Türkiye’de Platform Çalışanlarının Hukuki Statüsü Çalıştayı’na İlişkin Önerilerimiz – TEHİS

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş birliğinde düzenlenen “Platform Ekonomisi ve Dijital Çalışmanın Geleceği” başlıklı çalıştay, bu hafta Ankara’da gerçekleştirildi. Dijital platformlar üzerinden yürütülen çalışmanın yasal statüsü, iş güvencesi ve sosyal haklar gibi başlıklar masaya yatırılırken, çalıştayda platform işçiliğinin en büyük grubu olan kuryelerin talepleri sendika temsilcileri aracılığıyla dile getirildi.

Çalıştay, ILO’nun “Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Konusunda Sosyal Tarafların ve Sivil Toplumun Kapasitesinin Güçlendirilmesi” projesi kapsamında organize edildi. 

TEHİS: “Kuryelerin Ortak Taleplerini Temsil Ediyoruz”

Çalıştayda TEHİS (Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası), çok sayıda kurye örgütlenmesinin ortaklaştığı talepleri . TEHİS, esnaf kurye modelinin yasal olarak işçilik statüsüne kavuşturulması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin derhal uygulanması, ekipman ve donanım maliyetlerinin işverenlerce karşılanması ve kamusal denetim mekanizmalarının işletilmesinin gerektiğini vurguladı. “Bugün buradaki en temel eksiklik, doğrudan sahada çalışan kurye arkadaşlarımızın bu masada yer alamamış olmasıdır. Ancak biz bu kürsüde onların ortak taleplerini dile getiriyoruz” diyerek sözlerini sürdürdü.

1. Kuryeler İşçidir, Esnaf Değil Kurye ekonomisinde hâkim model olan esnaf kurye sistemi, işçilerin sosyal güvenceden yoksun, tüm riskleri ve giderleri kendi cebinden karşıladığı bir yapıya dayanıyor. Dernek ve sendikalar, bu sistemin iş yasalarına aykırı olduğunu ve kuryelerin fiilen işçi olarak çalıştığını vurguluyor.

2. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Denetimi Şart Trafikte yüksek riskle çalışan moto kuryelerin yaşadığı kazalar, koruyucu ekipman eksiklikleri ve yoğun çalışma koşulları kamusal denetimi zorunlu kılıyor. Dernek, Çalışma Bakanlığı’nı sektöre özgü özel denetim mekanizmaları kurmaya çağırıyor.

3. Ekipman Giderleri Şirketlerce Karşılanmalı Motor, kask, mont, telefon, kargo çantası gibi giderler şu an kuryelerin kendi olanaklarıyla karşılanıyor. Bazı platformlar reklamlı donanımları dahi işçiye ücretle satıyor. Bu durum, “gelir elde etmek için çalışmaya başlayan bireyin, daha işe başlamadan borçlandırılması” olarak tanımlanıyor.

4. Kamusal Denetim ve Yasal Tanım Geliştirilmeli Platform şirketleri işveren olarak tanımlanmalı, gelir ve çalışma saatleri kayıt altına alınmalı. Yerel yönetimlerin, kuryelere yönelik dinlenme alanları ve sosyal destek hizmetleri sunması gerektiği belirtiliyor.

Platform Çalışması Sadece Teknolojik Değil, Sınıfsal da Bir Mesele

Avrupa Birliği’nin platform çalışmasına dair yeni düzenlemeleri ve ILO raporlarındaki güncel verileri anımsatarak Türkiye’deki düzenlemelerin bu gelişmelerin gerisinde kaldığını ifade etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dijitalleşme adı altında yeni bir güvencesizlik rejimi kurulmamalı. Teknoloji, emeği değersizleştirmek için değil, kolaylaştırmak için kullanılmalı. Platform çalışması yalnızca teknik bir dönüşüm değil, sınıfsal ayrımın yeni biçimlerinden biridir.”

Türkiye’de Platform Çalışanlarının Hukuki Statüsü Çalıştayı’na İlişkin Önerilerimiz

2024 Haziran ayında platform kuryelerinin vergilendirilmesi planlanırken Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan GİB verilerinden öğrendiğimiz kadarıyla Türkiye’de 126.112 platform çalışanı kurye vardır. Öncelikle bu sayının teyit edilmesi ve de her yıl güncellenerek kamuoyuyla paylaşılması, alanda sağlıklı çalışmalar yapılabilmesi için elzemdir. Sayıları bu denli yüksek olan platform kuryelerinin bu çalıştayda temsili, önemli bir meseledir. Bilindiği gibi, platform şirketlerinde çalışan kuryelerin sendikalarda örgütlenerek toplu sözleşme yapma hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla birçok kurye, kurye derneklerine üye olmakta ve haklarını bu şekilde savunmaya çalışmaktadır.

Ancak maalesef bu çalıştaya, çalıştay çağrısında kamu kurumları, işveren ve işçi örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarından kilit paydaşların bir araya getirileceği ifade edilmiş olsa da bu kurye dernekleri dahil edilmemiştir. Örneğin, bir önceki eğitim çalışmasının bileşiminin oluşması için de epey emek veren Kurye Hakları Derneği temsilcileri bugün burada yok. Biz de dahil buradaki sendikaların bu alanda bütünlüklü bir temsiliyet güçleri ne yazık ki bulunmamaktadır. Bu sendikalar her ne kadar örgütlü, mücadeleci ve başka birçok işyerinde üyeliğe sahip olsa da, platform çalışması üzerine olan bu buluşmaya sahadaki tüm aktörlerinin çağrılmamış olması önemli bir eksikliktir. Çalışmalarında hükümet, işveren ve işçi temsilcilerinden oluşan üçlü yapıyı esas alan ILO’nun platform kuryelerini esnaf olarak gören esnaf odasını çağırıp işçi derneklerini dahil etmemesi ayrıca üzücüdür. Bu tercihin, üçlü yapının işçi temsili ayağının sadece sendikalar olabileceği gibi bir gerekçeyle de açıklanamayacağı ortadadır.

Bilindiği gibi, bu sene Haziran başında gerçekleşecek ILO konferansında platform çalışmasının insana yakışır iş çerçevesinde düzenlenmesi de görüşülecek. Öncesinde, bu alanda bir standart oluşturmaya yönelik olarak kapsamlı bir anket hazırlanarak üye devlet, işveren kuruluşları ve işçi örgütlerine gönderildi. Ankete katılan 140 üye devletin üçte ikisi, sözleşme içeren bir araç ve 195 işçi örgütünün neredeyse hepsi, tavsiye kararları ile desteklenmiş bir sözleşme talep ederken, 116 işveren örgütünün neredeyse tamamı ise sadece tavsiye kararını tercih ettiklerini belirttiler. Konferansta platform işinde standart oluşturmak için benimsenecek araçlar ve bu araçların içeriği detaylı şekilde tartışılacak.

Biz de öncelikle buradaki hükümet yetkililerinin bu ankete verdikleri cevaplar ve bu süreçteki yaklaşımları konusunda bize bilgi vermelerini rica ediyoruz. Ayrıca 23 Ekim 2024’te 2024/2831 sayılı platform işlerinde çalışma koşullarının iyileştirilmesi üzerine yayınlanan direktifte platformların aslında asıl işi yapan oldukları, üretim aracının mülkiyetine sahip oldukları, aksi ispat edilene kadar platform kuryelerinin işçi olduğu karinesi benimsendi. Türkiye’de de bu mevzuat uygulanacak mı diye sormak istiyoruz.

Taleplerimize geçmeden önce, son dönemde kuryeliğin tehlikeli işler statüsüne alınması, belli bir sürede teslimat zorunluluğunun ortadan kaldırılması gibi alınann karar ve düzenlemeleri çok önemli gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Bu kararların alınmasına vesile olanlara bütün kurye camiası adına teşekkür ederiz.

Talepler

A. Kuryeler İşçidir

1. Kuryelerin platformlarda “esnaf-kurye” adı altında kendi hesabına çalışan statüsünde çalışmasının kuryelerin çıkarlarına olmadığı, neredeyse Türkiye’deki bütün kurye temsilcileri ve tek tek kuryeler tarafından fark edilmiştir. Bu sebeple neredeyse bütün camia, kuryelerin işçi sayılmasından yanadır. Motokuryeler şu anki modelde çalıştıkları sürece bir geleceksizlik ve güvencesizlik kıskacından kurtulamamaktadır. Dolayısıyla SGK’lı modele geçiş sağlanmalıdır. SGK’lı modele geçilmediği süreçte on binlerce kuryenin Bağkur borcu birikmiştir.

2. Platform çalışanlarına işçi statüsü sağlanmasa dahi, bu çalışmanın temel ILO sözleşmelerini ihlal etmeyecek şekilde yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla platform çalışmasında örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşme hakkı, eşit ücret, ayrımcılık yapılmaması, çocuk işçiliğinin olmaması, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, Özel Sağlık Sigortasının patronlar tarafından ödenmesi gibi hususların garanti altına alınması gerekmektedir.

B. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

3. ÇSGB’ye bağlı İş Teftiş Ve Rehberlik Kurulu Başkanlığınca yapılan iş yürütümü ve iş sağlığı güvenliği “programlı teftiş” programına “kurye faaliyetleri” de alınmalıdır.

4. Kuryelerin işe yola çıktığından mesaisi bitip evine döndüğü süre boyunca yaşanılabilecek her türlü kaza ve cinayet trafik kazası değil iş kazası ve cinayeti sayılmalıdır. Kuryelerin olası iş cinayeti ve kazalarının bütün yükümlülüğü patronlarda olmalıdır. Kuryenin çalışmadığı bütün zamanların tazminatı patronlar tarafından ödenmelidir. Bütün iş cinayetlerinin önlenebileceğini hatırlatarak olası iş cinayetlerinde kuryenin ailesine tazminat ödenmesi gerekir.

5. Motokurye mesleğinin az tehlikeli işler statüsünden, tehlikeli işler statüsüne alınması önemlidir.  Ancak alanda yapılan bunun gibi tüm düzenlemelerin yetkili kişiler tarafından kamuoyuyla paylaşılması ve gerekçelerinin açıklanması, olası spekülasyonların önüne geçilebilmesi için elzemdir.. Kurye Hakları Derneği’nin yayınlamış olduğu motokurye iş cinayetleri raporlarında 2022 yılında en az 58, 2023 yılında en az 68, 2024 yılında en az 63 ve 2025 yılında bugününe kadar 27 meslektaşımız kaza süsü verilmiş iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Binlerce meslektaşımız ağır ve hafif yaralanmalar yaşamıştır. Neredeyse kaza yapmayan motokurye yoktur. Bu sebeplerden ötürü motokuryelik çok tehlikeli işler statüsüne alınmalıdır.

C. Teknik Ekipman, Donanım ve Çalışma Koşulları

6. İş cinayetlerinin ve kazalarının daha az hasarla atlatılabilmesi için teknik ekipmanların kalitesi çok önemlidir. Teknik ekipmanların kuryelere sağlanması sorumluluğu patronlarda olmalıdır. Kurye ölümleri ve kazalarının bu kadar yüksek olması sebebi ile alınan teknik ekipmanların denetimini yetkililer yapmalı. Firmalar bu hususta düzenli denetimlere tabii tutulmalıdır.

7. Yüksek tehlike arz eden, korumasız bir araçla kuryeler hizmet üretiyorlar. Yapılan iş uzun süreli ve aralıksız olarak sürdürmeye uygun bir iş değil fakat kişisel koruyucu donanım kullanımı zorunlu. Motokuryelerin kullandığı ekipman ve donanımların piyasa denetimi ve fiyat standartlarına ilişkin bir çalışma ve mevzuat geliştirme süreci var mi?

8. Platform şirketleri motosiklet sepetlerini ve montlarını reklamlı olarak kuryelere satıyorlar. Kuryeler karşılıksız ve zorunlu olarak gün içerisinde firmaların reklamlarını her yerde yapmak durumunda kalıyorlar. Milyonlarca lira vererek yapılamayacak reklamları kuryeler zorunlu olarak yapıyorlar. Bizler bu durumu eleştiriyoruz ve değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu ekipmanlar iş üniforması ve ekipmanlardır, işin devamlılığı için gereklidir. Bunların kalitesi kontrol edilmeli ve kuryelere ücretsiz dağıtılmalı.

9. Motokuryeler çalışırken dinlenme alanlarına ve insani ihtiyaçlarını giderebileceği yerlerde çalışmalı ya da çalışma alanlarına uygun biçimde bunlar tedarik edilmelidir. Dünyanın bir çok yerinde dinlenme alanları, mobil WC ve şarj istasyonları mevcuttur. Bu alanları şirketler sağlamalıdır.

10. Son yapılan düzenlemelerin bu haliyle bütün yükü kuryelere vermekte olduğunu düşünüyoruz. Benzin, bağkur, vergiler, yemek, internet, telefon, motor gibi işin gerektirdiği tüm yükler halihazırda zaten kuryelerin omuzlarındadır. Platform şirketlerine hiçbir sorumluluk ve yükümlülük yüklenmemektedir. P1 belgesi, çantayı motora işleme, UTTS ve MYK belgesinin ücretlerini patronların ödemesi, sorumluluğun kuryelerden alınması gerekir. Patron ve kurye (işçi) arasındaki eşitsizliği bu durum artırmaktadır. Yetkililer tarafından düzenlemelerin  takibi, şirketlerin denetlenmelidir.

D. Yasal Düzenlemeler, Bilgi Paylaşımı ve Karar Alma Süreçleri

11. Motokurye iş cinayetlerinin ve kazalarının verilerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından paylaşılmalı. Kamuoyu yanlış bilgilendirilmemeli. Olası yanlış bilgilerin önüne geçilmelidir.

12. Türkiye’de kaç motokurye çalışıyor, kaçı platform işçisi kaçı SGK’lı çalışan kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

13. İstişare ve diyaloğun gücüne ve önemine inanıyoruz. Kurye sendikaları, dernekleri ve  motokuryelerin sorunlarını yetkililere ulaştırabileceği bir mekanizma kurulmasının işlevsel sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. İşçi statüsü olmasa bile şirketlerin ücret artırımı süreçlerinde bu mekanizmalar kullanılabilir.

14. Kurumsal temsillerin yanı sıra düzenlemeler öncesinde kuryelerin talep ve ihtiyaçlarının tespitine yönelik online anketlerin yapılması düşünülebilir. Düzenlemelerin sahadaki yansımasına dair de geri bildirim kanalları yaratılabilir. Misal belgelerin paralı olmasına dair motokurye camiasında büyük bir tepki oluşmuş ve bunun sadece basına yansıyan kısmı tespit edilebilmiştir. Bunun ötesinde doğru tespitler, ileriki çalışmalar açısından da önemli olacaktır.

E. İşe Alım Süreçleri ve Algoritmik Denetim

15. Kuryelerin işe alım süreçlerindeki sözleşmelerin patronlar tarafından tek taraflı fesihlerin kabul edilmemesi gerekir. Bu sözleşmelerin temel çalışma haklarını ihlal etmemesi gerekir. İşe alım sözleşmelerinin de denetlenmesi gerekir.

16. Platform şirketlerin yanıltıcı reklamları denetlenmelidir. Şirketler işe alım sürecinde çalışırken oluşan bütün gider kalemlerini işe almadan önce kuryelere tek tek göstermeleri ve anlatmaları gerekmektedir. Sosyal medya platformlarındaki influencer’ın yaptığı yanıltıcı içerikler ve şirketlerle ilişkileri  denetlenmeli, kuryeleri yanlış bilgilendirdikleri için cezalandırılmalıdır.

17. Kuryeler bazı platform şirketlerince zorunlu olarak 12 saat zorunluluğun olmadığı platform şirketlerinde ise ekonomik kaygılarla 12 saatle 16 saat aralığında çalıştırılıyorlar. Yasada bulunan haftalık 45 saat ve mesai süreleri neredeyse iki katına çıkıyor. Kuryeler uzun çalışma saatlerinin vermiş olduğu yorgunlukla beraber iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyor. Bu vahşi çalışma koşulları dizginlenmeli çalışma saatleri yetkililerce denetlenmelidir.

18. Platform şirketlerinin uyguladığı puanlama sistemleri kaldırılmalıdır. Kuryeler bu puanlama sistemlerine göre slot/mesai seçebilmekteler. Dolayısıyla bu puanlama sistemleri, bonus ve primler; kuryelerin çalışabilmelerini belirlemekte. Aynı zamanda ücretlerini de belirlediği için kuryelerin üzerinde hız baskısı yaratmaktadır. Bu sebeple bakanlığın almış olduğu karar “kurye paketinin belli sürede teslimat edilmesi kaldırılmıştır” maddesi boşluğa düşüyor. Algoritmik denetim denilen kuryelerin hızını, gün içerisindeki taşıdığı paket sayısını, çalıştığı saatleri, mesai geç kalıp kalmadığını, paket ayrımı yapıp yapmadığını ölçen sisteme düzenleme getirilmelidir. Platform şirketlerin bu denetleme mekanizması sonucunda kuryelerin hesaplarnı geçici ya da kalıcı olarak kapatmamalıdırlar. Bu sebeplerden dolayı kuryeler işten atılmamalıdır. Kullanılan algoritmaların şeffaf olmalı ve yetkililer tarafından denetlenmelidir.

Sonuç

Platform şirketleri ve kuryeler arasındaki en büyük eşitsizlik kaynağının kuryelerin işçi sayılmaması sonucunda açığa çıktığını görüyoruz. Yukarıdaki tüm taleplerin kesiştiği temel konular; uzun çalışma saatlerinin düzenlenmesi, ekipman, donanım ve iş için gerekli araçlar, sosyal sigorta, geleceksizlik ve güvencesizliğin vb sebeplerin budur. Bu yüzden kuryelerin güvenceli yaşam ve çalışma koşullarının oluşmasının sağlanması için atılabilecek ilk adım da son adım da kuryelerin işçi sayılmasıdır. Şu an bu ilk adım atılamayacak olsa bile kuryeler aleyhine olan bu eşitsiz ilişkiyi düzenlemek için tekil tekil önerdiğimiz taleplerin karşılanmasını da önemsiyoruz. Bu adımların hepsi bir gün atıldığı süreçte kuryelerin işçi sayıldığını anlayacağız. Şu aşamda bazı taleplerin bile şirketler tarafından karşılanmasının hayati olduğunu düşünüyoruz.

Scroll to Top