1 Mayıs ve Çocuklar Değil, Çocuklarla 1 Mayıs

1 Mayıs’a bir gün kala aslında hemen her gün konuşmamız gereken bir konu var. Çocukların söz söyleme/taleplerini ifade etme hakları…

Yetişkinlerin olduğu her alanda çocukların da varlığı söz konusu… Sokakta, evde, hastanede, fabrikalarda, tarlada, cezaevlerinde… Mekânlar bu kadar ortakken çocukların toplumsal hayatın bir öznesi olduğunu yadsıyamayız. Sadece bu nedenden ötürü bile 1 Mayıs’a katılacak çocukların kendi taleplerini söyleme haklarına alan açmak gerekir. 1 Mayıs meydanları, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin… Herkesin olduğu kadar da çocukların.

Gerek örgütlerle gerekse aileleriyle katılacak çocukların kendi isteklerini içeren dövizleri, atacakları sloganları kendileri belirlemeleri onları siyasi/politik bir özne yapmayacak aksine mücadelenin ve toplumun özneleri olduğu vurgusunu pekiştirecektir. Meydandaki her çocuğa böyle bakmak, hem görme biçimimizi çocuk merkezine doğru çekecek hem de çocuğun yararına sonuçlar doğurmaya doğru ön açıcı olacaktır.

Parti mitinglerinde çocukların sahneye çıkarılıp birilerine küfretmeleri ya da birilerinden övgülerle bahsetmeleri ne kadar yanlışsa 1 Mayıs kortejlerinde parti flamaları, kurum bayrakları taşımaları, ne anlama geldiği konusunda fikir sahibi olmadıkları pankartlarının arkalarında yürütülmeleri de o kadar yanlış ve çocukların haklarına aykırı. 1 Mayıs kortejleri de alanları da çocukların taleplerini söyledikleri, seslerini yükselttikleri yerler olmalı.

Yetişkinlerin sözleri ne kadar kıymetli, önemli ise çocukların da o kadar kıymetli. Toplumsal mücadelenin, yaşamın çeşitli alanlarında bulunan çocukların, sözlerini yüksek sesle söylemeye, talep etmeye hakları var. Bunun olabilmesi için elbette biz yetişkinlerin alan açması, onlara fırsat tanıması, rehberlik etmesi gerekiyor.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte çocuklar herkes kadar bu krizden etkileniyor. Kriz sebebiyle çocuklar isteklerinden, ihtiyaçlarından vazgeçmek zorunda kalıyor. Beslenme çantalarının boş olması çocukları okula gitmekten alıkoyuyor. 6-10 yaş arası çocuklar yetersiz beslenme sebebiyle gelişim bozuklukları yaşıyor ve daha sık hastalanıyorlar. Çocuklar krizin sonuçlarından doğrudan geri dönüşü olmayacak zararlarla etkileniyorlar.

Ekonomik krizin toplum üzerinde yarattığı öfke elbette çocukları da etkiledi. Hatta en öfkeli kesim onlar denebilir. Bunların tamamı politik meseleler, ve doğalında bunlara dair çıkacak her ses de politik olacak. Bu sesi çocukların kendilerinin çıkarması, sözlerini kendilerinin bulması, kendi talepleri ile alanda olmaları onları nesneleştirmez; aksine, tam da oranın parçası olmuş olurlar. Kendileri olarak. Kendine özgü ifade biçimleriyle, zengin dünyalarıyla.

Çocuklar öfkelerini de neşeleri kadar yaşamaya ihtiyaç duyarlar, tıpkı biz yetiskinler gibi. Bu sebeple bırakalım çocuklar 1 Mayıs alanlarında neşelerini de öfkelerini de istedikleri gibi göstersinler.