2024 yılının Ekim ayında ABD’nin Doğu ve Körfez Kıyısı limanlarında ILA (Uluslararası Liman İşçileri Birliği) öncülüğünde gerçekleştirilen grev, sermayeye büyük bir darbe vurdu. Grev, Newark, Houston ve Charleston gibi büyük liman komplekslerindeki lojistiği felç etti. Meyve, araç ve ağır ekipman yüklerini durdurdu. Bu, ILA için 1977’den bu yana ilk büyük çaplı grevdi. Maaş artışı ve otomasyonun limanlardaki iş gücünü tehdit etmesi gibi sorunlar üzerine ABD Denizcilik Birliği (USMX) ile yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamayınca, 47.000 liman işçisi greve gitti. Grevin etkisi, ABD tedarik zinciri üzerinde hemen hissedildi; birçok ürünün taşınmasında gecikmeler yaşandı ve fiyat artışları beklenmeye başlandı.
Ekonomistler, liman işçilerinin grevinin uzun sürmesi halinde ABD ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar vereceğini öngörüyordu. Bozulabilir mallar başta olmak üzere pek çok ürünün tedarikinde aksaklıklar meydana geldi. Ekonomik kayıpların, bir haftalık grevde 2,1 milyar dolardan başlayarak her gün artan bir hızla büyüyebileceği tahmin ediliyordu. Ayrıca, liman işçileriyle işverenler arasındaki anlaşmazlık, yalnızca ücret artışıyla sınırlı değildi. Otomasyon konusu, işçilerin büyük bir kısmının işten çıkarılması endişesini doğurmuştu. Liman operatörlerinin, limanlarda verimliliği artırmak adına makineleri ve robot teknolojilerini devreye sokmayı planlaması, işçiler için önemli bir tartışma konusu olmuştu.
ABD Başkanı Joe Biden, grev süresince müdahalede bulunmayacağını açıklamış ve taraflar arasında adil bir anlaşma yapılmasını teşvik etmişti. Grevin bir hafta daha sürmesi halinde, özellikle enerji, gıda ve perakende sektörlerinde büyük krizler yaşanabileceği belirtildi. Birçok liman işçisi, iş güvenliği ve geleceklerine dair endişelerini dile getirirken, grev sırasında müzakereler devam etti.
1977 Konteynerizasyon – 2024 Otomasyon
ILA üyelerinin Doğu ve Körfez kıyılarındaki limanları kapattığı son grev 1977 yılıydı ve liman işçileri daha yüksek ücretler ve daha fazla iş güvenliği istiyordu. Yeni teknoloji özellikle endüstriyi dönüştüren konteynerizasyon liman işçiliğinde belirsizlik getirdi ve yük taşıyan liman işçileri limanlardaki yük kaldırma mekanizmalarındaki herhangi bir aksaklığın onların kalıcı yer değiştirmelerine yol açmayacağından emin olmak istediler. O zamanlar ticaret ABD ekonomisinin yalnızca %16’sını oluşturuyordu. Yine de kırk beş gün süren iş durdurma eylemi dünyayı sarstı. Nakliyeciler, etkilenen otuz limanda yaklaşık 4 milyar dolar değerinde yük yığıldığını ifade ediyordu. Diğer işletmeler ve nakliye şirketleri, yavaşlamanın ekonominin tamamına yayılmasıyla işçileri işten çıkardı. Gıdasının büyük çoğunluğu için ithalata bağımlı olan Porto Riko’da, ithalatçılar bakkal ürünlerini hava yoluyla getirmeye başladı. Sendika büyük ölçüde zafer kazandı, ücretlerde ve yan haklarda artışlar ve daha fazla iş güvenliği elde etti.
Yaklaşık yarım asır sonra, ücretler ve iş güvenliği bir kez daha liman kapanmasının merkezinde yer alıyor. Bu durum tedarik zincirlerini aksatacak ve ABD ekonomisine günlük yüzlerce milyon dolardan birkaç milyar dolara kadar değişen şok dalgaları gönderecek güce muktedirdir.
Otomasyonun İşgücüne Etkileri
Limanlar 50 yıl önce konteyner taşımacılığına geçtiğinde ve bu da işten çıkarmalara yol açtığında, sendika, iş kayıplarını telafi etmek ve işleri yoğunlaşan üyelerin maaşlarını desteklemek için işverenler tarafından ödenecek elleçlenen her bir ton için bir imtiyaz hakkı müzakere etmişti. Mevcut sözleşme insan operatörün tamamen ortadan kaldırılmasını engellerken, yeni makineler verimliliği artırıyor ve işi yoğunlaştırıyor. Virginia, Hampton Roads’da yeni gemi-kara vinçlerinin tanıtımı mafi[1] operatörü işlerini ortadan kaldırdı. İşçiler bunun sonucunda iş yükünün yoğunlaştığını belirttiler. Bir mafi operatörü bir miktar özerkliğe sahip ve molalar verebiliyor, ancak yeni makineler işçiyi bir bilgisayar sistemine bağlıyor ve tüm vardiya onu kovalamakla geçiyor.
Otomasyonun durdurulması talebi grev hattındaki işçiler arasında yankı buldu ve işçiler “Makineler Aileleri Beslemez, ILA Çalışanları Besler” yazılı önceden basılmış pankartlar taşıdılar. Giriş yapan kamyonların radyo frekansı kimlik etiketiyle etiketlenmesi gibi, devam etmesine izin verilmesi halinde iş kaybına neden olabilecek elektronik yenilikleri gözlemlediklerini bildirdiler. Ancak Batı Yakası’ndaki maaş artışları otomasyonun genişlemesine eşlik etti. Los Angeles yakınlarındaki Long Beach kompleksinde artık iki tam otomasyonlu terminal faaliyet gösteriyor. Kaliforniyalı liman işçileri otomasyon yüzünden zaten işlerini kaybettiler, New Jersey, grev hattındaki ILA işçileri de bunun kendi başlarına gelmesini engellemeyi hedefliyorlar.
Sermayenin Müdahaleleri
ABD Ticaret Odası ve Ulusal Üreticiler Birliği, Helene Kasırgası’nın yol açtığı yeniden inşa çalışmalarının sekteye uğrayacağını öne sürerek Biden’ın greve son vermesini talep etti. Lobi faaliyeti yürüten sermaye grupları, ABD başkanının ulusal güvenliği veya emniyeti tehdit eden bir greve müdahale etmesine izin veren ve işçilerin limanlara dönerek müzakerelerin yeniden başlayacağı seksen günlük yasal bir yatıştırma süresi uygulanmasını öngören bir hüküm içeren bir dizi işçi karşıtı mevzuat olan 1947 Taft-Hartley Yasası’nın propagandasını yaptı. Ancak grevi bu şekilde kırmak işverenler açısından riskli olacaktı, çünkü liman işçileri gemilerin boşaltılmasına ve rıhtımların ihraç edilecek mallarla dolmasına neden olacak şekilde iş yavaşlatma önlemleri alma konusunda güçlü bir konumdalar. Biden, bunu yapmayı düşünmediğini ve gazetecilere “Taft-Hartley’e inanmadığını” söyledi.[2] Bunun yerine, Biden yönetimi yetkilileri işverenlerin uzlaşmasına büyük ölçüde baskı yapmış gibi görünüyor.
Grev, başkanlık seçimlerine yalnızca beş hafta kala daha, siyaset ateşinin daha harlı olduğu başka bir zamanda gelemezdi. Demokratlar arasında grevin enflasyonu kontrol etme çabalarını engelleyebileceği ve Kamala Harris’i olumsuz etkileyebileceği konusunda paniğe yol açtı. Tam da bu sebeple Biden yönetimi sermaye sınıfına sendika ile uzlaşmayı ama bunu yaparken devlet aparatını kullanmamayı salık vermiştir. Seçimlerin olmadığı, ABD’nin dünya hegemonyasında ve iç siyasetinde istikrarlı olduğu başka bir atmosferde böyle bir eylemin tüm yasaları arkasına alarak kıracağı tarihsel bir gerçekliktir. Çünkü o gerçeklik 1946-1947 büyük grev dalgasında yukarıda anılan Taft-Hartley yasasını kongreye onaylatmıştır.
Sonuç
Grevin başlamasından birkaç gün sonra, ILA ile USMX arasında geçici bir anlaşma sağlandı ve grev sona erdi. Anlaşmaya göre, işçilere %62 oranında maaş artışı yapılacak ve ortalama saatlik ücret 39 dolardan 63 dolara çıkarılacak. Ancak, liman işçileri otomasyon konusundaki endişelerini hâlâ dile getiriyorlar. Anlaşmanın geçici olduğu ve tam bir çözümün henüz sağlanmadığı belirtiliyor. Anlaşmanın, 2025 yılına kadar devam edeceği açıklandı ve taraflar arasında kalan sorunların çözümü için müzakerelere devam edileceği belirtildi.
Grevin sona ermesi ABD’nin büyük limanları için önemli bir adım olsa da liman işçileri ile işverenler arasındaki sorunlar tam anlamıyla çözülmediği için gelecekte yeni iş bırakma eylemleri ve grevlerin yaşanabileceği öngörülüyor. Özellikle limanlarda otomasyonun artması ve işçilerin bu konuda duyduğu endişeler, gelecekteki müzakerelerin ana gündem maddelerinden biri olmayı sürdürecek.
[1] Liman terminallerinde konteyner kaldıran, taşıyan forklift özellikli çekiciye verilen isim. (y.n.)
[2] https://www.reuters.com/business/autos-transportation/us-east-coast-port-strike-set-start-tuesday-says-union-2024-09-29/