Kitle İletişiminde Pornografi

“90’lı yıllarda reality show programlarında izlediğimiz cinayet, tecavüz, şiddet vs. görüntüleri pornografinin en bariz örnekleriydi. 2000’li yılların başında televizyon başında yine Irak’ın bombalanışını seyrettik. Bu da pornografik görüntüydü oysa. Tüm bunları seyrederken bilinçaltımızın o görüntülerden aldığı hazzın farkında değildik.”

20. yüzyılın son çeyreğini televizyon çağı olarak adlandırmak mümkün. Bu dönemi hem dünyada hem de Türkiye’de kırılmaların yaşandığı dönem olarak tanımlayabiliriz. Bir yandan dünyada Berlin Duvarının yıkılması, Doğu Bloğu ülkelerin çözülmesi, Sovyetler Birliği’nin dağılması gibi olaylar yaşanırken, bir yandan da Türkiye’de 1980 Askeri darbesi ve sonrasında Özal dönemiyle birlikte yeni bir ekonomi politik süreç başlamış oldu. Tüm bu olaylar kapitalizmin somut başarısının sonucuydu.

Dünyada ve Türkiye’deki bu gelişmeler ile televizyonun her eve girmesinin neredeyse aynı döneme denk gelmesi elbette ki tesadüfi değildir. Kapitalizmin başarısıyla birlikte kitle iletişiminin yeni aracı televizyon, kapitalizmin yeni ve en etkili silahı haline geldi. 20. yüzyılda başlayan televizyon hegemonyası 21. yüzyılda yerini bilgisayarlara ve cep telefonlarına bırakmaya başladı.

Tüm bu kitle iletişim araçlarıyla birlikte, varlığı ilk insan homo sapiense kadar dayanan “pornografi” de daha önemli bir hal almaya başladı. Televizyonun bize sunduğu reklamlar, diziler, magazin programları, reality show programları gibi televizyon içeriklerinde pornografi olmazsa olmaz bir hal aldı. Bu, toplum için bir ön hazırlık aşamasıydı.

Her birimiz bugüne kadar pornografiye maruz kalan bireylerken, cep telefonlarıyla birlikte kendimizi ifade ettiğimiz alanlar haline gelen sosyal medyalarda, bizler de artık pornografiyi kullanan bireyler haline geldik. Yani hem pornografiye maruz bırakılan hem de diğer bireylere pornografiyi aktaran kişiler olduk. Aslında “pornografi” derken neyi kastettiğimizin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle pornografinin ne olduğuna bakmakta yarar var.

Pornografi nedir?

Kaba bir tabirle “bakan gözü tahrik etmek amacıyla sunulan teşhir görüntüsü” diyebiliriz pornografi için. Pornografi genellikle erotizm veya çıplaklık ile karıştırılmaktadır. Burada anahtar kelime tahrik etme amacıdır. Tahrik etme amacı gütmeyen bir çıplaklığı cinselliği pornografik olarak göremeyiz.

Çıplaklık ya da erotizm pornografik bir görüntü için sadece araçtır. Bir görüntünün pornografik olabilmesi için çıplaklık ya da erotizm de şart değildir. Şöyle bir örnek verelim. Bir film seyrediyorsunuz. Bu filmin bir sahnesinde, doktor karşısında duran tamamen çıplak bir hastayı tedavi ediyor. Bu sahnedeki görüntü buradaki sahneyi seyreden kişiyi tahrik etmez. Çünkü sahnenin böyle bir amacı yoktur. Bu sahneden tahrik olacak kişinin kendisinde bir sorun vardır. Burada görüntünün amacı önemlidir.

Pornografi ise tamamen tahrik etme ya da terörize etme amacı güder. Görüntünün, bakan gözü ajite etme, tahrik etme, provoke etme yahut terörize etme gibi bir hedefi varsa bu görüntü pornografiktir. Pornografi bilinçaltında gizlenen sapığı, tecavüzcüyü, katili, terörizmi ya da psikopatı dışa vurur.

Hani hep sorduğumuz bir soru var; “TV’lerdeki saçma sapan programlar neden bu kadar izleniyor?” Ya da “Kurtlar Vadisi, Arka Sokaklar gibi diziler nasıl oluyor da bu kadar uzun süre seyirci bulabiliyor?” Cevap aslında çok basit. Toplum olarak pornografiyi seviyoruz. Hatta öyle sadece belli bir kesim de değil, toplumun büyük bir kesimi -sağcısı, solcusu, okumuşu, cahili- pornografiyi seviyor. Tabii, burada bilinçli bir sevgiden bahsetmiyoruz.

90’lı yıllarda reality show programlarında izlediğimiz cinayet, tecavüz, şiddet vs. görüntüleri pornografinin en bariz örnekleriydi. 2000’li yılların başında televizyon başında yine Irak’ın bombalanışını seyrettik. Bu da pornografik görüntüydü oysa. Tüm bunları seyrederken bilinçaltımızın o görüntülerden aldığı hazzın farkında değildik. Çünkü bize sunulanı seyretmekten başka bir şey yapmıyorduk. Ne zaman ki her birimizin sosyal medyalarda birer hesabı oldu işte o zaman bilinçaltımıza gizlediğimiz hazzı dışa vurur olduk.

Pornografi ve İktidar İlişkisi

Pornografi geçmişten günümüze kadar her daim var olmuş bir kavramdır. Pornografi en çok iktidar yaratabilmek için kullanılır. Çünkü iktidarın, toplumda korku, ajitasyon, terör ve tahrik gibi duygularının gelişmesine ihtiyacı vardır. Toplumda linç kültürünün gelişmiş olmasının sebeplerinden biri de pornografiye olan ilgidir.

Birçok toplumda erkek çocuğa kurban seyrettirilir. Bizim toplumumuzda da benzer örnekleri vardır. Bir hayvan kesilir ve bu kesim aşaması erkek çocuğa seyrettirilir. Sonra da kanı çocuğun alnına sürülür. Bu, çocuğun erkekliğe geçiş aşaması ritüellerindendir. Çocuğa seyrettirilen pornografik görüntü karşısında çocuğun kan ve şiddete alışması sağlandığına inanılır. Yani bir nevi çocuğun bilinçaltına şiddet ve terör yerleştirilmiş olur.

Biraz daha basit anlatalım. Örneğin; terör örgütlerinin en önemli hedeflerinden biri, propaganda yoluyla toplumda korku vahşet gibi duyguları uyandırmaktır. Çünkü bu örgütlerin de iktidar olmaya ihtiyacı vardır. Bu doğrultuda bir terör örgütünün birinin kafasını kesip videosunu paylaşması onun en önemli propaganda kanalıdır. İşte bu kafa kesme videosu pornografiktir. Burada seyreden kişi, kafa kesme videosunu seyrederken “bu videoyu paylaşmam gerekiyor. Bu videoyu herkesin seyretmesi gerek” gibi bir düşünceye kapılıyorsa ve sebep ne olursa olsun o videoyu paylaşıyorsa, bu psikopatik bir dürtünün sonucudur.

Popüler Kültürde Pornografi

Pornografi popüler kültürün en tehlikeli oyuncaklarından biridir. Kötü bir durum görsel bir imge yoluyla fetişleştiriliyor. Elden ele yayılarak trend haline geliyor. Zamanla gündemden düşünce de geriye bıraktığı tek şey bu kötü durumun (şiddet, tecavüz gibi) gittikçe olağanlaşması oluyor. Pornografi bir durumu olağanlaştırır, sıradanlaştırır ve giderek o görüntülere sık maruz kalanlarda gizli bir haz oluşturur. Son dönem popüler kültürde karşımıza çıkan birkaç pornografi örneğine göz atalım.

Bir dönem trend haline gelen şiddet görerek katledilen köpeğin fotoğraflarının paylaşılması olayıyla başlayalım. Buna trend dememize kızanlar olacaktır. Ancak kızmaktan önce düşünmek gerek. Çünkü paylaşımı yapanlardır, bunu trend haline getirenler. O fotoğrafları paylaşarak duyarlılık gösterdiğini düşünüyor olabilir ama aslında duyarlılığın ötesinde bir şey var. O fotoğraftan farkında olarak ya da olmayarak haz alınmaktadır. Başkalarının da haz alacağını düşünerek paylaşım yapılmaktadır. Haz alma sebebi ise o fotoğrafın kişiyi terörize etmesidir. Burada şu sorulara cevap verilmesi önemlidir.

  1. O fotoğrafı gerçekten neden paylaştım?
  2. O fotoğraf duygularımı ne şekilde harekete geçiriyor?
  3. O köpeği afişe etmem ne kadar doğru bir davranış. 
  4. Paylaşılan fotoğraf bir sorgulama veya farkındalık kazandırma mı yoksa ajite etmeye mi yarıyor?

“Pornografi olmadan yapılabilecek birçok sosyal duyarlılık eylemi mevcuttur. Sokaklara kedi evleri yapmak, çocuklara istismara karşı koyabilecekleri eğitimleri vermek, onları olabildiğince istismarcılardan korumak, kadın özgürlüğü için mücadele vermek, alanlara çıkmak, ses çıkarmak, hayvan ticaretine karşı insanları bilinçlendirmek, her türlü şiddete ve militarizme karşı durmak gibi birçok davranış sosyal duyarlılık için gereken eylemlerdir.”

Burada teşhir kavramı önem arz ediyor. İnsan yahut hayvan fark etmez görüntü aracılığıyla o kişi ya da hayvanın durumu teşhir edilmiştir. Farkında olmadan birçoğumuzun yaptığı pornografi örneklerine devam edelim.

Hrant Dink’in katledildiğinde yerde uzanırken ayakkabısının altı delikli olan fotoğrafı pornografik bir görseldir. Hrant Dink’in mahremiyetini teşhir eden bir görüntüdür.  Görselin amacı ajitasyon üzerinden toplumu terörize ederek kutuplaşmaya yönelimi sağlamaktır.

Bir reality show programında günlerce konuşulan “Palu ailesi” görüntüleri gibi görüntüler pornografiktir.

İstismara uğramış, savaş ortasında kalmış, kaçarken hayatını kaybetmiş ya da katledilmiş çocukların fotoğraflarının paylaşımı pornografiktir. Bu aynı zamanda çocuk istismarıdır da. Çünkü o çocuk, paylaşımı yapan herkes tarafından teşhir edilmiştir artık.

Şiddete uğramış kadın görüntüsü de pornografiktir.

Kadın bedeninin ya da erkek bedeninin teşhiri üzerinden kurgulanan reklamlar da pornografiktir.

Bunlar gibi yüzlerce örnek göstermek mümkün. Pornografiyi sosyal duyarlılık olarak lanse etmek ise cehaletten başka bir şey değildir. Sosyal duyarlılık dediğimiz şey bir tıklama kolaycılığından daha fazlasıdır. Pornografi olmadan yapılabilecek birçok sosyal duyarlılık eylemi mevcuttur. Sokaklara kedi evleri yapmak, çocuklara istismara karşı koyabilecekleri eğitimleri vermek, onları olabildiğince istismarcılardan korumak, kadın özgürlüğü için mücadele vermek, alanlara çıkmak, ses çıkarmak, hayvan ticaretine karşı insanları bilinçlendirmek, her türlü şiddete ve militarizme karşı durmak gibi birçok davranış sosyal duyarlılık için gereken eylemlerdir. Bütün bu yollar dururken pornografiye başvurmak kapitalizme ve erke hizmet etmekten başka bir şey değildir.

Yazımızı bir film önerisiyle sonlandırmak isteriz. Konuyla ilintili olarak, “Good Bye Lenin” filmini izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederiz. Bu filmde kahramanımız Doğu Almanya’da Berlin Duvarının yıkılışının hemen ardından bir dükkâna girer ve dükkânda herkes televizyondaki porno filmi pür dikkat seyreder. Sonraki sahnelerde ise şehrin her yerinde billboard reklamları görmeye başlarız. Yani kısacası, filmde ülkeye kapitalizm pornografi ile girmiştir.