışlar oluşturma gayesiyle yol almaya devam ediyor. İki yıl boyunca ayın ikinci perşembesi yapılan bu söyleşilerde, çeşitli konular üzerine çalışan ve derinleşmiş kişilerin sunumlarını dinleyip üzerine konuşma fırsatı bulduk. Önceki cümlede geçen dinleme ve konuşma fiillerinin dengesine dair epeyce kafa yorduk, güncel odaklanma kondisyonumuzu da göz önünde bulundurarak şöyle bir etkinlik formülü çıkardık: 50 dakika sunum, 10 dakika ara, 40 dakika forum. Böylelikle anlatanın da dinleyenin de sonuna kadar merakını koruduğu etkinlikler gerçekleştirdik. 

Bu etkinliklerin ana hedef kitlesi parti üyelerimiz oldu. Fakat üyelerin yanı sıra üyelerin önerdiği “ilgili” kişileri de listemize ekleyerek, parti binamızın 35 kişiyle sınırlı mekanına uygun olacak şekilde listeler oluşturduk. Bu listelerdeki kişilere, sunuma dair genel çerçeve metnini ve varsa okuma önerilerini gönderdik. Sunumlara dair geri dönüşleri, eleştiri ve önerileri de aynı kanal üzerinden aldık.

Tartışmaların Metni Elyazmaları’nda

Bütün bunlar toplumsal özgürlük mücadelesinin ihtiyacı olarak ele alındı. Farklı tartışmalarla açıldı. Sunum ve forumun sonucunda aklımızda yer edenler, kolektif şekilde kaleme alındı ve pek çoğu da Elyazmaları web sitesinde yayınlandı. 

Söyleşi konularımızı gündelik, güncel gelişmelere göre değil, partinin ve alan çalışmalarının dönemsel ihtiyaçlarını, eğilimlerini göz önünde bulundurarak belirledik. Her söyleşi öncesinde, sunumun temel savlarını, tartışmalarını ve ön okuma önerilerini içeren bir çerçeve metin, sunum yapacak kişiler tarafından hazırlandı ve söyleşiye katılacak kişilere gönderildi. Böylece söyleşi öncesinde tartışmalara zihnen hazırlanma fırsatı oluşturduk.

Ekim 2022’den bu yana yaptığımız söyleşiler ve söyleşilerden hareketle yazdığımız yazılar:

  1. Aydın Arı – Ekonomik Krizin Veçheleri
  2. Mazlum Vesek – Edebiyatımızda İşçi Sınıfı
  3. Haluk Yurtsever – Tarihten Günümüze Siyaset ve Devlet
  4. Haluk Yurtsever – Komünist Siyaset Eksenleri
  5. Esra Dabağcı – Bellek Mücadelesi ve Geleceği Hatırlamak
  6. Sunum-Forum: Kapitalizmin Hareket Yasaları ve İlkel Birikim
  7. İlker Kalaycı – Brecht’in Epik Diyalektik Yaklaşımı
  8. Özer Akdemir – Ege Bölgesi’nde Ekolojik Yıkım ve Direnişler
  9. T. Emre Kalaycı – Yapay Zekânın Ekonomi Politiği 
  10. Marksist Pedagoji Okuma Grubu – Ezilenlerin Pedagojisi
  11. Sevgi Artuç Kutlu – Feminist Perspektiften Diziler
  12. Forum: Yürürken Yazmak

Bu söyleşiler her ne kadar sadece dinleyenlerin yararlandığı etkinlikler gibi görülse de konuşanların da yol kat etme aracı oldu. Örneğin, Haluk Yurtsever’in yakın zamanda yayınlanan ‘‘Komünist Ufuk’’ kitabını yazma sürecine destek oldu söyleşimiz. Başka bir örneğimiz, TÖP Marksist Pedagoji Okuma Grubu’nun Ezilenlerin Pedagojisi’ne dair sene boyu yaptığı okuma ve tartışmaları bu söyleşiyi yapmak için sunum formatına çevirmesi oldu. Hatta bu vesileyle hazırlanan sunum daha sonrasında Eğitim Sen şubelerinde sendikanın üyelerine de yapıldı. Söyleşiler, İzmir’de yaşayan aydınlara küçük bir kürsü, üretimlerini tartışmaya açabildiği bir mekân sağladı.

Sözden Eyleme Köprü

Söyleşilerden mücadelemize köprüler de kurabildik. Ege Bölgesi’ndeki ekolojik ve kentsel yıkımı ve buna karşı direnişin geçmişten bugüne seyrini konuştuğumuz söyleşi ile Doğanın Çocukları çalışmasının tarihsel zeminini güçlendirmiş, bugünkü fikriyatını beslemiş olduk. Yürürken Yazmak başlıklı söyleşi sayesinde yazmalarımız ve yazamamalarımız üzerine derinlemesine konuşma fırsatı bulduk. Devrimci mücadele ile yazma eyleminin bağlantılarına dair sinapslarımızı tazeledik ve yazmanın mücadele içindeki çeşitliliği bizi sunum-söyleşi formundan forum-söyleşi formuna taşıdı. Kapitalizmin Hareket Yasaları ve İlkel Birikim söyleşisi Akbelen mücadelesinin ekonomi politiği konusunda zihinlerimizi berraklaştırdı.

Ekonomik Krizin Veçheleri’ni konuştuğumuzda yaşanan durumun ekonomik kriz değil sermaye birikiminin yoğunlaşması olarak okunması gerektiğini gördük. Yapay Zekâ’nın Ekonomi Politiği söyleşisinde, şu an yoğun şekilde gündemde olan ‘sihirli’ araçları kazıyarak arkasındaki sömürüyü ve tahakkümü bilince çıkardık. Dizilere dair feminist perspektiften konuştuğumuz söyleşide, kültürün içinde farklı suretlerde yuvalanan patriyarkaya karşı kaynak gözlüklerimizi güçlendirmiş olduk. Geleceği Hatırlamak söyleşisinde bellek mücadelesi ile toplumsal özgürlük mücadelesinin kesişimlerine dair kafa yorduk. Brecht’in epik-diyalektik yaklaşımının bugünün sanatındaki olanaklarını konuştuk. Edebiyatımızda dünden bugüne işçi sınıfının izini sürerek bugünün edebiyatında sınıfın temsilini ve olanaklarımızı konuştuk. 

Göstermek için Göstermek Değil! Feyz Alınsın diye Göstermek!

Davetler genellikle duyuru metni ve görseli ile sosyal medyadan genel çağrılara çıkılarak yapılıyor. Davetin ulaştığı kişiler, etkinliğe katılmak yerine duyuruyu yaygınlaştırmakla yetiniyor. Geleceğini belirten kişilerin en fazla üçte birinin geldiği etkinlikler sonrasındaysa içerik ve tartışma başlıklarından ziyade, çözünürlüğü yüksek görseller paylaşılıyor. Başka bir yaklaşımı inşa etmek için bu etkinliklerin duyurusunu sosyal medyada yayınlanmadık, etkinlik sonrası sosyal medya hesaplarında da fotoğraf-video paylaşmadık. Tabii ki yaygınlaştırmak için “gösterme”nin gerekliliğini de bildiğimizden günümüzde pek de alışık olunmayan bu tarzı seçip biriktirdiklerimizi yazıyla paylaşmayı tercih ettik. Listeli davetler yaparak, tartışmalara ve içeriğe yoğunlaşarak “Nasıl görünüyoruz?”dan önce “Ne/nasıl yapıyoruz?” sorularıyla ilerledik, bunu önceledik.

Zamanımız ve Biz Söyleşileri’nde bu seneki programımızı tamamladık. Önümüzdeki yıl için fikirler oluşturmaya başladık. Bu fikirlerden biri de Zamanımız ve Biz Söyleşileri’nin başka şehirlerde de yapılmasını teşvik etmekti: Dileriz ki yazı muradına ulaşsın, devrimci mücadeleyi besleyen söyleşiler şehirden şehire ulaşsın. 

Scroll to Top