Samandağ Belediyesi’nin İlk Yılı-4

Mihriban Randa: Belediyede bir çocuk birimi kurulması, ertelenmeyecek kadar önemli bir konu

El yazmalarının notu: Değişim İttifakı ile kazanılan seçimin üzerinden bir yıl geçti. Sosyalistlerin kazandığı bir belediye olan Samandağ Belediyesi’nde bu bir yılın çocuklar açısından nasıl geçtiğini Her Yer Çocuk Hatay Sözcüsü Mihriban Randa ile konuştuk.

Samandağlı çocukların sorunları nelerdir?

Türkiyeli çocukların yaşadıkları birçok sorun var. Samandağlı çocukların da bunlara ek olarak depremden kaynaklı yaşadıkları sorunlar var.

En önemli sorun güvenli sokakların ve oyun alanlarının olmaması. Çocuklar hala okula giderken yıkım yapılan binaların yanından geçip enkazların üzerinde oyun oynuyor.

Eğitim ise ayrı bir problem. Türkiye’nin eğitim sisteminin başlı başına bir problem olduğu gerçeğini zaten biliyoruz burada buna ek olarak okulların fiziksel olarak yetersizlikleri de ekleniyor; yıkılan okul binalarının yerine hala yenileri yapılmadı, güçlendirmeleri tamamlanmadı ve kamu kurumlarının el koyduğu okullar hala öğrencilere iade edilmedi. Bunun sonucunda birçok okul binası farklı iki okul tarafından sabahçı-öğlenci sistemiyle kullanılıyor. Sabahçılar gün doğmadan derse başlıyor, öğlenciler akşam vakti derste oluyor. İki yıldır hala gemide öğrenime devam eden bir lise var.

Eğitimle birlikte okullara ulaşım da büyük bir problem. Depremden sonra çoğu aile adres değiştirmek zorunda kaldı, konteyner kentlerde kalan binlerce aile var. Konteyner kentlere yakın okullar öğrenci kapasitesini aşmış durumda, kendi okuluna devam etmek isteyen öğrencilere ise tasarruf tedbirlerinden dolayı ücretsiz servis sunulmuyor.

Ulaşım sistemi hala çok kötü okula giden çocuklar saatlerce dolmuş bekleyebiliyor. Ders giriş çıkış saatlerinde 8-9 yaşlarındaki çocukların kamyonların, iş makinalarının arasında otostop çektiğini veya bisikletle bir yere varmaya çalıştığını görebilirsiniz.

Güvenlik ciddi bir problem; kontrolsüz yıkımlar, iş makinaları çocuklar için tehlike saçıyor. Konteynerlerde çıkan yangınlarda onlarca çocuk hayatını kaybetti.

Bir diğer sorun da yetersiz ve sağlıksız beslenme. TTB’nin deprem bölgesindeki çocuklarla yaptığı bir araştırmada yetersiz beslenmeden kaynaklı bodurluk ciddi oranda artmış durumda. Okullarda ücretsiz yemek verilmiyor evlerde maddi imkansızlıklardan dolayı sağlıklı besine erişilemiyor. Çadırlarda, konteynerlarda hijyenik koşullar sağlanamıyor, temiz içme suyuna erişilemiyor ve çocuklar sağlık problemleriyle karşı karşıya kalıyor.

Belediyenin kazanılması ile birlikte bu sorunlar çerçevesinde nasıl gelişmeler yaşandı? Belediyenin çocuk politikalarını kısaca anlatabilir misiniz?

Aslında bu sorunlar bir belediyenin tek başına çözebileceği sorunlar değil. Bir de üstüne biliyorsunuz ki iktidar muhalif belediyeleri cezalandırmak için Tasarruf tedbirleri genelgesini yayınladı. Bu tedbirler Samandağ belediyesini de oldukça etkiliyor. Yeni eleman alımları ve müdürlüklerin kurulması işini çok yavaşlatıyor. Bu da şöyle bir sorun yaratıyor: Çocukların yaşadıkları ayrı ayrı sorunlarla ilgili çözümler üretiliyor, bir çaba var ama belediyenin çocuk birimi olmadıkça bütünlüklü bir çocuk politikası da maalesef olamıyor.

Dönem dönem yan yana gelişler oluyor, çocuklarla ilgili çocuk alanında çalışan kurumlarla toplantılar alınıyor ama bazen de maalesef eski alışkanlıklar da devam edebiliyor. Sosyalistler belediyeyi kazanınca bir sihirli değnekle her şey değişmiyor ama adım adım ilerlediğimiz ve çocuk birimini açmak için çabaladığımız bir süreç var.

Sosyalist solun kazandığı bir belediye olan Samandağ Belediyesi’nin çocuk politikaları nasıl belirleniyor? Sizin bu politikaların belirlenmesinde bir rolünüz var mı?

Belediye kazanıldıktan birkaç ay sonra yerel kurumların da katıldığı Kadın ve Çocuk Politikaları Çalıştayı yapıldı. Bu çalıştayın çocuk ayağını Her Yer Çocuk olarak biz organize ettik. 7 masanın 3’ü çocuk masasıydı. Bu çalıştayda pek çok başlığı tartıştık, daha ileriye nasıl taşınabilir, çocuk hakları çerçevesinde neler yapılabilir, gerçek bir çocuk katılımının sağlandığı bir belediye nasıl inşa edilebilir gibi tartışmalar yürüttük. Bu tartışmalar sonucunda hazırlanan çalıştay raporu belediyenin çocuk politikalarına dair bir perspektif sunmuş oldu ve ilgili maddeler stratejik plana eklendi. Bu çalıştayın önemli bir yanı çocuk katılımının sağlanmasıydı. Çocuklar kendi yaşadıkları sorunları ve bu sorunlara yönelik çözümleri tartıştılar ve sundular.

Ama tabi geçmişten kalan alışkanlıklar da devam ediyor. Bizim bakışımızın tam karşısında duran ve -niyetten bağımsız- çocukları nesne olarak gören çalışmalar da yapılıyor. En yakın örneği de 23 Nisan. Yine “seçilmiş çocuklar” belediyeye gelip başkanın koltuğuna oturtuldu ve göstermelik bir çalışma yapılmış oldu. Tabii henüz birinci yılımızı yeni doldurduk, bununla ilgili çalışmalara, farkındalık yaratmaya devam edeceğiz.

Samandağ Belediyesi ile birlikte ilçedeki çocuklara yönelik çalışmaları nasıl ortaklaştırıyorsunuz? Şu ana kadar belediye ile birlikte ne gibi çalışmalar yaptınız?

Birlikte yaptığımız ilk çalışma Kadın ve Çocuk Politikaları çalıştayı oldu. Bu çalıştaydan bazı ortaklıklarla çıktık. En önemli karar, kadınlar ve çocuklar için bir birim veya müdürlük kurulması. Bu karar stratejik plana da eklendi ve bunun hazırlıkları yapılıyor, sanıyorum ki yakın zamanda kurulacak.

Ayrıca belediye ile birlikte çocuklara ve ebeveynlere yönelik çalışmalar da yaptık. Biliyorsunuz geçtiğimiz Eylül ayında Narin olayından sonra çocuk istismarı tüm Türkiye’nin gündemindeydi. Biz de belediye ile birlikte baronun Çocuk Hakları Komisyonu ve Her Yer Çocuk Derneği’nin de katılımıyla yetişkinlere yönelik bir panel düzenledik.

Bir diğer çalışmayı da 20 Kasım haftasında çocuklarla birlikte yaptık. Çocuklarla 20 Kasım’ı konuştuğumuzda seslerini duyurabilmek için yürüyüş ve sergi yapmak istediklerini söylediler. Belediyeyle görüştük ve ortak bir çalışma yapma kararı aldık. Kasım ayı boyunca Samandağ’da iki farklı mahallede çocuklarla çocuk hakları atölyeleri yaptık. Daha sonra bu atölyelerin çıktılarıyla “Yaramazlık Bizim Hakkımız “ sergi ve yürüyüşünü gerçekleştirdik.

Mart ayında da Samandağ Belediyesi ve Her Yer Çocuk Derneği olarak çocuklarla hem eğleneceğimiz hem de kültürümüzü yaşatacağımız 3yd el Sabatağs etkinlikleri yaptık. 29 Mart’ta Kuşalanı, 30 Mart’ta da Deniz’de yaklaşık 500 çocuğun katıldığı bir şenlik yaptık. Çocuklar yumurtalarını boyadılar, sonra birlikte oyunlar oynadık ve ardından hep birlikte Gökyüzünü İten Kuş tiyatro oyununu izledik.

Çocuklarla ve yetişkinlerle yaptığımız bu çalışmaların dışında ayrıca Samandağ Belediyesi’ne bağlı kreş personelleri ile de çalışmalar yaptık. Çocuk bakış açısı, çarpık çocuk algısı üzerine eğitim yaptık ayrıca kreşte yaşanan sorunlar ve yaşanabilecek sorunlar üzerine konuşup birlikte çözüm yolları aradık.

Önümüzdeki dönemde belediyenin çocuk politikaları ekseninde neler yapması gerekiyor. Ve bunları nasıl yapmalı? Şu ana kadar nerelerde eksik kaldı?

Yapılması gereken en önemli faaliyet belediyede bir çocuk birimi kurulması, ertelenmeyecek kadar önemli bir konu. Belediyenin çocuk çalışmaları, çocuk politikaları hep burdan çıkacak. Bu birim kurulduktan sonra belediye ile birlikte işleyen bir çocuk meclisi kurulmalı ve alınan kararlarda çocuk katılımını artıracak mekanizmalar kurulmalı.

Belediyenin çocuklara dair perspektifini belirleyecek Çocuk Koruma Politika Belgesi hazırlanmalı. Bunu yaparken bu alanda çalışan uzmanlarla veya STK’larla düzenli buluşmalar planlayıp işbirliği içinde hareket etmeyi önemli buluyoruz.

Belediye personellerine düzenli aralıklarla çocuk bakış açısı, çarpık çocuk algısı, çocuklarla iletişim gibi konularda eğitimler vermek gerekiyor.

Aslında tüm bunların ilk adımları atıldı fakat düzenli hale gelmedikçe eksik kalıyor ve kopuk bir çalışma oluyor. Böyle olunca da tam olarak belediyenin bir çocuk politikası var diyemiyoruz ne yazık ki…

Scroll to Top