Kübizmin Başlangıç Noktası Olarak Picasso’nun Avignon Genelevi

Özgün adı “Le Bordel d’Avignon” yani “Avignon Genelevi” olan Picasso’nun modern sanatta çığır açan tablosu Andre Salmon tarafından “Avignon’lu Genç Kızlar” adıyla kayıtlara geçirilmiştir. Picasso tablosunda Avignon’un meşhur genelevlerini ve fahişelerini resmetmiştir.

Tabloda soldan sağa doğru ilerledikçe figürlerin formları bozulmaktadır. Resimde yuvarlak hatlar giderek sivri uçlara karışmıştır ve sonunda uzuvlar küpler haline bürünmeye başlar. Uzuvların, karakterin simetrisini bozan sanatçı onları bir hikaye anlatımından çıkararak farklı biçimlerde tasvir etmektedir.

Bu tablo kübizmin başlangıç noktası olarak kabul edilir. Kübizm, doğanın betimleyici bir taklidi değil kavramsal bir yorumunu yansıtır. Resimsel yüzeyde yanılsama yaratmak yerine, eşzamanlı olarak, nesneyi bir değil birçok açıdan gösterir. Kendisinden önceki dönemin kompozisyonunu değiştirerek yeni bir çizgi ve biçime odaklanır.

Resimde Üçüncü Boyut

Picasso’nun çalışmasında kullandığı figürler hem profilden hem cepheden hem de arka plandan görünür. O, izleyiciye figürleri tek noktadan bakarak farklı açılardan görebilme cömertliğini tanır. İmgelerin üç boyutunun da düz bir yüzeye taşınmasıdır. Rönesans’ın tek açılı perspektifi, figürleri donduran ve bir fotoğrafçasına resmedilmesini sağlayan geleneğini yerle bir eder. Üçüncü boyutu, geleneksel perspektif ve gölgelendirme tekniklerinden çıkaran Picasso, derinliği renk tonalitesi ile oluşturduğu geçişlerle sağlar.

Resmin en önemli özelliği estetik kalıpları tümden yıkmasıdır. Resimde hikaye anlatımı reddedilmiş, anlatım ve yorumdan uzaklaşılmıştır. Aynı zamanda güzel ve çirkin arasındaki ayrımları yok eden eser, üç boyutlu nesneleri iki boyuta sahip tuval üzerinde göstermenin yollarını arar. Figürler oldukça kaba, alışılagelmiş estetik akışkanlıktan uzaktır.

Realist Resmin Kalıpları Yıkılıyor

Yaklaşık 5,5 m² boyutundaki tuvalden seyirciye bakan beş fahişe tasvir edilir.

Soldan perdeyi çekerek ilerleyen figür ile birlikte kümelenmiş olan kadınların üçü oldukça sert tavırlarıyla bize doğru bakmaktadır. Keskin ve açılı vücutlar, üçgen ve yuvarlak memeler, sert hatlara sahip kalçalar dikkat çekicidir.

Diğer iki kadın figürü ise bu kadınlara nazaran daha farklı resmedilmişler. Sağ alt köşede diz çökmüş olan figürün başı bedenin duruşuna zıttır. Sağ üst kısımda ayakta duran figürün başı da diz çökmüş figür gibi beden duruşuyla zıtlık yaratır. Başları maske şeklinde resmedilmiştir. Sanatçının tablosunda gördüğümüz uzuvlar, ilkel kabile maskelerinin etkisini yansıtır. Kabile maskelerinde yüz olduğu gibi aktarılmak yerine sembolik etki bırakacak şekildedir; burun üçgenle simgeleştirilmiştir, çizgisel yarıklar ise ağzı çağrıştırır. Picasso’nun İber heykellerine olan ilgisi bilindiği gibi, dönemin primitif sanat etkisi bu iki figürün resmedilişinde açık seçik ortadadır. İber heykellerinde görülen karakteristik unsurlar, Picasso’nun iki figüründe net bir şekilde görülebilir; kaba kıvrık kulaklar, şişkin gözler, vahşi- yabani duruş…

Tabloda soldan sağa doğru ilerledikçe figürlerin formları bozulmaktadır. Resimde yuvarlak hatlar giderek sivri uçlara karışmıştır ve sonunda uzuvlar küpler haline bürünmeye başlar. Uzuvların, karakterin simetrisini bozan sanatçı onları bir hikaye anlatımından çıkararak farklı biçimlerde tasvir etmektedir.

Tabloda hayata dair diyebileceğimiz unsurlar dahi oldukça itici, rahatsız edicidir. Meyveler tüm doğallığını yitirmiş, üzümler birer taş gibi görünürler. Naturalist, realist resmin kalıpları da yıkılmaya başlanmıştır.