Öğretmen Meslek Kanunu (ÖMK) Neler Getiriyor?

Temmuz ayında, tam da öğretmenler tatildeyken mecliste görüşülüp karara bağlanmak üzere ÖMK adında öğretmenlerin mesleki konumunu dönüştüren yasa tasarısı sunuldu.

Sendikaların ve eğitim emekçilerinin yoğun ve eylemli tepkileriyle karşılaşan tasarı, mecliste şiddetli tartışmalara neden oldu. İktidar güçlerinin gerilimi şimdilik öteleyip yasayı görüşmeyi durdurması, önümüzdeki günlerde yasanın geri çekileceği anlamına gelmiyor.

Kanunun İçeriği Nelerden Oluşuyor?

İlk olarak ÖMK’nin öğretmenlerin durumunu iyileştiren ve temel sorunlarını gören yerden hazırlanmamış olduğu aşikâr. Haklardan değil, disiplin, sorumluluk ve “akademi” hükümlerinden oluşan kanun, başlı başına bir cezalandırma metni ve baskı aygıtı olarak dikkat çekiyor.

Özellikle “Öğretmenin hal ve davranışlarının öğretmenlik mesleğine uygun olmaması, öğrencinin ders başarısının değerlendirilmesinde taraflı davranmak, öğretim programının amaçlarına aykırı davranmak” gibi bir hükmü içermesi, öğretmenlerin üzerindeki baskıların arttıracağını gösteriyor.

İkincisi ÖMK öğretmenlerin iş güvencesini elinden almaya yönelik uygulamadır. Bireysel mesleki gelişim planı adı altında performans hayata geçiriliyor. Mesleki yeterliliğinin olmadığına karar verilen öğretmenlerin önce akademide eğitime, sonra “geri hizmete” alınmasına ve meslekten çıkarılmasına uzanan maddeler silsilesinin hepsi birbiriyle bağlantılı ve her madde ile sonuç aynı kapıya çıkıyor. Güvencesizlik ve cezalandırma.

Kariyer Basamakları ve Ücret Eşitsizliği

Eğitimin yüz karası “kariyer basamakları” statüsüyle ÖMK, öğretmenler arasında bütünlüğü parçalayan, aynı işi yapan öğretmenler arasında eşitsizlik yaratan uygulamayı kalıcılaştırıyor. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman, başöğretmen şeklinde seyreden kariyer basamakları “eşit işe eşit ücret” ilkesini çiğneyerek öğretmenler arası mesleki birliğe ve iş barışına vurulan bir darbedir.

Yine ÖMK’de akademiler kurulacağı belirtiliyor. Bununla da meslek liselerindeki staj sömürüsüne benzeyen, öğretmen adaylarının “akademide” eğitim gördüğü zamanlarda (1,5 yıl boyunca) on dört bin gibi komik, asgari ücretten düşük maaşa tabi tutulacağı belirtiliyor.

Ayrıca akademi “eğitim fakültelerine” vurulan bir darbedir. Bu darbe ilgili fakülteleri işlevsiz kılmak anlamına geliyor. Diğer yandan KPSS, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasından sonra akademi ile birlikte imbikten süzercesine kimin atanacağına siyasi iktidarın karar verdiği hukuksuz, adaletsiz, güvencesiz bir istihdam biçimi yaratılıyor.

ÖMK ile genelde tüm öğretmenlerin, ayrıntıları incelediğinde ise özel olarak kadın öğretmenlerin de hedefte olduğu görülebilir. “Hayâsızca hareketler, öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek söz, davranış ve hareketlerde bulunmak” gibi muğlak ifadelerle kadın öğretmenler üzerinde baskı yaratılmaya çalışılacağını saptayabiliriz.

Kamu Yükü Meselesi ve Neoliberalizm

ÖMK, öğretmen gerçekliğinden o kadar uzakta ki; içerde yasa görüşülürken dışarda ağır sömürü ve güvencesiz çalışma koşullarını dile getiren özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin hiçbir temel hakkını dile getirmiyor. Öğretmenler içerisinde yüzde 11 gibi (yaklaşık 100 bin öğretmen) yüksek bir orana sahip özel öğretmenler ÖMK’de yok sayılıyor.

ÖMK düzenlemesi, yeni müfredatla birlikte düşünülmelidir. Müfredatta yer alan “yeni bir insan, devlet, toplum tahayyülüne uygun öğrenci profili” ile birlikte müfredata uygun, siyasi iktidarın, bir siyasi partinin istediği öğretmeni yaratma hedefleniyor.

Öğretmeni, maaşlarını kamu harcamalarında bir yük olarak gören bir bakan ve siyasi iktidar var ortada.  Bu yönde açıkça Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin “Sokakta gördüğünüz 80 kişiden 1 tanesi, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından maaşı ödenen öğretmen statüsünde. Dünyanın hiçbir tarafında bu kadar sayıda bir öğretmen kitlesi kamu tarafından fonlandırılmıyor”  açıklamasında bulunabiliyor.

Anlayış bu olunca eğitim emekçilerini “güvencesiz çalışmanın” zor koşullarına, özel kurumların insafına teslim ediliyor. Dolayısıyla ÖMK özünde neoliberalizmin, özelleştirme, ticarileştirme rant politikalarının sinsi ruhunu taşıyor.

Scroll to Top