Dünyayı Saran Grev Mevsimi

Dünyayı savaşın kıyısına kadar getiren hegemonya krizi kapitalizmin insanlık için artık ölümden başka bir şey sunamayacağının en net kanıtı. Can çekişen kapitalizm kendi yarattığı krizler ile milyonlarca insanı açlık ve yoksulluğun çaresizliğine hapsediyor. Artan rekabetin sonucu, işçilerin omuzlarına yükleniyor. Dünyanın her yerinde ücretleri düşürmek ve çalışma koşullarını sertleştirerek rekabete uydurmak için keskin bir mücadele sürüyor. Sınıf savaşı şimdilik ekonomik mücadele ile kendisini sınırlamış gözüküyor ama kapitalizmin krizinin derinliği ve olası savaş durumu bu sınırların yıkılmayacağı anlamını taşımıyor. Dünyanın pek çok yerinde milyonlarca çalışan grev ile tanışıyor. On yıllardır grevden uzak kalmış iş yerleri, sendikalar şimdi bu silahı bir tehdit olarak gömdükleri yerlerden çıkartıyor. Her bir işçi direnişi, etkisini büyüterek ve yol açarak yoluna devam ediyor. İşçi sınıfı havayı ısıtıyor, dünya yeni bir grev mevsimine doğru yol alıyor. Mevsim, insanlığı yeni bir döneme döndürecek özneyi arıyor.

Asya: Samsung Grev ile Tanıştı

Güney Kore kapitalizminin temel direği Samsung Elektronik 55 yıllık tarihinde ilk kez bir grev ile tanıştı. Yaklaşık 120 bin işçinin çalıştığı elektronik devi, Haziran ayının başında Ulusal Samsung Elektronik Sendikası’na (NSEU) üye işçilerin bir günlük grevi ile tarihi bir gün yaşadı. Samsung Elektronik, kurulduğu yıldan 2020’ye kadar bünyesine sendikal örgütlenmeyi sokmamak için her tür yolu deneyerek sendikasızlığı temel ilke edinmişti. 2020 yılında yaşanan yolsuzluk soruşturması kapsamında üst yönetimde yaşanan değişim şirketin yıllardır sendikasızlaştırma için uyguladığı yasadışı yöntemleri artık sürdürülemez kılmış ve işçilerin örgütlenmesinin de önü açılmıştı.

Bugün Güney Kore’de bulunan şirkette 5 sendika örgütlü. Bunlardan en büyüğü olan NSEU yaklaşık 30 bin çalışanı temsil ediyor. NSEU ücretlerin artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talepleri ile Haziran başındaki uyarı grevini Temmuz ayında fiili bir greve taşıyarak ilk kez Samsung Elektronik’te bir grev örgütleyen sendika oldu. Sendika önerilen yüzde 5,1’lik artışı yeterli bulmayarak yüzde 6,5’luk bir artış talep etti. Oysa Samsung Elektronik Eylül ayında sona eren çeyrekte işletme kârının yaklaşık 6,7 milyar dolar olacağını öngörüyordu. Bu miktar, geçen yılın aynı dönemine (1,8 milyar dolar) kıyasla yüzde 274’lük bir artışa tekabül ediyor.

Ağır çalışma koşullarının işçilerde yarattığı fiziksel zararlar, tatil günlerinde çalışmaya zorlanmak gibi çalışma şartlarının da düzeltilmesini talep eden işçiler şirketin ekonomik gücü ve yasaları ardına alarak grevi kırma çabalarına şimdilik yenik düştüler. Fakat bu grev bir kapıyı aralama anlamında tarihi bir öneme sahip oldu.

Aralanan Kapıdan Hindistan Girdi

Güney Kore’de kanatlarını çırpan kelebek kısa sürede Hindistan’da başka bir fırtınaya sebep oldu. Samsung Elektronik’in Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletindeki ev aletleri fabrikasında çalışan işçiler, 9 Eylül’de örgütlü oldukları sendikanın tanınması, ücretlerinin yükseltilmesi ve daha iyi çalışma şartları talebiyle greve çıktı.

İşçiler, Samsung’un Hindistan’da elde ettiği yıllık 12 milyar dolarlık gelirin üçte birine katkı yapan fabrikada üretimi durdurdular. Yaklaşık 1500 işçinin katıldığı ve 38 gün süren grev işverenin sendikayı fiilen tanıyarak işçilerin taleplerinin görüşülmesini kabul etmesiyle sona erdi.  Yeni kurulan “Samsung Hindistan İşçi Refah Sendikası” (SILWU) tarafından örgütlenen grev sonucunda greve katılan işçilerin zarar görmemesi anlaşmasıyla talepler yazılı olarak alındı ve işverenin vereceği yazılı yanıt beklenmeye başlandı.

Güney Kore’de işçilerin sarstığı Samsung, Hindistan’da dizlerinin üzerine çökmek zorunda kaldı.

Avrupa: Metal Fırtınaya Doğru

Kapitalizmin kızışan rekabeti ve bununla birlikte artan sömürü sermaye devlerine dünyanın farklı yerlerinde ilkleri yaşatmaya devam ediyor. Samsung’un ilk grevinden sonra Almanya’da Volkswagen 87 yıllık tarihinde ilk defa fabrika kapatma kararı ile karşı karşıya. Çin’in ürettiği elektrikli araçlar ile rekabet etmekte güçlük çeken Volkswagen fabrika kapatmalarla birlikte 30 bin işçiyi işten çıkartmayı planlarken IG Metall Sendikası bu duruma karşı 120 bin işçi ile direneceklerini açıkladı. Otuz yıllık iş güvencesi anlaşmasını da rafa kaldıran şirket yönetimine karşı fabrikalarda başlayan hareketlilik görüşmeler sonunda anlaşma sağlanamaması durumunda büyük bir greve doğru evrilme olasılığı taşıyor.

Diğer yandan IG Metall Sendikası aralarında Siemens, Mercedes-Benz ve BMW gibi şirketlerin de bulunduğu otomotiv, elektrik ve metal sektöründeki yaklaşık 4 milyon işçi adına görüşmelere başladı. Sendikaya sunulan teklif 27 ay içinde ilk zammın yüzde 1,7 ile 1 Temmuz 2025’te, ikinci zammın ise bir yıl sonra yüzde 1,9 olarak gerçekleşmesi üzerineydi. Sendika ise bu teklifi grev ilanı kabul edeceğini söyleyerek yüzde 7’lik bir artış ile masaya oturdu. Ay sonunda gerçekleşecek görüşmelerden sonra Aralık ayı Almanya’da sanayinin büyük kısmını kapsayan bir grevi de beraberinde getirebilir.

Almanya’da Volkswagen’in yaşadığı krizin benzerini İtalyan Stellandis de yaşıyor. 2021’de Fiat-Chrysler ve PSA Peugeot’nun birleşmesiyle kurulan çok uluslu ve dünyanın en büyük dördüncü otomobil üreticisi olan Stellandis, Çin ile rekabeti sürdürebilmek için maliyetleri kısma yoluna gidiyor. Bu aynı Almanya’da olduğu gibi İtalya’da bulunan tesisleri kapatmak, işçi çıkartmak ve üretimi işçi maliyeti daha düşük ülkelere taşımak demek. Bu duruma karşı CGIL, CISL ve UIL sendikalarının çağrısıyla 18 Ekim’de İtalya’da bir günlük bir greve gidildi ve otomotiv işçileri meydanları doldurdu. Bu İtalya’da 20 yıl sonra otomotiv sektöründe yaşanan ilk grev olarak tarihe geçti. Ana talebi iş güvencesi olan grev sadece Stellandis işçilerini değil tüm otomotiv sektöründe çalışanları sokağa çıkarttı.

AB, Çin’de üretilen otomobillere yüksek vergi uygulama kararı ile rekabeti dengelemeye çalışsa da Avrupalı tekellerin Çin’de ürettikleri araçlar da bu durumdan etkilendikleri için bu girişim sorunu çözmekten şimdilik uzak. Üstelik Çin’in de kimi ürünlerde gümrük duvarlarını yükseltmesi ile beraber büyük bir pazar da Avrupa sermayesi için tehlikeye giriyor. Almanya ve İtalya’dan sonra  Fransa’nın kuzeybatısındaki Stellandis’e parça üreten Valeo işçileri de otomotiv sektörünün Avrupa’daki belirsiz geleceği nedeniyle işlerini korumak üzere greve çıktı. Küresel rekabetin Avrupa’daki yansıması ilk elden işçi sınıfını vurmuş gözüküyor.

ABD: Grevler Artıyor

Hegemonya krizinin baş aktörlerinden ABD, dünyada egemenlik savaşını pek çok cephede sürdürürken ülke içinde yükselen ve özellikle kritik sektörlerde gerçekleşen grevler işçi sınıfının lehine bir durumu ortaya koyuyor. Temel talepleri ücret artışı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi olan grevlerin kimileri sadece ABD’yi değil küresel ticareti de etkilemesi açısından oldukça önemli ve kilit rol oynuyor. Bu açıdan grevlerin kazanım ihtimali oldukça yüksek.

Liman işçilerinin Ekim ayı başlarında başladıkları grev[1] ABD ekonomisini ve küresel ticareti tehdit etmesi açısından oldukça önemliydi. Uluslararası Liman İşçileri Birliği (ILA) ile Amerika Birleşik Devletleri Denizcilik İttifakı (USMX) arasındaki görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanınca 25 bin liman işçisi 1977’den beri ilk defa Doğu ve Körfez kıyılarında greve çıktı. Grevin ABD ekonomisine verdiği zarar (JP Morgan’ın analizine göre, grevin verdiği zarar günlük 3,8 ila 4,5 milyar dolar arasında) karşısında USMX birkaç gün içinde ILA ile geçici bir anlaşma sağlayarak grevi sonlandırdı. Anlaşmaya göre ILA’nın istediği yüzde 77’lik artışa karşı yüzde 62 oranında maaş artışı ile birlikte ortalama saatlik ücret 39 dolardan 63 dolara çıkarıldı.

ABD merkezli havacılık şirketi Boeing’in fabrikalarında 16 yıl aradan sonra ilk kez işçiler greve çıktı. Seattle ve Portland’da 30 bini aşkın işçi, sendikanın yüzde 40 oranında ücret artışı ve on yıl önce sözleşmeyle kaldırılan emeklilik sisteminin geri getirilmesi talepleriyle 13 Eylül’den beri grevde. İşçilerin yüzde 96’sının oylarıyla çıkılan grev sonunda işverenin dört yıl içinde yüzde 35’lik maaş artışı, iyileştirilmiş sağlık ve emeklilik yardımları ve 7 bin dolarlık ikramiye teklifi, yapılan oylamada çalışanların yüzde 64’ü tarafından reddedildi ve greve devam kararı çıktı. 2008 yılında gerçekleşen grevin günlük zararı 100 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Şirketin yetiştiremediği siparişler yüzünden aksayan havayolu ticaretinden dolayı bu zararın bugün daha da artacağı öngörülüyor. İşçilerin kararlı tutumu ile Boeing sermayesi diz çökmeye yakın.

Bu iki önemli grevin yanında Eylül ayının ortalarında otel çalışanları ABD’nin turizm merkezlerinde greve çıkmaya başladılar. Unite Here Sendikası önderliğinde Honolulu, San Diego ve San Francisco’da 4.000’den fazla otel çalışanı ile başlayan grev bugün Boston, Seattle, San Jose gibi merkezlere de yayılarak yaklaşık 40 bin kişiye ulaştı. Grevler Hilton, Hyatt, DoubleTree, Sheraton ve Marriott’un da aralarında olduğu dünyanın en büyük otel zincirlerinde çalışan işçilerin katılımıyla, sektörün rekor kârlar elde etmesine rağmen işçi ücretlerinin enflasyon altında ezilmesine, özellikle pandemi döneminden bu yana çalışma koşullarının giderek kötüleşmesine, personel sayısının azaltılmasına ve kesintilere karşı taleplerle büyüyerek devam ediyor. Sendikadan yapılan açıklamaya göre, Boston’daki 685 Omni Hotel çalışanı bir haftalık grev sonunda ücretleri artıran ve sağlık hizmetlerini de içeren yeni bir sözleşme imzaladı.

Dünya Grev Mevsimine Giriyor

Bunlar buz dağında göze çarpan büyük parçalar. Bir de bu kadar göze çarpmayanlar var. ABD’de yer alan Cornell Üniversitesi Endüstri ve Çalışma İlişkileri Bölümü’nün (ILR) İşçi Eylemleri Takibi isimli araştırma grubunun yayınladığı 2023 İşçi Eylem Raporu’na göre 2023’te ABD’de gerçekleşen 470 iş durdurmaya yaklaşık 539.000 işçi katıldı. İş durdurma eylemine katılan işçi sayısı 2022 ile 2023 yılları arasında %141 artış gösterdi.

Güney Amerika’da Arjantin’de Milei hükümetinin uyguladığı neoliberal politikalara karşı gerçekleşen işçi, memur, emekli ve üniversite grevleri; Avrupa’da Fransa’da kamu emekçilerinin ücretlerin yükseltilmesi, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılması, işsizlik sigortası reformunun iptal edilmesi ve emeklilik reformu adı altındaki saldırı yasasının yürürlükten kaldırılması talebiyle ülke genelinde çıktıkları birer günlük grevler; Afrika’da Nijerya’da asgari ücreti iki katına çıkartan direniş ve grevler sonrası yoksulluk karşıtı başlayan sokak gösterileri sınıf savaşının kızışacağının göstergeleri. İşçi sınıfının cüretkar çıkışları sermayeye ilkleri yaşatarak krizi derinleştiriyor. Başta da söylediğimiz gibi grev mevsimi atmosfere girdi. Rüzgarlar bu mevsimi yeni bir çağa döndürecek özneyi arıyor.

[1] https://elyazmalari.com/2024/10/24/abd-liman-iscileri-grevi-kiyidan-kiyiya-zafer/

Scroll to Top