NATO, 2025 yılı için Rusya’nın cephede büyük bir atılım yapacak askerî potansiyele sahip olmadığına inanıyor. Bu görüş, ittifakın Avrupa’daki müşterek kuvvetlerinin komutanı General Christopher Cavoli tarafından belirtildi. Savaşın üçüncü yılına girdiğimiz 2025 yılında cephede çok sayıda küçük taarruz eylemi gerçekleştirileceği değerlendiriliyor.[1]
2022 sonbaharından bu yana her iki ordu da düşmanın savunmasının tamamen çökmesi için koşullar yaratacak önemli bir derinliğe kadar başarılı bir saldırı gerçekleştiremedi. Bu, savaşın taktik ve operasyonel özelliklerinden kaynaklanıyor. Rusya da Ukrayna da keşif dronlarını yoğun bir biçimde kullanıyor. Bu insansız hava araçları iki tarafın da coğrafyasını askerî anlamda şeffaf hâle getiriyor. Her iki ordunun da elinde sürekli olarak önemli sayıda yüksek hassasiyetli silahlar mevcut. Tüm bunlar, bir atılım için güçlerin yoğunlaşmasını kapsamayabilir. Tabii ki ABD’de Trump’ın ikinci döneminin başlaması ve Avrupa ülkelerinin özellikle enerji kaynaklı ekonomik sorunlarının yoğunlaşması sebebiyle durumlar Rusya lehine değişebilir. O zaman NATO’nun öngördüğü gibi değil tersine 2025 Rusya’nın atılım başlatacağı bir yıl olabilir.
2024 yılı boyunca Ukrayna’daki cephe hattının değişimi.[2]
Son birkaç ayda başarılı bir saldırı operasyonunun olağan derinliği beş ilâ yedi kilometre oldu. Birlikler üslerinden söz konusu mesafe kadar uzaklaştıktan sonra, yeni mevzilerde birleşerek ele geçirilen hattın kalıcılığını sağlamak için, insansız hava aracı saldırıları ve topçu ateşi altında lojistiği yeniden inşa etmeleri gerekiyor. Şu anda, Rusya düzenli olarak asker sevkiyatı yapıyor ve savunmasının ilk hattının atılım alanını “tıkıyor”. Bu kadar derin ve hızlı bir saldırıyla düşman birliklerinin kontrolünü bozmak imkânsızdır ancak derin bir yarma sırasında gereken karşı birliği dağıtmak ve üstünlük kurmaktır. Bu savaşın başından itibaren bunun tek istisnası, Ağustos 2024’te Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Kursk bölgesindeki saldırısıydı. Daha sonra Ukrayna ordusu, sınırdaki Rus birliklerinin zayıflığından yararlanarak, Rus Silahlı Kuvvetleri’nin savunmasını 15-25 kilometre kadar kırmayı başardı. Ancak rezervlerin gelmesinden sonra bu taarruz yerelleştirildi ve Rus ordusunun tamamen yenilgisine yol açamadı.
Barış Masasından Cepheye Diplomasi
Davos ekonomik zirvesine katılan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, zirvedeki medya kuruluşu temsilcileriyle yaptığı söyleşide, savaşın ilk haftalarında Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin İstanbul’da yürüttüğü barış görüşmeleri sırasında Moskova’nın Kiev’den eski milletvekili ve Putin’in vaftiz babası Viktor Medvedçuk’un ülkenin başına geçmesini talep ettiğini ifade etmişti.[3] Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün 50 bin kişiye düşürülmesinin yanı sıra menzili 20 kilometreden fazla olan tüm silahların imha edilmesini istediğini de yine aynı görüşmeleri aktarırken belirtmişti.
Rusya ve Ukrayna temsilcileri, işgalden sonraki ilk haftalarda, 2022 baharında barış görüşmelerini yürüttü. Heyet toplantıları İstanbul’da gerçekleşti. Mart ayı ortasında taraflar anlaşmaya yakın olduklarını belirterek bir barış anlaşması taslağı hazırladılar ancak sonuçta anlaşma imzalanmadı. Mayıs ayına gelindiğinde müzakereler esasen başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
İstanbul’da hazırlanan anlaşma taslaklarını birçok medya kuruluşu 2024 yılında bağımsız olarak yayımladı. Verilere göre, Rusya tarafı başlangıçta son derece katı koşullar öne sürerken, savaşın ilk altı ayında Kiev’i hedefe koyan yıldırım harekâtları başarısızlıkla sonuçlanınca ve hızlı bir askerî zaferin imkânsızlığı anlaşılınca, anlaşma koşulları giderek yumuşamaya başladı. Mart 2022 sonunda hazırlanan anlaşmanın son taslağında ise yalnızca Ukrayna’nın askerî ittifaklara katılmaması (yani özünde NATO’ya katılmaması), topraklarına yabancı asker konuşlandırmaması ve Rusya’ya askerî müdahalede bulunulması yönünde talepler kalıyordu. Hatta Moskova, Kırım’ın statüsü konusunu 10-15 yıl ertelemeye bile hazırdı.[4]
Bugün gelinen noktada ise Rusya’nın ele geçirdiği dört bölgedeki istikrarı ve Batı yönündeki hareketi, yeniden kurulacak olası bir barış masasında Ukrayna aleyhine bir tablo oluşacağını gösteriyor. Zira ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, önceki yönetimin Ukrayna’ya yardım amacıyla başlattığı birçok programı askıya almaya başladı. Politico[5] ve Reuters’ın[6] haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı 24 Ocak’ta Ukrayna da dahil olmak üzere diğer ülkelere yönelik mevcut tüm dış yardım programlarını askıya aldı. ABD Dış İşleri Bakanlığı, Trump’ın göreve başladığı 20 Ocak’tan itibaren üç ay süreyle bu yardımlar inceleneceğini ve devam edilip edilmeyeceğine akabinde karar verileceğini açıkladı. Hibelerin dondurulması ve incelenmesine dair bu karar İsrail ve Mısır’ı ise etkilemedi.
Askıya alınarak incelenmesi beklenen bu yardım paketlerinin içerisinde altyapı restorasyonu, çocukların aşılanması, acil yardım vb. hayatî öneme sahip kalemlerin olduğu belirtilirken, silah yardımlarının da askıya alınmış olabileceği değerlendiriliyor. Ancak ABD’de de tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Ukrayna savaşı için üretimi hızlandırılmış sanayi kompleksleri hâlen tam gaz üretim yaptığından dolayı, bu kararın askerî yardımları etkilemeyeceği görüşü de mevcut. NATO’nun son gerçekleştirdiği konferansında da savaşa yönelik Ukrayna için sunulan müspet görüşler bu ikinci önermeyi destekler nitelikte. Fakat ne var ki Trump ve ekibi öngörülemez bir yönetimi temsil ediyor.
Kalıcı Barış Mümkün mü?
Ateşkes, Ukrayna için etkili caydırıcı ve koruyucu önlemler alınmadığı takdirde Rusya’nın bunu yeniden toplanıp yeniden saldırmak için bir şans olarak kullanması riski de dahil olmak üzere pek çok tuzağı beraberinde getirebilir. Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya girmesine amasız fakatsız bir biçimde karşı çıkıyor. Rusya’nın savaşa daha fazla devam etmemesi için bir yol olarak öne sürdüğü taleplerden biri, Kiev’in asla ittifaka üye olmayacağına dair zorunlu bir güvenceydi. Kremlin, Ukrayna’nın Batı askerî bloğuna üyeliğinin başka adlar ya da anlaşmalar altında NATO üyeliğine eşdeğer olarak görebileceği herhangi bir düzenlemeye de taviz verilmeksizin itiraz edecektir.
Daha başkanlık koltuğuna oturmadan yirmi dört saat içinde Ukrayna savaşını bitiririm diyen Trump savaşı nasıl bitirmeyi umduğuna dair çok az şey söyledi. Kendisi yalnızca Ukrayna’ya yapılacak yardımın hacmini hem Kiev hem de Moskova üzerinde bir koz olarak kullandı. Zaten tüm dünyaya Trump’ın yegâne silahı ekonomik güç oldu. Çin, Kanada, Meksika, Panama, Avrupa ülkeleri ve diğer birçok ülkeyi gümrük vergisi ile tehdit ederken, tarifeleri yükselttiği ülkeler de oldu. Aynı şekilde yine yukarıda bahsedildiği gibi üç ay süreyle Ukrayna yardımları askıya alındı. Tüm bunlar olurken Davos zirvesinde OPEC ülkelerine petrol fiyatını düşürmeleri konusunda tavsiyede bulundu, bu sayede Rusya’nın tek geliri olan petrol ve doğal gaz fiyatları düşeceğinden savaş finansmanının kalmayacağını öne sürdü. Ancak bunların hiçbiri söylediği gibi birkaç günde tarafları müzakere masasına oturtmaya yetmez. Atalar doğru söylemiş, büyük lokma ye büyük laf söyleme diye. Ancak daha evvel de belirtildiği gibi Trump ve ekibi siyasal olarak öngörülemez olduğu için kalıcı bir barış ABD eliyle gelir mi gelmez mi bir şey söylemek güç. Emperyalizm karakteri gereği kalıcı barış istemeyecektir de.
Son olarak Zelenskiy olası bir ateşkes durumunda, kendisini güvenceye almak adına Rusya ile arasına bir barış gücü yerleştirilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Daha önceden Trump, barış gücü kurulursa bu Avrupalılardan oluşmalıdır, artık soğuk savaş döneminde değiliz ve tüm AB’nin bütçesi savunmaya ayırabilecek güce sahip diye barış gücü konusunda net bir çizgi çekmişti. Ama Davos ekonomik zirvesinde Zelenskiy, ABD ortaklığının yer almadığı bir barış gücünün Rusya’yı caydırmayacağını ve böyle bir gücün en az 200 bin askerden oluşması gerektiğini ifade etti. Neredeyse Almanya ve İngiltere’nin ordularının toplamı kadar askeri, sınırında oluşturulmuş bir tampon bölgede barış gücü adı altında Rusya kabul eder mi? Hem de son dönemde istikrarlı bir ilerleyiş yakalamışken?
Savaşın üçüncü yılında kalıcı bir barış pek mümkün görünmüyor. Bunu görmek için de askerî uzman olmaya gerek yok. Zira emperyalizm çağında yapılan her barış bir sonraki savaşın ateşkesidir. Barışın böyle olduğu bir zamanda ateşkes tek başına ne ifade edebilir?
[1] https://kyivindependent.com/russia-lacks-manpower-for-major-breakthrough-in-ukraine-top-nato-general-says/ (İngilizce)
[2] https://acleddata.com/conflict-watchlist-2025/ukraine/ (İngilizce)
[3] https://news.ru/europe/zelenskij-vydal-novuyu-versiyu-sryva-stambulskih-peregovorov/ (Rusça)
[4]https://lenta.ru/news/2024/06/15/obnarodovan-polnyy-tekst-stambulskogo-dogovora-mezhdu-rossiey-i-ukrainoy-v-chem-krylis-glavnye-raznoglasiya/ (Rusça)
[5] https://www.politico.com/news/2025/01/24/state-department-foreign-aid-pause-00200510 (İngilizce)
[6] https://www.reuters.com/world/us/trump-pause-applies-all-foreign-aid-israel-egypt-get-waiver-says-state-dept-memo-2025-01-24/ (İngilizce)