Rambo’nun Pasifik Barış Bölgesi – Binoy Kampmark

Pasifik ülkelerinden yayılan siyasi fikirlerde, her zaman biraz kendine özgü de olsa, etkileyici bir şeyler olmuştur. Son yıllarda, kendilerini dünyanın en büyük su kütlesi olan Mavi Pasifik’in bir parçası olarak gören çeşitli ada devletleri, onları sular altında bırakma tehdidinde bulunan çevre konusunda bir anlayış oluşturarak, uymaları gereken bir dizi ilkeyi belirlemeye çalıştılar. Pasifik’teki yaklaşık on altı devlet ve bölge yönetimi, Temmuz 1975’te Tonga’daki Güney Pasifik Forumu toplantısında Yeni Zelanda tarafından ileri sürülen ilk gruplaşma önerisinden sonra Rarotonga Antlaşması aracılığıyla 1985’te nükleerden arındırılmış bir bölge kuran ikinci grup oldu. O zamandan bu yana iklim değişikliği bu grup için hep ön planda oldu.

Bu geniş su alanının yeniden büyük güç rekabetinin alanı haline geldiği göz önüne alındığında, bazıları küstah, bazıları pervasız ve ama hepsi iknaya açık olan liderlerin, bu tür rekabeti istismar ederken bile etkisiz hale gelebilecekleri bir düzenlemeyi oluşturmalarının zamanı geldi. Fiji’nin darbeyle parlatılan Başbakanı Sitiveni Rabuka bu konuda elini kaldırdı. Sidney merkezli Lowy Enstitüsü’nde 17 Ekim’de yaptığı konuşmada şunu ifade etti: “Mavi Pasifik’teki bizleri tarih çağırıyor olabilir, barış için pankartlar taşımak ve yaşadığımız zamanda ve sonsuza kadar birbirimizle uyumlu olmak için konuşma zorunluluğumuz açıkça kaderimiz olabilir.”

Bu, olması gerektiği gibi cüretkar bir fırsatçılıktır. Bunu yapmak, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi büyük ve ahmak güçlerin, Hint ve Asya-Pasifik’te hesaplanamayacak kadar yıkıcı olacak bir savaşa girmekten caydırılabileceği anlamına gelir. Sonuçta, füzeler Pekin ile Washington arasında uçmaya başladığında, sakin bir Mavi Pasifik’e dair fikirler unutulmaya yüz tutabilir.

Rabuka’nın sözleriyle, “En güçlü iki ülke olan ABD ve Çin arasındaki rekabet yoğunlaşıyor gibi görünüyor.” Başbakan sadece Çinli ve Filipinli gemilerin Güney Çin Denizi’nde karşı karşıya gelmesi durumunda ne olacağını merak edebiliyor. “Bu, ABD’yi Çin ile karşı karşıya getirecek mi?”

Tayvan’a ilişkin kötüleşen duruma dair endişeler de dile getirildi. “Tayvan’la ilgili gerginlikler, silahlı bir çatışma veya daha da kötüsü bir olasılıkla birlikte tırmanıyor.” Bunu akılda tutarak, “Fiji’nin konumu açıktır. Çin ve ABD ile dostuz ve süper güçler arasındaki mücadeleye kapılmak istemiyoruz.” Pasifik’teki liderlerin taraf seçmeye zorlanmaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Rabuka, havarisel erdemle birlikte farklı ve orta halli bir formül önerdi: “Barış Okyanusu”. Böyle bir fikir ilk olarak Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ortaya çıktı ve burada büyük güç rekabetinden iklim değişikliğine kadar bir dizi krizle mücadelede “ulusları bir araya gelmeye” davet etti.

Büyük güçleri ve Pasifik Adası devletlerini içeren bu “Bölge”, “bölgesel düzeni ve istikrarı tehlikeye atabilecek eylemlerden” kaçınacak ve “birbirlerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmasını” sürdürecektir. Böyle bir düzenlemenin, kabile çatışmasını bastırmak için Fijili barış güçlerinin Papua Yeni Gine’ye gönderilmesi veya Batı Papua ile Endonezya arasındaki barış görüşmelerine aracılık edilmesi gibi acil, somut faydaları da olabilir. “Pasifik tarzı diyalog, diplomasi ve fikir birliğine sürekli vurgu yapacaktır” diye açıklıyordu. “Çevrenin korunması ve muhafaza edilmesi merkezi gündem olacaktır; daha fazla uyum ve barış için olumlu bir unsur.”

Rabuka’nın barış ve düzene dair fikirleri, dışişleri departmanlarındaki kantin yemeklerinde mutlaka kıkırdamaya neden olacaktır. Bu adam, şimdi kurtarıcısı olarak övündüğü şeyleri baltalamak için kendi yıkıcı eylemlerine öncülük etmekten çekinmeyen bir adamdı. ABC’nin[1] ebedi yeni yetmesi olarak görünen Stephen Dziedzic, “bir zamanlar ‘Rambo’ lakaplı olan Rabuka’nın 1987 askeri darbesinde yasadışı bir şekilde iktidarı ele geçirdiği” gibi bariz gerçeği fark edecek kadar olgundu. Bunu, Rambo’nun “o zamandan beri yaptıklarından dolayı kamuya açık bir şekilde özür dilemesi ve 10 ay önce zor bir seçimi kazanarak Fiji’nin en yüksek konumunu bir kez daha alması” nedeniyle ince bir aklama takip ediyor.

Bu bakımdan Fiji liderinin özür dilemesi gereken çok şey var. Onun darbesi (teknik olarak birkaç ayda gerçekleştirilen iki darbe) Mayıs 1987’de Timoci Bavadra’nın seçilmiş hükümetinin devrilmesini sağladı. Daha sonra, 1981’de Lübnan’daki Filistin Kurtuluş Örgütü’nün faaliyetlerine karşı koyma ve onları kısıtlama konusunda “hayal gücü ve yenilik” gösterdiği için (bunu Lübnan’daki BM Geçici Gücü’nde görev yapan Fiji Piyade Alayı’nın birinci taburunun komutanı olarak yapmıştı) Britanya İmparatorluğu Nişanı’na subay olarak layık görülmesine rağmen, bir sonraki Eylül ayında cesur bir şekilde Kraliçe II. Elizabeth’in Fiji Kraliçesi olma onurunu elinden aldı.

Böyle bir özgeçmişe sahip Rabuka, izleyicilerine pişman olduğu izlenimini vermeye çalıştı. O, “tövbe etmiş” ve “yeniden doğmuştu. Geçmişim silinemez ama yaptıklarımı bir dereceye kadar telafi edebilirim.” Uzun süren siyasi kekemelik yolunda, “inançlı bir demokrat oldu… ve şimdi bu demokratik politikacı, bir barış havarisi olmak için elinden geleni yapacak.”

Rabuka, Pasifik uluslarındaki bazı meslektaşları gibi Avustralya, Çin ve ABD ile ilişkilerde önlenemez bir alaycı olmaya devam ediyor. “Benzer hükümet sistemlerine sahip, demokrasilerimizin aynı marka demokrasi olduğu, Westminster parlamento sisteminden gelen ve aynı zamanda miras aldığımız İngiliz hukukuna dayanan geleneksel dostlarımızla daha rahat anlaşıyoruz.”

Daha önce bu sisteme karşı görkemli bir küçümseme sergilemiş olan o, bir yandan Pekin’in temsilcileriyle dans ederken diğer yandan Canberra ve dolayısıyla Washington ile devam eden ilişkisinden para kazanmak için mükemmel bir konumda. Ve bunu yapmanın çevreyi intihar niteliğindeki yok etme yerine korumayı amaçlayan bir çözümden daha iyi bir yolu var mı?

(Bu yazı İngilizceden Türkçeye Caner Malatya tarafından çevrilmiştir. Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz:https://www.counterpunch.org/2023/10/23/rambos-pacific-peace-zone/)

Dipnot:

[1] Australian Broadcasting Corporation: Avustralya hükûmetinin doğrudan hibeleri ile finanse edilen Avustralya Yayın Kurumu. (ç.n.)