Geçmişten Günümüze Toplumsal Yeniden Üretim
El Yazmaları’nın notu: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle hazırladığımız dosya çerçevesinde yazarımız Arzu Küçük’ün yeniden üretimi geçmişten günümüze dek […]
El Yazmaları’nın notu: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle hazırladığımız dosya çerçevesinde yazarımız Arzu Küçük’ün yeniden üretimi geçmişten günümüze dek […]
El Yazmaları’nın notu: Korona virüsünün belirtileri ve olası etkileri üzerine Almanya’da yaşayan uzman doktor Nuran Sarıca’nın hazırladığı yazıyı okuyucularımızın ilgisine
“Bütün iyi yurttaşlar ayağa! Barikatlara koşun! Düşman şehrin duvarlarındadır! Cumhuriyet için, Komün için, Hürriyet için ileri! Silah başına!” Milli Selamet
El Yazmaları’nın notu: Beyazıt Katliamı’nın 42. yıldönümünde, katliamdan yaralı olarak kurtulan yazarımız Oğuzhan Kayserilioğlu’nun döneme ve katliama ilişkin tanıklığını içeren yazısını
El Yazmaları’nın notu: Korona virüs yayılmaya devam ediyor. Çin’den sonra en yüksek ölüm sayısının yaşandığı ve ölüm oranlarında birinci sırada
El Yazmaları’nın notu: 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla çeşitli yazı, röportaj ve çevirilerden oluşan bir dosya hazırladık. Bu dosya
El Yazmaları’nın notu: 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla çeşitli yazı, röportaj ve çevirilerden oluşan bir dosya hazırladık. Bu dosya
El Yazmaları’nın Notu: El Yazmaları yazarı Caner Malatya Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın İslâmiyet’e yönelik yaklaşımı hakkında hazırladığı yüksek lisans tezini El
Nihâyetinde ırkçı-faşist bireylerin düşünceleri, egemen sınıfların düşüncelerinin iz düşümüdür. Eylemleri ise, sınıf tahakkümünün sürdürülebilirliğini sağlamak için yürütülen demagojik söylem ve
Devlet krizi koşullarında “farklı iktidar alanlarına dağılma” eğiliminde olan egemenlerin farklı fraksiyonları arasında yaşanan ve hepsi de halk düşmanı olan
El Yazmaları’nın Notu: El Yazmaları yazarı Caner Malatya Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın İslâmiyete yönelik yaklaşımı hakkında hazırladığı yüksek lisans tezini El
El Yazmaları’nın notu: Almanya’nın Thüringen eyaletinde yapılan seçimlerin ardından geçtiğimiz hafta bir hükümet kurulmuştu. Seçimlerde en çok oy alan Sol
Bekçilere verilmesi planlanan geniş yetkiler inşa halindeki faşizm ile şüphesiz ki ilişkilendirilebilir. Ama paramiliter unsur ile militer unsuru karıştırmamakta da
Merkeze çocuğu yerleştirdiğimizde, ondan öğrenmeye başlar, kendine ait bir bakış açısı ve yorumlama kabiliyeti olduğunu fark eder; onu “cahil” olarak
İran molla rejiminin, gücünün farkında olarak, saldırılarına yan kuvvetleri katarak ABD ve İsrail’in gücünü dengeleme arayışından olacağı bu açık. Bundan
El yazmaları’nın Notu: 15 Ocak 1919’da karşı devrimci güçler tarafından Karl Liebknecht ile birlikte katledilen Rosa Luxemburg’un 101. ölüm yıldönümü
El yazmaları’nın Notu: 15 Ocak 1919’da karşı devrimci güçler tarafından Karl Liebknecht ile birlikte katledilen Rosa Luxemburg’un 101. ölüm yıldönümü
El Yazmaları’nın Notu: El Yazmaları yazarı Caner Malatya Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın İslâmiyete yönelik yaklaşımı hakkında hazırladığı yüksek lisans tezini El
Geçtiğimiz bir hafta içerisinde Kanal İstanbul, yerli araba ve Libya gündemleri, ülke siyasetinin en sıcak gündemleri arasındaydı. Bu olayların hepsi
Cadı avları hâkim tarih yazımında, Ortaçağ karanlığının bir ürünü, olmuş bitmiş bir cehalet dönemi olarak verilir, hatta mitleştirilerek anlatılır. Cadı
“Alev almayı bekleyen bir yangın gibiydik. O, aradığımız kıvılcımdı.” Geçtiğimiz günlerde Netflix’te karşılaştığım Alman yapımı mini dizi Tehlikeli Oyun’u izledikten
Dünyanın birçok yerinde devletlerin örtük veya açık desteği ile yükseltilen erkek egemenliğinin yarattığı kadın cinayetleri; sistematik bir kadın kırımına dönüşmüş
“Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar hayatın gerçek koşullarıyla ve diğer
“Komünist ütopyanın güncel biçim alışı ya da “ütopyanın” gerçekleşmesi olan Sovyetler, kapitalist sistemin kendini son derece gizleme ve normalleştirme şansı
Türkiye kapitalizminin lümpen karakteri, ana akım muhalefetteki despotik devlet geleneği doğrultusunda politika yapma genetiği restorasyon güçlerini iktidarın arkasına diziveriyor. Öbür
Yoksulluğun, toplumsal çürümenin ve en önemlisi de ötekileştirmenin yarattığı alt sınıf handikaplarını en derinine kadar yaşayan bir Joker’le karşı karşıyayız.
Grev eyleminin tercih edilmesinin bilinçli bir politik yönelim olması, bu politik yönelimin kendiliğinden değil tanımlanan ve hedef alınan egemenlik biçimine
Coğrafyayı saran bütün bu gösterilerde yoksulluğun ön planda olduğu görülüyor. Neredeyse on yıllardır savaşlarla harap olan Orta Doğu halkları, bu
El Yazmaları’nın Notu: 11 Ekim 1971’de yaşamını yitiren Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 48. ölüm yıl dönümü vesilesiyle sitemizin yazarlarından Caner Malatya’nın
Madem kapitalizm bu topraklarda kendiliğinden filiz vermedi. O halde devlet onu kendisi getirmeliydi. Ne de olsa kapitalizm ya da komünizm
Patriyarkal sistemin şekillendirdiği kadın düşmanı devlet ve toplum geleneğinin; toplumsal çürümenin de önünü açarak bir adım ileriye taşımasında somut çıkarları
Yeni yapılan araştırmalarda yarım yüz yıllık bir projeksiyondan sonra yeryüzü ortalama sıcaklığının 4 derece artabileceği bildirildi. Böylesine bir gelişme bugünkü
Zenginlik ve çeşitlilik sonucu açığa çıkan özneler birbirleriyle daimi bir şekilde karşılıklı olarak özümseme eğiliminde oluyorlar ve bunun pratik sonuçları
Şu unutulmamalı ki, Cuma günü başlayan ve hâlâ devam eden protestolar 2011’de Mübarek’e karşı yapılan protestolardan çok farklı. Çünkü 2011’de
1917 devriminin o fırtınalı yol ayrımı günlerinde, Lenin Bolşeviklere “iktidarı şimdi ele geçirmezsek tarih bizi affetmez” demişti… İşte şimdi tam da Lenin’in hatırlattığı
Antik Yunan’da diyaloglar üzerinden yapılan retorik tartışmalarına, zamanın şimdisinden, yirmi birinci yüzyıl siyasetinden bakınca olaylar ve olgular ne kadar da
Gelir düzeyi ortalamanın üzerinde, belirli bir egoist çevrecilik yaklaşımında olan, “küreselleşme” kazananı seçmen gruplarının temsilcisi, ama aynı zamanda da ABD
Türkiye’nin desteği olmadan cihatçı güçleri yenmenin zor ve yüksek bedelli olacağı da anlaşıldı. Nitekim Türkiye’ye hatırlatılan ödevde cihatçıların silahsızlandırılmış bölgeden
İran yönetimi ise bu baskının karşısında geri adım atmamaya dair oldukça kararlı görünüyor. Binlerce defa tekrarladıkları gibi yapılan her hamleye
Taht Oyunlarının son sezonu bize, tiyatro yazarı Haşmet Zeybek’in şu sözlerini hatırlatıyor; “Büyük devlet yoktur, büyük kültür vardır” Devletler ve
El Yazmaları’nın notu: “Solun Krizi, Çıkış Arayışları, Mücadele ve Olanaklar” başlığı altında Türkiye Sosyalist Hareketi’nin çeşitli temsilcileri ve yazarlarına yaptığımız
Rejim ne toplumu ne tabanı ezber ettiği biçimde kontrol edemiyor, harekete geçiremiyor. Kitle destekleri peşi sıra açıklanan anketlerden de anlaşıldığı
El Yazmaları’nın Notu: İlerici Deri İş Sendikası Genel Başkanı ve Sosyalist Vatan Partisi Merkez Komitesi üyesi görevlerinde iken 12 Eylül darbecilerinin
‘‘Artık kişinin evindeyken, kendini evinde hissetmemesi bir ahlak meselesidir” Her ne kadar ilkel kabile toplumlarından bu yana izini sürebilmek
ABD, her ne kadar kapitalizmin krizi nedeniyle dünya çapında hegemonya krizi yaşasa da “müttefiklerinin” özellikle askeri meselelerde kırmızı çizgiyi aşmaları
Solla ilgili genel bir tanımlama yaparsak son yıllarda yaşanan tasfiye dalgasında solun, genel itibariyle üç ayrı hatta konumlandığını saptayabiliriz. Sol,
“Demokrasi kazanmıştır” retoriği boşuna değil. Rejim tıkanmıştır ve rejime kriz üreten dinamikler her fırsatta kendilerini bir şekilde ifade ediyorlar. İmamoğlu’nun
Bilge Karasu “Kısmet Büfesi” adlı eserinde kitabına nasıl bir ad vereceğini düşünürken bir dostunun ona ‘göz metinleri’ başlığını önerdiğini söyler.
El Yazmaları’nın notu: “Solun Krizi, Çıkış Arayışları, Mücadele ve Olanaklar” başlığı altında Türkiye Sosyalist Hareketi’nin çeşitli temsilcileri ve yazarlarına yaptığımız
Salt İstanbul’u kaybetmenin ve hatta iktidarı kaybetmenin ötesinde uluslararası mahkemelerde yargılanıp, soluğu cezaevinde alabilirler. Bu ihtimal, dengelerin sürekli birbiriyle çatıştığı