Serüven Kültür’ün Pedagojisi – Kolektif

El Yazmaları’nın Notu: Bu yazı 29-30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde Eleştirel Pedagoji Kongresi’nde sunulan “Serüven Kültür’ün Conscientizaçao’su” başlıklı sunumdan hareketle yazılmıştır ve kongre kitapçığında yayınlanacak olan metnin özetidir.

Bildirinin hazırlanmasındaki temel motivasyon, formal eğitim kurumları dışında, sistemin karşısında konumlanan alanların/mekânların üretimlerinden hareketle, buraların pedagojisini kavramsallaştırmak ve sistemin değiştirilemez olduğu fikrine bu alanların/mekânların üretimleriyle meydan okuduklarını göstermektir.

Conscientizaçao Nedir? 

Ezilenlerin pedagojisi; Elza Costa Freire ve Paulo Freire öncülüğünde, Brezilya’da okuma-yazma bilmeyen köylülere okuma yazma öğretmek amacıyla oluşturulan, kültür çemberleri ismiyle anılan öğrenme gruplarında ortaya çıkan bir pedagojidir.[1] Özellikle yetişkin eğitimi alanında çok sayıda pratiğe kaynaklık etmiştir. Paulo Freire tarafından kitaplaştırılan[2] bu pedagoji, Güney Amerika’daki kolonileştirilmiş ülkelerde ezilenlerin bilincinin ezenler tarafından nasıl dönüştürüldüğünü anlatır. Ezen-ezilen karşıtlığında ezilenlerin kendi bilincini oluşturup dünyayı nasıl dönüştürebileceğini, pedagojiyi ezilenlerin penceresinden bakarak ele almıştır. Conscientizaçao da ezilenlerin pedagojisinde geçen, ezilenlerin bilinç dönüşümünü anlatan kavramdır. (Freire sözcüğün orijinal haliyle kullanılmasını istediği için buna sadık kaldık.) Freire “Conscientizaçao, her tür doğrulmaya özgü idrak tutumunu de­rinleştirmekle eşanlamlıdır.” der. Conscientizaçao olup biten bir öğrenme olmadığı gibi ezilenlerin, kendi gerçekliklerini idrak edip buradan hareketle verdikleri özgürleşme mücadelesini kapsayan bir süreçtir. 

Türkiye’deki Mevcut Eğitim Sistemi

Bugün Türkiye’deki  eğitim sistemi, öğrencisinden velisine, öğretmenine, temizlik personeline ve hatta bakanına kadar uzanan geniş bir yelpazedeki tüm eğitim aktörlerini mutsuz ediyor. Rekabetçi, sınav odaklı, mezhepçi, pasifize edici, gerici kültürü dayatan, gerçek becerilerle donatmayan, birlikte yaşam kültürü kazandırmayan eğitim sistemi, sadece okullarda değil; eğitim, öğretim ve kültür faaliyeti yürüten tüm kurumlarda yaygınlaşmaktadır. Elbette bu baskıcı anlayışın ve bunun uzantısı olan eğitim sisteminin -her ne kadar güdük de olsa- bir felsefesi vardır ve dolayısıyla bu eğitim anlayışının da bir pedagojisi vardır. Sözünü ettiğimiz bu anlayışın pedagojisi; biat etmek, mevcut düzene karşı çıkmamak, onu kabul etmek üzerine kuruludur. 

Türkiye’deki eğitim sistemi öteden beri ezberci, bilimsellikten uzak, sınav odaklı olmasının yanı sıra yaşam için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktan da uzaktır. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında yürürlüğe girmesi için bir çırpıda hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı, 4+4+4 eğitim sistemi ile okul terklerine sebebiyet veren önceki sistem değişikliklerinin bir uzantısı sayılabilecek niteliktedir. Yeni müfredat; gerici, antibilimsel, laiklik karşıtı olmasının yanı sıra özgür ve yaratıcı düşüncenin önüne eğitim öğretimin ilk yıllarında geçmektedir.[3]

Sistem, ırkçı, cinsiyetçi, laiklik karşıtı anlayışını eğitimin her kademesine yayarak ve küçük yaşlardan itibaren öğrenciler üzerinde baskıcı bir otorite kurarak kendini sürdürmektedir. Baskıcı, ezici, köleleştirici bu pedagoji karşısında konumlanan insanın mevcut koşullar altında özgür olmadığını ama özgürlüğü için ancak birlikte eyleyerek özgürleşebileceğini ortaya koyan ezilenlerin pedagojisi, eşit-özgür bir dünya için fırsat sunmaktadır. 

Serüven Kültür Kimdir/Nedir?

Serüven Kültür, 2010’dan bugüne; İstanbul, İzmir, Denizli, Adana, Mersin, Hatay şehirlerinde gençlik çalışmalarına ev sahipliği yapan bir kültür sanat alanıdır. 

Kendini “Serüven Kültür, kültür-sanat çalışmalarında yaratıcı ve kolektif üretimler yaparak; gençleri, kadınları, çocukları, emekçileri yani toplumun tüm kesimlerini özgürlük, eşitlik, adalet, halkların kardeşliği, barış gibi tarihsel değerlerle buluşturmayı, gündelik hayatın yüzeysel ve sığ akışı karşısında gerçeklerin açıklığını, derinliğini ve tarihselliğini görünür kılmayı amaçlar. Serüven Kültür bağımsız bir kültür-sanat perspektifi ile gönüllülük esasına dayanır. Serüven Kültür faaliyeti bu bakış açısıyla, alternatif bir kültür-sanat anlayışı ve üretimlerini inşa etmek için yola çıktı, bu yolda ilerleme sağlarken çeşitli kurslar, atölyeler, çalışma grupları oluşturdu. Sanatın belli bir kesim insan için var olduğunu söyleyen akla karşı herkesin gelip içerisinde yer alabileceği, sosyalleşebileceği, birbirine değip dokunabileceği, ufkunu genişletebileceği, salt tüketim kültürüne karşın birlikte üretebileceği bir sanat alanı yarattı.” şeklinde tanımlar.[4]

Serüven Kültür’ün Pedagojisi

Serüven Kültür’lerdeki faaliyetlere katılan gençler, rekabet temelli üretime karşı kolektif üretime odaklanarak yukarıdan aşağıya konumlanan bir yönetim anlayışına karşı karar alma mekanizmasının öznesi olma iradesi ile meclisleşerek, belirli bir zümreye hitap eden sanat anlayışına karşı gönüllülük esasına dayalı atölyelerle farklı toplumsal sınıftan kişilerle bir araya gelerek, erkek egemen kültür sanat anlayışına dayalı üretimlerin karşında konumlanıp cinsiyet eşitliğini temel alan çalışmalar yaparak, eğitmenlerle öğrencilerin “öğrenme yoldaşlığı” içerisinde atölyelerini yürütmektedir. Formal eğitimdeki gibi herhangi baskı ve korku ikliminin yerine kişinin öz, içsel disiplininin beslendiği ve güçlendiği bir atmosferi oluşturmanın ve bunu sürdürmenin peşindedir. Atölyelere, faaliyetlere devam zorunluluğunu, özneleşmeyi doğrudan etkileyeceğinin idrakını katılımcılarda oluşturmanın arzusundadır. Tüm işlerin doğal bir iş bölümü içerisinde yapılması birlikte yaşam kültürüne, işlerin bölüşümlü ve dönüşümlü yapılmasına katkı sunmaktadır. Sorunları diyalog ile çözme ilkesi gençlere güvenli bir ortamda olduklarını hissettirmektedir.

Serüven Kültür’deki gençler faaliyetlerini belirli bir mekânla sınırlamadıkları gibi var oldukları kentteki toplumsal hareketlere ve eylemlere destek vererek, sokak gösterileri yoluyla kendi sözünü söyleyerek, büyük sahne fetişinin karşısında küçük boyutlu park buluşmaları yaparak hayatla ve toplumla organik bağlar kurmanın yollarını inşa eder. 25 Kasım Kadına Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1 Mayıs İşçi Bayramı, Nevruz/Newroz, Evvel Temmuz Bayramı gibi toplumsal bağın güçlendiği günlerin takipçisi ve katılımcısı olur. 

Serüven Kültür’lerdeki atölyeler kolektif üretimi hedefler. Örneğin Serüven Kültür Birlikte Müzik Atölyesi’ndeki çalışmalardan filizlenen Vodvil grubu, 2024’te Sol Müzik etiketiyle yayınlanan ve 14 devrimci grubun üretimlerinin yer aldığı Elleri Var Özgürlüğün albümüne Fakat şarkısı ile dahil oldu. Yazı Atölyesi, yazı çalışmalarını yolFanzin’de bir araya getirdi. Kısa Film Atölyesi’nin 2023’te bir asansör faciasında yaşamını yitiren Zeren Ertaş’a ithaf ettiği kısa film çalışması Ara Kat üniversite öğrencilerinin yurt yaşamını konu edindi. Yine Birlikte Müzik’te yolları kesişen gençler, Ma Rıhna Kolektif ismiyle Arap Alevi halkının kadim bayramı Evvel Temmuz’da yapılan etkinliklere katılıp Arapça, Kürtçe, Türkçe şarkılar seslendirdi.

Araştırma Sonuçları

Araştırmamızda, Freire’nin kavramlarının uygulandığı Serüven Kültür gibi bir mekânda/alanda, her ne kadar bu sistem içerisinde yetişmiş olsalar dahi, gençlerde bir bilinç dönüşümünün mümkün olduğunu görüyoruz. 2010’dan beri faaliyet gösteren Serüven Kültür’lerde faaliyetlere katılmış ve halihazırda hâlâ katılmakta olan gençlerin tamamı buralardaki faaliyetler aracılığıyla kendini eskiye nazaran daha fazla eleştirel bilince sahip bir birey olarak görüyor.

Çalışmalara dahil olan gençler, bireysellikten uzaklaşarak kolektif üretimin gücünü ve heyecanını yaşama, sorumluluk alarak cesaretlenme, edilgenlikten kurtulup etken olma, toplumun farklı kesimlerini tanıma, adil bir yaşam arzusu duyma, yeni yaratımlar için pratik bir alan oluşturma, sorgulama becerilerinin gelişmesi, üniversite hocalarının verdiği korkudan uzak, başarı kaygısı duymadan, rahat ve neşe içerisinde üretim yapabilme, toplumsal cinsiyet kalıplarını fark etme ve bunun karşısında konumlanma, farklı bakış açılarıyla buluşma, birbirine değer veren bir toplulukla hareket etme, emeğin değerini kavrama, politik bilinç kazanma gibi konularda bilinç dönüşümü yaşadıklarını aktarmışlardır.

Özgürleşme ne bir armağandır ne kendi kazanacağınız bir şeydir, karşılıklı bir süreçtir.[5] 

Çalışmalara katılarak kendini gerçekleştiren herkes, kendini özgürleştirirken birlikte çalışma yürüttüğü kişilerin, Serüven Kültür’lerin ve de dünyanın daha özgür olmasını sağlamaktadır.

Kolektif çalışma prensibiyle hareket eden Serüven Kültür’ün sistemin “yarış atı” yetiştirme anlayışına karşı duruşunun sonucu olarak atölye katılımcılarının ve yürütücülerinin birbirleriyle olan bağlarını güçlendirmiştir. Gençler sadece emek vererek, planlı bir çalışmanın yürütücüsü olabileceği gerçekliğini görmüşlerdir. Serüven Kültür’ün işleyişine dair kararların kendi kurdukları meclis yolu ile alındığının tecrübe edilmesi, gençlerin ortak karar verme sürecinin bir öznesi olmasını sağlamıştır. Bu yolla otoriteryenliğin karşısında organik bir otorite ile tanışmış ve öz disiplinini oluşturma yoluna girmiştir. Kendisine ne yapması gerektiğini söyleyen birinin/birilerinin güdümünde olmaktan çıkmış, bizzat kendisi ne yapması/ne yapılması gerektiğini düşünerek eylemlerini oluşturmaya başlamıştır. Farklı sosyal gruplardan, etnisitelerden gençler, farklı cinsel yönelimleri olan kişilerle ortaklaşarak bugünün şiddet ortamı içerisinde barış içerisinde ve kesişimsel çalışmalar yapmanın önemini kavramıştır. 

Görüşmelerimiz, eğitim sisteminin baskıcı ortamını eleştirip bunun yerine yeni bir yaşam kurma iddiasıyla pratikler yapan özgürlük alanlarını var etmenin, sistemin değiştirilemez ve kapalı bir sistem olduğu düşüncesini boşa düşürmektedir. Serüven Kültür’ler gibi alanlar/mekânlar sistemin pedagojisini deşifre edip eleştirerek yerine kendi özgün pratikleriyle, üretimleriyle yeni bir pedagoji ortaya koymaktadır.


[1] Bentley, L. (1999). A Brief Biography of Paulo Freire. Pedagogy & Theatre of the Oppressed, Inc. (PTO). Erişim: 20 Ekim 2024, URL: https://web.archive.org/web/20240714184916/https://ptoweb.org/aboutpto/a-brief-biography-of-paulo-freire

[2] Freire, P. (2016). Ezilenlerin Pedagojisi. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

[3] Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Yüzyılı Maarif Yüzyılı Modeli Raporu, 2024, URL: https://psikolog.org.tr/belgeler/turkiye-yuzyili-maarif-modeli-raporu-01-08-2024-041ch.pdf

[4] Serüven Kültür (2024). Serüven Kültür Kimdir? Instagram. Erişim: 20 Ekim 2024, URL: https://www.instagram.com/seruvenizmir/p/DAssgDxIbfH/

[5] Freire, P. (2016). Ezilenlerin Pedagojisi. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Scroll to Top