İşçi Sınıfının Pusulası: “Ekim Devrimi”

Kapitalizm öncesi çağlarda toplumlar geçmişe körü körüne bağlıydı, dogma görüşlerin esaretinde ve sınıf ilişkileri derebeyliğin yapısı içerisinde karmakarışıktı. Tarihteki ilk burjuva devrimi olan 1648 İngiliz devrimi ve akabinde 1789 Fransız devrimi ile birlikte derebeylik çağı son bulmaya ve kapitalist anlayış gelişmeye başlamıştır. 1848 yılında Orta Avrupa’da, 1878 yılında Balkanlarda ve nihayet 20. yüzyılın başlarında 1908 yılında Osmanlı’da ve Portekiz’de meydana gelen burjuva devrimleri ile dünya üzerinde büyük ölçüde burjuva devrimleri gerçekleşmiş oldu. Tarihler arasındaki zaman farkları değerlendirildiğinde, burjuvazinin kendiliğindenci kanunlarla eşitsiz bir biçimde geliştiği açık bir biçimde görülmektedir. Buraya kadar kısaca değinilen burjuva devrimleri günümüz üretim ilişkilerinin öncüllerini doğurmuştur ancak 1905 Rus devrimi yukarıda anılan devrimlerden çok farklı bir iç dinamiğe sahip olduğundan ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hususta Lenin özellikle 20. yüzyılda meydana gelen burjuva devrimlerinin halk yığınlarının katılım göstermediğinin ancak 1905 Rus devriminin ise 1908 devrimleri kadar parlak başarılar elde etmese bile toplumun her kesiminin tam katılımıyla meydana gelen bir halk devrimi olduğunun altını çizmektedir.[1]

Oportünistlerin ve Marksizm’i tahrif eden kesimlerin iddia ettiği gibi Büyük Ekim Devrim’inin Rusya’da meydana gelmesi, beklenmeyen ya da Marksizm’e zıt bir olay değildir. Tam tersi Marksizm’in somut gerçekliğini ispatlar niteliğe sahiptir. Geri kapitalistleşmiş ülkelerdeki burjuva yönetici sınıfı sömürge pazarları elde edemediği için ekonomik gücünü tesis etmede kendi vatanını yabancılara peşkeş çekmekten geri durmadığı gibi bu ihanetini sumen altı edebilmenin yolunu, gericiliği ve çağ dışı üretim ilişkilerini sonuna değin savunarak sağlamaya çalışır. Gerici zihniyetin bağnazlığı sosyalistleri yıldırmaya çalışırken, ülkenin kalkınmasını ve yeterince gelişmesini sağlayacak üretici güçleri engeller. Bu engellerin dayatması ile geri ülkenin egemen sınıfları sömürü ve baskılarını arttırdıkları ölçüde, kendi kendilerinin sonunu getirirler. Polis devlet anlayışı güçlendikçe ülkenin üretici ve devrimci güçlerini sindirdiği yanılgısı ölçüsünde devrimci halk hareketleri ileri ülkelerden çok, geri ülkelerde sosyal devrimleri dayatır. Marksizm’in genel kuralı, böylece bir kez daha doğruluğunu belirtmiş bulunur[2].

19. yüzyılın ortalarındaki ileri kapitalist ülkelerde henüz 20. yüzyıl emperyalist çağında olduğu gibi güçlü militarist ve bürokratist yapılanma daha kurulmamıştı. Engels Komünizmin İlkeleri denemesinde proleter devrimin bütün gelişmiş kapitalist ülkelerde aynı anda yapılabileceği ve dolayısıyla devrimin yalnızca tek bir ülkede zafere ulaşmasının olanaksızlığı sonucuna varmıştır, çünkü bu ifade tekel öncesi kapitalizm devri için geçerli bir tespitti. Bu sebeple bu sanayileşmiş ülkelerde halk devriminin proletarya öncülüğünde mümkün olacağı ve Avrupa ile sınırlı kalacağı düşünülmüştü. Ancak emperyalizm çağında kapitalizmin eşit ve dengeli gelişmemesi sebebiyle devrimci merkez geri kalmış yarı sömürge olan doğu ülkelerine doğru kaymaya başlamıştı.[3]

Yarım yüzyıl sonraki şartlar, devrimin merkezinin doğuya kaydığını gösterdiğinde Marksizm yanılmış olmadı. Bu hususta Lenin Bolşevik formülü şöyle açıklamıştır: “Bir Marksist’in, her teori gibi daha çok esas olan, genel olan, yaşamın karmaşıklığını yaklaşık olarak gösterebilen dünün teorisine sımsıkı takılıp kalmaması, yaşayan gerçeği, kesin ve somut olguları hesaba katması gerektiğini, bu söz götürmez gerçeği iyice özümlemesi gerekir.”[4] Bu özümsemeyi başaramayan skolastik düşüncelerini dayatarak Marksizm’i softaca yorumlayanları tarih affetmemiştir.

Şubat Devrimi ve Nisan Tezleri

1914 yılında başlayan Birinci Emperyalist Paylaşım savaşı Çarlık Rusya’sı için kötü gitmekteydi. 1917 yılına girildiğinde uzayıp giden savaş neticesinde ülke ekonomisinde ağır problemler baş göstermişti. Halkın ve cephedeki askerlerin mevcut durumdan hoşnutsuzluğu Çarlığa karşı isyan hareketlerini tetiklemiş ve ülke genelindeki devrimci grupların propagandalarıyla ateşlenmişti. Çarlığın büyük şehirlerinde grevler patlak vermiş ve yüz binlerce işçi ve köylü savaşın sona erdirilip halkın toplumsal huzur ve refahı için taleplerde bulunmuştu ancak Çar II. Nikolay ve hükümettekilerin toplumdaki huzursuzluğa ve sorunlara ilişkin attıkları hiçbir adım yoktu. Şubat ayı itibariyle sokaklarda çatışmalar artmış ve ordu içerisinde devrim yanlısı gruplar güçlenmişti. Silahlı kalabalık gruplar devletin önemli konumlarını işgali başarmış ve bakanların yer aldığı Marinskiy sarayını muhasaraya almışlardı. Çar II. Nikolay Petrograd’dan kaçmak mecburiyetinde kalmış ve isyancıların başkenti ele geçirmesiyle Şubat devrimi gerçekleşmişti. Prens Lvov’un başına geçirildiği bir geçici hükümet kurularak Rusya’da bu yeni dönem başlamıştı. Ülke ekonomisinin savaş sebebiyle belinin bükülmüş olması devrim sonrasında dahi değişmemiş, fabrikalar kapanmaya devam ederken ürünlerin fiyatları fahiş oranlarda yükselmişti. Açlıkla pençeleşen halk yığınları doğru dürüst politika üretmekten aciz geçici hükümete karşı da bilenmeye başlamıştı.[5]

Feodal bir iktidar olan Çarlık yıkılarak yerini burjuva bir iktidara bırakırken, burjuva ve proleter devrimci iktidarların iç içe geçmiş bir biçimde bir arada bulunduğu bir dönem başlamıştı. Şubat devrimi sonucu ortaya çıkan bu iktidar ikiliği Lenin’in Nisan Tezleri’ni yazmasında tetikleyici bir unsur olmuştur. Geçici hükümet burjuva karakteri olan bir yapıyken, yanı başında işçi ve köylülerden meydana gelen Sovyet hükümeti mevcuttu. Burjuva iktidarı yalnızca kendine ait tek bir iktidarın mevcudiyeti için savaşacağından hiç zaman kaybetmeksizin bu geçici hükümetin tasfiye edilerek tüm iktidarın Sovyet hükümetine devredilmesi proleter demokrasisinin tesisi için olmazsa olmazdı. Bu ikilik tarihte ender rastlanan oldukça özgün bir durum olduğu için burjuva demokrasisinden proleter demokrasisine geçişte kullanılacak Bolşevik formüllerin güncellenmesi gerekmekteydi.[6]

Haziran Taarruzu ve Temmuz Ayaklanması

1917 yılı mayıs haziran ayları boyunca sekiz saatlik işgünü ve daha iyi çalışma şartları talebiyle sürekli olarak grev çağrıları olmaktaydı. Henüz geçici hükümette savunma bakanı olarak görev alan Aleksandr Kerenskiy 16 Haziran’da tüm cephelerde taarruz emri vermesiyle ülke içindeki buhranın pekişmesine neden olmuştu. Savaştan yılmış halk yığınlarının ve askerlerin devrimci ruhunu bu kararla iyice körüklemişti. Tam da bunu vaktinde öngören Bolşevik Parti Merkez komitesi 10 Haziran’da tüm işçi ve askerleri Petrograd’da “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganı altında eyleme çağırmıştı. Ancak Petrograd İşçi Köylü Sovyeti’nde yer alan bileşenler (Menşevikler, Kadetler[i], Sosyalist Devrimciler[ii]) bu eylem kararına karşı çıkmış ve Sovyet’in oy çokluğu ile eylemi 18 Haziran’a ertelemesine neden olmuşlardı. 10 Haziran sabahı fabrikaları ziyaret eden Petrograd Sovyeti’nden temsilciler olası bir Bolşevik gösterisini kırmak adına işçilerle görüşme niyetindeydi. Ancak o sabah tüm işçiler yalnızca Bolşevik partilileri dinliyor ve destekliyordu. Bu durumdan rahatsız olan diğer gruplar Sovyet Kongresinde 18 Haziran mitingi için sloganların serbestliğini ilan etti ve açıkça Bolşevik Parti’ye savaş ilan edildi. 18 Haziran’daki eylemde burjuva basını bile Bolşevik Parti’nin halk yığınları ile nasıl iç içe geçtiğini ve en az 400.000 eylemcinin “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganıyla Bolşeviklerle yürüdüğünü yazmıştı.[7] Esasen geçici hükümet bu taarruz emriyle Rus ordusunun içinde bulunduğu mağlubiyetler silsilesine bir son vermeyi amaçlamışsa da sonuç hüsran olmuştur. Şiddetli bir Alman karşı saldırısı sonrasında Rus ordusu Galiçya’dan atılmıştı. Tekrardan ülke gündemi ölü ve yaralı askerlerle, işgal edilen topraklar olmuş ve tüm bu olanların sorumlusu olarak da tüm oklar Kerenskiy’e çevrilmişti.[8] Cephelerde askerlere yönelik idam cezalarının tekrardan uygulamaya konulacağı ve isyancı alayların dağıtılacağı hususunda yapılan konuşmalar ordu içinde bir öfke ve panik havası yaratmıştı. Bu sebeple askerler zaman zaman savaşmayı dahi reddetmekteydi. Köylerden sık sık isyan haberleri gelmekteydi. Sadece Temmuz 1917’de 43 şehirde köylü ayaklanması meydana gelmiş, köylüler toprak ağalarının evlerini yakmış, kendi hakları olan arazileri ağalardan kurtarmışlardır.[9]

3-4 Temmuz’da I. makineli tüfek alayındaki askerlerin geçici hükümete karşı Tavriçeskiy Sarayı’na yürümesi ve Putilov fabrikasındaki işçilerin de onlara katılmasıyla başkentte başlayan gösteriler tüm Rusya’ya yayılmıştı. Askerler seçtikleri delegeleri fabrikalara ve diğer alaylara göndermiş hemen hemen büyük çoğundan olumlu dönüş almıştır. Bu sırada eylemin önderliğini Bolşevikler alarak gösteriyi yönetmeyi başarmıştır. 500 bini aşkın eylemci başkent sokaklarını işgal ettiği sırada Lenin tüm kalabalığa seslenerek bütün iktidarın Sovyetlere devredilmesinin gerekliliğine vurgu yapıyordu. Sarayın işgali sonrası geçici hükümet Petrograd askeri bölgesi generali Polovsev’e verdiği talimat ile göstericilere ateş açıldı. 700 civarı insanın öldürüldüğü ya da yaralandığı başkentte olağanüstü hâl ilan edilerek Bolşevik yayın organı olan Pravda susturuldu. Üç Bolşevik lider Lenin, Zinovyev ve Kamenev için tutuklama kararı çıkarıldı. Tarihin en gülünç suçlamalarından biri olarak geçici hükümet Lenin’e karşı “vatana ihanet ve Alman casusluğu” suçlarını isnat etmiştir. Ancak Bolşevik hareket için en fenası Lenin’e karşı üretilen suç belgelerinin Jivoye Slovo[iii] gazetesinde yayınlanması olmuştur.[10] Lenin bu durumda Rusya dışına çıkmaktan başka bir yol kalmadığını anlayarak Finlandiya’ya geçti. Akabinde Lenin’in dava arkadaşları gözaltına alındı, bazıları serbest bırakılırken bazıları ise tutuklanarak cezaevine sevk edildi. Bu arada Bolşevik parti üyelerinden bazıları Lenin’in ülkeden çıkmasına karşı çıkarak ülkede yargılanıp aklanması görüşünü savunmaktaydı. Troçki’nin başını çektiği bir grup Lenin’in ayağıyla gidip yetkililere teslim olmasından yanaydı. Ancak Stalin, Lenin’in teslim olması durumunda kesinlikle öldürüleceğini vurgulamış ve karşı çıkmıştı. Uzun süren tartışmalardan sonra Lenin ve Zinovyev’in imzaladığı bir mektup tartışmaya son noktayı koydu. Mektupta ülkeden çıkış nedeni olarak, “adil ve güvenli bir biçimde yargılanacaklarına kuşku duyulduğu” ibaresi yer alıyordu.[11]

Geçici Hükümete Darbe Girişimi: “Kornilovşina[iv]

Temmuz ayaklanması sonrası hükümet istifa etti ve Prens Lvov tamamen siyasetten çekildi. Kerenskiy artık geçici hükümette başbakanlığa yükseldi. Ardından ülkedeki gücünü tesis etmek adına 18 Temmuz’da General Kornilov’u başkomutanlığa atadı. Bu çalkantılı süreci fırsat olarak değerlendiren İngiltere, büyükelçisi Bukenen vasıtasıyla geçici hükümete birtakım taleplerini arz etti. İngilizlerin talepleri arasında ölüm cezasının yürürlüğe konması, Petrograd’da ve diğer büyük şehirlerde özel polis kuvvetlerinin tesis edilmesi, devrimci ve devrim yanlısı basın yayının susturulması gibi direkt iç işlere müdahale edici istekler mevcuttu. Bunun üzerine geçici hükümet emperyalist taleplere karşı gelmemiş ve ilk talebi 25 Temmuz’da cephede ölüm cezasını uygulayarak yerine getirmiştir.[12]

Kornilov başkomutanlık yetkisini aldıktan sonra geçici hükümeti ortadan kaldırıp kendi askeri dikta rejimini kurma hayaline kapıldı. Bu noktada Rusya’da sosyalist bir devrim gerçekleşmesi sonucu devrimci akımın Avrupa’ya sıçramasının engellenmesi için kendisini destekleyen emperyalist güçlerin varlığı da ona cesaret vermişti. Başkent Petrograd’da Bolşeviklerin de dâhil olduğu devrimci örgütleri temizleyip ülkeyi ele geçirme planını ortaya koymuştu ve Kerenskiy de bu planı desteklemişti. Hatta Kornilov birliklerinin içinde, Rus üniforması giymiş İngiliz ve Fransız subaylarının olduğunu, Stalin Eylül 1917’de Raboçiy Put[v] gazetesinde kaleme aldığı bir yazıda yabancı elçiliklerin Kornilov’u açıkça desteklediklerini, Times gazetesinin ise bu destek propagandasının sözcüsü olduğunu belirtmişti.[13]

Kornilov 21 Ağustos’ta Riga’yı Almanlara teslim edip başkent üzerine yürüyerek, bu kaybı ordu içinde örgütlenen Bolşeviklere yıkmak niyetindeydi. Buna ilişkin daha en başından Stalin “Biz ne istiyoruz?” adlı makalesinde cephedeki büyük yenilgilerin faturasının Bolşeviklere kesilmek istendiğini vurgulamıştı.[14] 26 Ağustos sabahı Kornilov’un emriyle general Krimov komutasındaki III. süvari alayı cepheden alınarak Petrograd’a sevk edildi ve gün içinde bir bildiri yayınlayan Kornilov yönetime el koyduğunu, orduya geçici hükümetin talimatlarını dikkate almamalarını, tüm bakanların istifa ederek hükümetin bırakılmasını ve yeni hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili tüm yetkilerin kendisine verilmesi gerektiğini duyurdu. Taleplerinin reddedilmesi ve Riga’nın düşmesi halinde, sorumluluğun geçici hükümette olacağını ifade ederken geçici hükümeti Bolşeviklere destek vermekle suçlamış ve Başbakan Kerenskiy’in kendisini Petrograd’a saldırması için tahrik ettiğini belirtmişti. Bu sert bildiri üzerine saf değiştiren Kerenskiy derhal darbeci ordu mensuplarına karşı ülke genelinde gerekli tedbirlerin alınması talimatını verdi. Ardından Kornilov’u başkomutanlık vazifesinden alarak tutuklanması için bir karar çıkarttı ve bir hafta içinde askeri darbe bastırıldı, Kornilov tutuklandı, General Krimov ise intihar etti.[15]

Ekim Devrimi’ne Giden Yol

Kornilov’un darbe girişimi sonrasında Bolşeviklerin kitleler içindeki nüfuzu hızlıca arttı. Tüm ülkede Sovyetlerin birleştirilmesi söylemi yükselmeye başladı. Stalin Kornilov’un darbe girişiminin devrimci öfkenin vanasını açtığını ve devrimi ileriye götürmeye teşvik ettiğini belirtmiştir.[16] Lenin’in yaptığı tahlilde, bu isyanla birlikte burjuvazinin halka açıkça ihanet ettiğini ve Kornilov’un iktidarı ele geçirmek pahasına başkent Petrograd’ı bile Almanlara vermeye hazır olduğunu söylüyordu. 31 Ağustos’ta Petrograd Sovyet’inin Sosyalist Devrimciler ve Menşeviklerden ibaret yönetimi istifa ederek çoğunluğu Bolşeviklere verdi ve darbe girişimi sırasında hapisten kurtulan Lev Troçki genel başkan olarak seçildi. Akabinde 5 Eylül’de de Moskova Sovyet’i tamamen Bolşevikler safına geçerek başkanlığa Nogin seçildi. Daha sonra Saratov, Kiev, İvanovo Voznesensk gibi sanayi şehirlerinde Bolşevikler Sovyetlerin çoğunluğunu ele geçirdiler. Ardından cephedeki askerler arasında geniş bir Bolşevik propagandası başladı.

Kornilov olayı sırasında ve sonrasında yaşanan hadiseler nedeniyle halkın geçici hükümete güveni tamamen kaybolmuştu. İktidar mücadelesini kızıştıran burjuvazi, halkın ekonomik durumuyla ilgilenmiyordu. 1917 yılı Mart-Kasım arasında 800 fabrikanın kapanması sonucu 170 bin kişi işsiz kalmıştı ve burjuvazi işçilerin sermayeye karşı tutumunun farkında olduğundan intikam duygusu ile hareket ediyordu. Piyasadaki ürünlerin fiyatının iki katına çıkması ülkeyi ekonomik krize sokmuş, Rusya genelinde buğday sorunu olmamasına rağmen suni bir ekmek kıtlığı sermayedarlar tarafından fiyatları arttırmak için yaratılmıştı. Tüm bu yaşananların doğal bir sonucu olarak ülke genelinde grevler artmış, sadece Ural bölgesindeki demiryolcular 300 bini aşkın işçi ile greve gitmişti. Tüm ülkeye yayılan grevlere fabrika işçileri de hükümeti protesto amacıyla katılarak hep bir ağızdan tek bir slogan dile getirmişlerdi: “Bütün iktidar Sovyetlere!”.[17] Devrimin ayak seslerinin çok daha iyi duyulduğu bu esnada Lenin Finlandiya’dan mektuplarla Bolşevik Parti merkez komitesine yazıyordu. Lenin mektuplarında ülkenin içinde bulunduğu durumun taktik olarak devrime çok müsait olduğunu ve mutlak suretle Bolşeviklerin bunu değerlendirmesi gerektiğini yazıyordu. Lenin Moskova ve Petrograd Sovyetlerini kastederek: “Her iki başkentte de işçi ve asker Sovyet’inde çoğunluğu ele geçiren Bolşeviklerin devlet iktidarına sahip olmaları gerekmektedir!” yazdığı mektubunda Marx’ın silahlı ayaklanmayı sanat olarak kabul ettiğini de ifade etmiştir.[18] Lenin isyan etmek yerine kongrelerde toplantılar yapmayı vakit kaybı olarak görmekteydi. Bu sebeple silahlı ayaklanmanın tertip edilmesi için merkez komiteye mektuplar gönderiyordu. Kamenev ve Zinovyev ise burjuva demokratik devrimin henüz tamamlanmadığını ve bu sebeple silahlı ayaklanmanın doğru olmadığını ifade ederek Lenin’e karşı merkez komiteye kendi tezlerini sunmuşlardı. Merkez komite bu tezi reddederek Lenin’in önerisini kabul etti ve gerekli devrim hazırlıkları başladı. Lenin, merkez komiteye gönderdiği mektubunda “İsyan olmadan iktidarı ele geçirmek mümkün değildir, derhal isyana başlamak gerekir!” diyordu. Lenin devrimin başarılı olması için işçi, köylü ve askerlerden ibaret olan Kızıl Ordu birliklerinin derhal Petrograd’ı kuşatmasının önemini vurguluyor, özellikle geçici hükümetin bulunduğu Kışlık Saray’ı, parlamento olarak işleyen Marinskiy Sarayı’nı, telefon, telgraf ve demiryolu idaresi, ayrıca Neva nehri üzerindeki köprülerin ele geçirilmesi gerektiğini belirtiyordu.[19] 12 Ekim’de Bolşevik Merkezi Komitesinin kararıyla önce Petrograd’da, ardından da diğer bölgelerde ve cephelerde Askeri Devrim Komitesi kurulmasına karar verildi. Bu komite öncelikle başkentin savunması ile ilgilenecek ayrıca sonra da silahlı ayaklanma sırasında devrimin karargâhı olacaktı. Bu komitenin yürüttüğü titiz çalışmalar neticesinde Kuzey birliklerinin büyük bir kısmı Bolşevikler safına geçmiş, hatta hükümetin açık emrine karşı çıkan Aurora zırhlısı, Askeri Devrim Komitesi’nin talebiyle Neva Nehri’nden ayrılmamaya karar vermişti. Bolşevik merkez komitesinin 16 Ekim tarihinde gerçekleştirilen toplantısında Lenin silahlı devrim önerisini tekrardan dile getirdi ve Kamenev ve Zinovyev yine bu öneriye karşı geldiler. Toplantı sonunda yapılan oylamada Lenin’in önerisi 10’a karşı 2 oyla, oy çokluğuyla kabul edildi. Lenin’i sürekli olarak destekleyen Stalin’in başkanlığında devrimi yürütme komitesi de kuruldu. Toplantının ertesi günü Petrograd Bolşevik Kongresi, ardından Moskova bölge bürosu Lenin’in önerilerini desteklediklerini bildiren birer duyuru yaptılar.[20] Ancak 18 Ekim’de Kamenev ve Zinovyev bir Menşevik gazetesi olan Novaya Jizn[vi]’e Bolşeviklerin silahlı devrim hazırlıkları yaptığını haber veren kendi imzalarının yer aldığı bir mektup göndererek davaya ve partiye alenen ihanet ettiler. Gazetenin bu mektubu yayınlaması üzerine Bolşevik Merkez Komitesinin gizlilikle aldığı karar deşifre olmuş oldu. Lenin “Bolşevikler Partisi üyelerine mektup” başlıkla kaleme aldığı kısa yazısında Kamenev ve Zinovyev’in ihanetinden bahsederken yoldaşlarını da daha dikkatli olmaya, birleşmeye, devrime hazırlıkta kararlı davranmaya çağırıyordu.[21] Silahlı devrim hazırlığının deşifre olması sebebiyle geçici hükümet ülke genelinde güvenlik tedbirlerini arttırmaya başladı. Tabii hükümetin asıl niyeti II. Sovyetler Kongresi başlamadan önce Bolşeviklerin kalesi olan Smolniy’i ele geçirmekti. Bu arada Askeri Devrim Komitesi de birliklerini harekete geçirdi. Böylece Baltık donanması askerleri, Kuzey cephesi askerleri, Petrograd birlikleri ve fabrikalardaki kızıl muhafızlar son hazırlıklarını tamamlayarak Bolşevik Merkez Komitesinden gelecek emri beklemeye başladı.

20 Ekim’de Lenin yakın dostu Yakov Sverdlov’a gönderdiği mektupta ayaklanmanın tarihine ilişkin, “Tüm gücümüzle saldırmalıyız ve birkaç gün içinde tam bir zafer elde etmeliyiz.” diye uyarı yapıyordu.[22] Lenin’in emirleri doğrultusunda Askeri Devrim Komitesi 22 Ekim gününü, “Petrograd Sovyet’i günü” olarak kutlamayı kararlaştırdı. O gün Petrograd proleteri sokaklara dökülerek iktidarı ele geçirmek için tüm gücünü açıkça gösterdi. 23 Ekim günü Askeri Devrim Komitesi birliklere temsilciler göndererek, “Artık tüm iradenin Askeri Devrim Komitesi’nin elinde” olduğunu ilan etti. Yaklaşan devrim hareketinin etkisiyle sarsılmaya başlayan geçici hükümet hareketi sönümlemek ve Bolşevikleri susturmak için harekete geçti ve hemen Bolşevik yayını olan Raboçiy Put matbaasını mühürledi. Askeri Devrim Komitesi misilleme olarak bir askeri müfreze göndererek gazetenin yeniden yayınlanmasını sağlamış ve gazete derhal “Askeri Devrim Komitesi’nin Çağrısı” manşetiyle çıktı. Stalin gazetenin ilk sayfasında kaleme aldığı “Bize ne lazım?” adlı makalesinde, “Vakit çatmıştır. Şubatta yapılamayan iş şimdi yapılmalıdır. Burjuvazi ve toprak ağalarının, yani kapitalistlerin hükümetinin yerini, işçi, köylü ve asker hükümeti almalıdır. İktidar mutlaka işçi, köylü ve asker Sovyetlerinin eline geçmelidir!” diye sert bir uyarı yapıyordu.[23] Lenin de aynı günün akşamı Merkez Komite üyelerine gönderdiği mektupta hiç vakit kaybetmeden harekete geçilmesini, “Bugünün erken, yarının ise çok geç olacağını” ifade etmiş ve kendisi de devrime önderlik etmek için gizlice Smolniy’e geçmişti. Hemen o gece geçici hükümetin devrilmesi gerektiğini belirtirken “İsyan sırasında gecikmek, hiç kuşkusuz, ölüme eşittir! Tüm varlığımla sizi temin ederim ki şimdi kongrelerle, toplantılarla vakit kaybetmektense, silahlı isyanla iktidarı ele geçirmek meselesini konuşmalıyız. Bekleyemeyiz! Aksi halde her şeyi kaybederiz! Hükümet zaten sarsılmış! Onu nasıl olursa olsun ezmemiz gerekir![24] diye yazıyordu.

Devrim artık başlamıştı. Geçici hükümet birliklerinin pek bir varlık gösteremedikleri halde yine de direnmeye çalışan Kerenskiy hükümeti 23 Ekim’i 24’üne bağlayan gece Askeri Devrim Komitesi üyelerinin tutuklanmasını, Bolşevik gazetelerinin kapatılması talimatlarını verdi. Bunun üzerine Askeri Devrim Komitesi Petrograd Sovyet’ine bir bildiri göndererek, Sovyet’in tehlikede olduğunu, gazetelerin kapatıldığını, bu nedenle tüm birlikleri seferber ederek kendilerini korumaları gerektiğini belirtti.”[25]

24 Ekim’de gizli bir eve geçen Lenin Smolniy ile sürekli irtibat halindeydi. Lenin’in emirlerine uyan Askeri Devrim Komitesi harekete geçme emrini verince kızıl birlikler akşam saat 10’a doğru köprüleri, demiryollarını ve telgraf idarelerini ele geçirdi. Lenin gizli evden çıkarak karargâhın yerleştiği merkeze, Smolniy’e hareket etti. Artık sabaha karşı geçici hükümetin bütün önemli mevzileri Bolşeviklerin eline geçmişti. Kışlık Saray’da kapana kısılan geçici hükümet yetkilileri ne yapacaklarını bilemiyordu. Kızıl birlikler tüm iletişim ağlarını kontrol altına aldıkları andan itibaren geçici hükümetin genelkurmayla bir bağlantısı kalmamıştı. Başkent sokaklarını tamamen kuşatan Kızıl Birlikler cezaevlerine de saldırarak Bolşevik yoldaşlarını özgürlüklerine kavuşturdular. Sabah saat 7’ye doğru devlet bankası da Bolşeviklerin eline geçmişti. Hükümetin son sığınağı olan Kışlık Saray dışında tüm önemli noktalar artık geçici hükümetin kontrolünden çıkmıştı. Başbakan Kerenskiy ise, Amerikan elçiliğinin aracıyla kılık değiştirerek, devrimi bastırmak için ordu getirmek ümidiyle Kuzey cephesine doğru kaçmıştı.[26]

25 Ekim sabahı silahlı işçi ve askerler geçici hükümeti devirmeyi başardılar. Hemen o gün Lenin tarafından kaleme alınmış, “Rusya Vatandaşlarına!” başlıklı tarihi bir bildiri yayınlandı. Bildiride Geçici Hükümetin devrildiği açıklanıyordu. Bu bildiri önce Raboçi Put’ta, sonra da diğer gazetelerde yayınlandı, dünyanın büyük başkentlerine telgraflarla bildirildi. Askeri Devrim Komitesi bildiriyi bütün cephelere de gönderdi. Kışlık Saray’daki hükümet üyelerine teslim olmaları için çağrı yapıldı ancak hükümet yanlısı beyaz ordunun koruduğu Kışlık Saray’dan olumsuz yanıt gelmesi üzerine Askeri Devrim Komitesi Kışlık Saray’ı ele geçirmek üzere harekete geçti. II. Sovyet Kongresi başlamadan önce sarayın tamamen alınması oldukça önemliydi. Kışlık Saray’ın çevresini saran yaklaşık 20 bin Kızıl Ordu askeri Lenin’den gelecek emri bekliyordu. Akşam saat 7’de Askeri Devrim Komitesi Kışlık Saray’a bir ültimatom daha göndererek bakanların ve milletvekillerinin teslim olmasını talep etti. Yanıt için 20 dakika kadar bir süre verildi. Akabinde Lenin’in işaretiyle Askeri Devrim Komitesi’ne bağlı Aurora zırhlısına Kışlık Saray’a ateş açması emri verildi. Gece saat 12’de saraya doğru genel bir taarruz başladı. Yaklaşık 2 saat içinde Saray tamamen Kızıl Ordu birliklerinin eline geçti ve hükümet üyeleri tutuklanarak Petropavlovsk Kalesi’ne sevk edildi. Kışlık Saray’ın işgali esnasında Rusya’nın her tarafından yaklaşık 400 Sovyet delegesinin katıldığı II. Sovyet Kongresi açıldı. Toplamda 650 delegeden 360’ı Bolşeviklerin safındaydı, ilâveten 100 kişiye yakın sosyalist devrimci de onlara katılmıştı. Kışlık Saray’ın ele geçirilmesi haberi kongre salonunda duyulunca Menşevikler ve destekçileri salonu terk ettiler. Kongredeki konuşmasında Lenin kurulacak yeni Sovyet hükümetinde “bakan” kelimesini şiddetle reddederek “komiser” kelimesinin kullanılmasını önerdi. Bu teklif Sovyet tarafından kabul edilerek yeni hükümet üyelerinin “komiser” olarak adlandırılmasını, hükümete ise “Halk Komiserleri Konseyi” adının verilmesine karar verildi. Ardından delegelerin yaptığı oylama sonucu Lenin Halk Komiserleri Konseyi’nin başkanı seçildi. Böylece 24 Ekim gecesi başlayıp 25 Ekim’in ilk ışıklarıyla birlikte sona eren silahlı devrim hareketi, Rusya’da ve tüm dünyada yeni bir dönemin başlamasına, İşçi ve Asker hükümetinin kurulmasına ve tüm iktidarın Sovyetlere geçmesini sağlamış oldu.[27]

Buz Kırıldı Yol Açıldı

Tarihte Ekim Devrimi’ne kadar hiçbir ülkede burjuva demokratik devrim sonuna kadar sürdürülüp tamamlanamamıştır. Zira burjuva sınıfı derebeylik sistemine karşı örgütlenerek devrimlerini gerçekleştirdiğinde iktidarını sağlamlaştırıp halktan kopuk yönetimlerini meydana getirmiştir. Dinci bezirgân sömürüsü ya da kadın haklarının gasp edilmesi, egemen olmayan ezilen ulusların eşitsizliğini vb. konuların tamamı burjuva demokratik devrimin neticelenmesi ile çözülebilecek sorunlardır. Küçük burjuva demokratları bugün dünyanın en müreffeh ve ileri kapitalistleşmiş ülkeleri arasında dâhi bu sorunları burjuva demokratik yöntemlerle çözemezler ve çözemediler de. Ancak bunlar Ekim Devrimi Yasaması ile tamamen çözüme bağlanarak kırmızı çizgilerle çevrili dokunulmaz meseleler olmadığı ispat edildi. Çünkü Bolşevikler Şubat Devrimi ile gerçekleşen burjuva demokratik devrimi Leninist strateji ve taktik ile sonuna kadar götürmüş nihayetinde Sosyalist Ekim Devrimi’ne vardırmıştır.

“Biz bu işin yapımına başladık. Ne kadar zamanda ne zaman, hangi ulusun proleterleri bu işi sonuna vardırırlar bu soru önemsizdir. Önemli olan buzun kırılmış, yolun gösterilmiş ve açılmış olmasıdır.”[28] Devrimin dördüncü yıldönümüne dair yaptığı konuşmada sarf ettiği yukarıdaki cümlelerle Lenin, devrimin yüz beşinci yıldönümünde de açılan yolda tüm işçi sınıfına meşale tutan bir pusula görevi görmektedir. Şüphesiz Ekim Devrimi gerek tarihsel anlamı gerekse dünya çapındaki önemi açısından en iyi ve en doğru onu gerçekleştiren önderlerinden öğrenilir. Biz komünistlerin vazifesi, buzu kırılmış denizde dümeni doğru tutmaktır. Devrimin sonuçlarını tahlil etme ve yorumlama şansını değerlendirerek olumlu ya da olumsuz gerekli dersleri çıkararak bir sentez elde edilmelidir.

Dipnotlar:

[1] В. И. Ленин, Государство и Революция: Учение Марксизма о государстве и задачи пролетариата в революции, Глава III, ст.41 (V. İ. Lenin, Devlet ve Devrim: Devrimde proletaryanın görevleri ve devlet hakkında Marksizm doktrini, Bölüm 3, sf.41)

[2] Dr. H. Kıvılcımlı, Halk Savaşının Planları, sf.60-61

[3] В. И. Ленин, О Лозунге Соединенные Штаты Европы, Социал-Демократ №:44, 23 Августа 1915 г.

(V. İ. Lenin, Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine, Sosyal-Demokrat No:44, 23 Ağustos 1915)

[4] В. И. Ленин, Письма о Тактике, Письмо I: Оценка Момента, Полное собрание сочинений В. И. Ленина, Том 31, ст.134 (V. İ. Lenin, Taktik hakkında Mektuplar, Birinci Mektup: Güncel Durumun Tahlili, Lenin Tüm Eserleri, Cilt 31 sf.134)

[5] Берхин И. Б., История СССР (1917-1978), Москва, Высшая Школа, 1979, ст.28 (Berhin, İ. B., SSCB Tarihi (1917-1978), Moskova, Yüksek Okul, 1979, s. 28.)

[6] В. И. Ленин, О Двоевласти, Правда №:28, 9 Апреля 1917 г. (V. İ. Lenin, İktidar İkiliği Hakkında, Pravda No:28, 9 Nisan 1917)

[7] И. В. Сталин, Выступления на VI съезде РСДРП (Большевиков) 26 Июля – 3 Августа 1917 г., Отчетный Доклад ЦК. (J. V. Stalin, 26 Temmuz – 3 Ağustos 1917 yılı RSDİP(Bolşevikler) 6. Kongresi MYK Raporu.)

[8] Берхин И. Б., “там же”, ст.28 (Berhin, İ. B, “a.g.e.”, s.28)

[9] История гражданской войны в СССР, Подготовка великой пролетарской революции. (От начала войны до начала октября 1917 г.) / Под редакцией: М. Горького, В. Молотова, К. Ворошилова, С. Кирова, А. Жданова, А. Бубнова, Я. Гамарника, И. Сталина Глава седьмая. Июльские дни, том I, ст.231 

(SSCB’de halk savaşı tarihi, Büyük proleter devrimi hazırlığı -Savaşın başlangıcından 1917 Ekim’e kadar- / Redaksiyon: M. Gorkiy, V. Molotov, K. Voroşilov, S. Kirov, A. Jdanov, A. Bubnov, Ya. Gamarinka, J. Stalin. Bölüm 7. Temmuz günleri, c. 1, s. 231.)

[10] Берхин И. Б., “там же”, ст.27-29 (Berhin, İ. B, “a.g.e.”, s.27-29)

[11] М. Горького, В. Молотова, К. Ворошилова, С. Кирова, А. Жданова, А. Бубнова, Я. Гамарника, И. “там же”, ст.243 

(M. Gorkiy, V. Molotov, K. Voroşilov, S. Kirov, A. Jdanov, A. Bubnov, Ya. Gamarinka, J. Stalin. “a.g.e”, s. 243)

[12] Великая Октябрьская Социалистическая Революция, Большая Советская Энциклопедия, том 7, Москва, 1951 ст. 141. (Büyük Ekim Sosyalist Devrimi, Büyük Sovyet Ansiklopedisi, cilt 7, Moskova, 1951, s. 141.)

[13] И. В. Сталин, Иностранцы и Заговор Корнилова, Рабочий Путь, №:8, 12 Сентября 1917 г. (J. V. Stalin, Yabancılar ve Kornilov’un Komplosu, Raboçiy Put No:8, 12 Eylül 1917)

[14] И. В. Сталин, Мы Требуем, Рабочий Путь №:4, 28 Августа 1917 г. (J. V. Stalin, Biz Ne İstiyoruz?, Raboçiy Put No:4, 28 Ağustos 1917)

[15] В. А. Антонов-Овсеенко, В семнадцатом году, Киев, 1991, ст.194-197 (V. A. Antonov-Ovseyenko, On Yedi Yılı(1917), Kiev: 1991, s. 194-197.)

[16] И. В. Сталин, Вторая Волна, Рабочий Путь №:6, 9 Сентября 1917 г. (J. V. Stalin, İkinci Dalga, Raboçiy Put No:6, 9 Eylül 1917)

[17] Берхин И. Б., “там же”, ст.38 (Berhin, İ. B, “a.g.e.”, s.38)

[18] В. И. Ленин, Письмо в ЦК, ПК и МК РСДРП(б): “Большевики должны взять власть”, 12-14 Сентября 1917 г. (V. İ. Lenin, RSDİP(B) Merkez Komitesine, Petrograd Ve Moskova Komitelerine Mektup: “Bolşevikler İktidarı Almalıdırlar”, 12-14 Eylül 1917)

[19] История гражданской войны в СССР, Великая пролетарская революция (Октябрь — ноябрь 1917 года) / Под редакцией: М. Горького, В. Молотова, К. Ворошилова, С. Кирова, А. Жданова, И. Сталина. том 2, Москва, 1943, ст.167-168 (SSCB’de halk savaşı tarihi, Büyük proleter devrimi, Ekim-Kasım 1917 / Redaksiyon: M. Gorkiy, V. Molotov, K. Voroşilov, S. Kirov, A. Jdanov, J. Stalin. Cilt 2, Moskova, 1943 s. 167-168)

[20] Протокол заседания ЦК РСДРП(б), 16 Октября 1917 г. (RSDİP(B) Merkezi Komite toplantısı, 16 Ekim 1917)

[21] В. И. Ленин, Письмо к членам партии большевиков, полное собрание сочинений Ленина, том 34, ст.420-422 (V. İ. Lenin, Bolşevik partisi üyelerine mektup, Lenin tüm eserleri, cilt 34, s.420-422)

[22] Берхин И. Б., “там же”, ст.48 (Berhin, İ. B, “a.g.e.”, s.48)

[23] И. В. Сталин, Что нам нужно?, Рабочий Путь №:44, 24 Октября 1917 г. (J. V. Stalin, Bize ne lazım?, Raboçiy Put No:44, 24 Ekim 1917)

[24] V. İ. Lenin, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, Eriş Yayınları, Haziran 2007, s.107

[25] В. А. Антонов-Овсеенко, “там же”, ст. 261 (V. A. Antonov-Ovseyenko, “a.g.e.”, s. 261.)

[26] Великая Октябрьская Социалистическая Революция, Большая Советская Энциклопедия, том 20, Москва 1953, ст.553 (Büyük Ekim Sosyalist Devrimi, Büyük Sovyet Ansiklopedisi, cilt 20, Moskova 1953, s. 553.)

[27] В. И. Ленин, полное собрание сочинений Ленина, том 35, ст.11-28 (V. İ. Lenin, Lenin tüm eserleri, cilt 35, s.11-28)

[28] В. И. Ленин,  Об Октябрьской Революции, Полное собрание сочинений. 1974. том 44. Июнь 1921 — март 1922. — С. 144—152. (V. İ. Lenin, Ekim Devrimi Üzerine. Lenin tüm eserleri, cilt 44, Temmuz 1921 – Mart 1922, s. 144-152.)

 

[i] Конституционно-Демократическая Партия (Кадеты), Партия Народной Свободы. Bu partinin adı, Anayasal Demokratlar kelimelerinin kısaltılmış biçiminden gelmektedir. Partinin resmî adı ‘Halkın Özgürlüğü Partisi’dir.

[ii] Партия Социалистов-Революционеров (СР). Bu partinin adı Sosyalistler-Devrimciler Partisidir. İlk harflerinden ötürü Eserler (SR) de denir.

[iii] 1916-1917’de Petrograd’da yayınlanan günlük bir gazete. Şubat devriminden sonra partisiz sosyalistlerin gazetesi olarak büyük bir ilgi gördü. Bolşevik parti aleyhine şiddetli bir propaganda yürüttü. 1917 sonlarında devrim karşıtı çizgisinden dolayı kapatıldı. Bkz: Живое Слово, Большая Советская Энциклопедия, том 16, Москва, 1952 ст 90. (Jivoye Slovo, Büyük Sovyet Ansiklopedisi, cilt 16, Moskova, 1952, s. 90.)

[iv] General Kornilov’un darbe girişimini ifade eden döneme verilen Rusça isim.

[v] Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (Bolşevikler) gazetesi olarak 3 Eylül 1917’den 26 Ekim 1917’ye kadar kapatılan Pravda gazetesinin yerine yayınlandı. Toplam 46 sayı çıktı. Lenin, Stalin ve diğer Bolşeviklerin makalelerine yer verildi. 24 Ekim’de Geçici hükümet tarafından kapatıldı. Aynı gün gazetenin 44.cü sayısı, hükümetin devrilmesi gerektiği manşetiyle çıktı. 27 Ekim’den itibaren Pravda’nın yeniden yayınlanmasıyla kapatıldı. Bkz: Рабочий Путь, Большая Советская Энциклопедия, том 35, Москва, 1955, ст. 451 (Raboçiy Put, Büyük Sovyet Ansiklopedisi, cilt 35, Moskova, 1955, s. 451.)

[vi] Günlük, siyasi bir Menşevik gazetesidir. 1917 Nisan’dan itibaren Petrograd’da yayınlanmaya başladı. 1917 Ekimine kadar bazen Geçici hükümete bazense Bolşeviklere karşı muhalefet yönlü bir yayın politikası sürdürdü. Ekim devriminden sonra Sovyet iktidarına karşı çıktığı için 1918 Temmuz’da kapatıldı. Bkz: Новая Жизнь, газета (1917-1918), СПБ Энциклопедия, https://encspb.ru/object/2804022205?lc=ru (Novaya Jizn, gazete (1917-1918), St. Petersburg Ansiklopedisi)