Samandağ Belediyesi’nin İlk Yılı-3

İlknur Kazan: Samandağ’da kadın politikalarının ağırlıklı olduğu bir belediye hedefliyoruz.

El yazmalarının notu: Değişim İttifakı ile kazanılan seçimin üzerinden bir yıl geçti. Sosyalistlerin kazandığı bir belediye olan Samandağ Belediyesi’nde bu bir yılın kadınlar açısından nasıl geçtiğini ittifakın tek kadın örgütü bileşeni olan Mor Dayanışma temsilcisi İlknur Kazan ile konuştuk.

Kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Mor Dayanışma Temsilciler Üyesi İlknur Kazan. Şu an Samandağ Mor Dayanışma Derneği’nde aktif bir şekilde faaliyet yürütüyorum. Bugün de aslında belediyenin 1 yıllık sürecinde neler yaptık? Belediyeyi almadan önce neler yaptık? Biz kadınlar olarak ne gibi faaliyetlerde bulunduk? Biraz onlardan bahsedeceğim.

31 Mart seçimleri öncesi Samandağ’da nasıl bir kadın çalışması yürütüldü?
31 Mart seçimlerinden önce yaklaşık 20 farklı mahallede kadın buluşmaları örgütledik. Kadınlarla sık sık bir araya geldik, kadınların taleplerini dinledik ve bizim neler yapabileceğimizden bahsettik aslında. Her buluşmada ortalama 100 kadınla bir aradaydık. Kadınların genel olarak istekleri ve talepleri; istihdam, yolların yapılması, su şebekeleri gibi aslında çok basit ve temel ihtiyaçlardı. Çünkü yıllardır süregelen bir yönetim sistemi vardı ve bu yönetim sisteminin bu tarz ihtiyaçları karşılamadığı yönünde sürekli şikâyetler geliyordu. Yeni gelen yönetimden de en temel ihtiyaçlar talep edildi. Bizler de onlara, belediye olarak kadın politikalarında daha kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde hizmetler sunacağımızı anlattık.

31 Mart seçimleri öncesi Samandağ’da nasıl bir kadın çalışması yürütüldü?
İlk başlarda 11 tane kurumun bir araya geldiği bir ittifak kuruldu. Bu ittifakın kurulma sürecinde bir çalıştay düzenlendi. Çalıştayda, 5 yıllık süreçte belediyenin nasıl yönetileceğine dair bir harita çıkarıldı diyebilirim. Biz de o ittifakın kurulma sürecindeki tek kadın örgütüydük. Belediyenin kadın politikalarının nasıl olacağına dair çalıştayda kadın masasında yer aldık ve masanın yürütücüsü olduk. Bu çalıştayın amacı; yıllardır süren sermaye odaklı, rant ve talan odaklı belediyeciliğin karşısında, alternatif bir belediyeciliğin nasıl olacağına dair fikir üretmekti. Bizim yaptığımız; daha halkçı, halkın yönetime katıldığı, halkın kendi kendini yönetebileceği ve yönetimin her mekanizmasında—yani mahalle meclislerinin oluştuğu, sokak sokak, mahalle mahalle örgütlenildiği, halk meclisleriyle halkın taleplerini belediyeyle doğrudan paylaştığı ve aynı zamanda denetleme mekanizmasında da yer aldığı—bir belediyeciliği inşa etmeye çalışmaktı. 11 tane farklı masa kuruldu. Bu masalar arasında kadın masası, çocuk masası, ekoloji masası, halkın yönetime katılımı, kentin yeniden kuruluşuna dair yapılacakların tartışıldığı çok geniş kapsamlı 11 masa yer aldı. Bu çalıştayın sonucunda da 5 yıllık stratejik planın bir taslağı oluştu. Bu taslağı da çalıştaydan hemen sonra halka sunduk.

İttifakın kadın meclis üyelerinin seçilmesine dair nasıl bir çalışma yapıldı?
Meclis üyeleri arasında 11 tane kadın aday vardı ama sadece 2 tanesi seçildi. Çünkü yalnızca bu iki adayın seçilebilir bir konumda olduğu bir durum söz konusuydu. Bu konuda aslında biraz eksik kaldığımız bir süreçti. Kadınların yönetimde daha çok olmasını talep ederken, kadınların en seçilmeyecek yerlere listeye alındığı bir durum oluştu. Bu nedenle bu konuda eksik kaldık. TİP üzerinden söylüyorum; belediyeden doğru sadece 2 kişinin geçmiş olması düşük bir oran tabii ki. Yanlış hatırlamıyorsam 30’a yakın aday vardı ve bunlardan sadece 2 tanesi kadındı. Diğer partilerin seçtirdiği kadın adaylar da yine çok az sayıdaydı. Mecliste ve karar alma mekanizmalarında kadın sayısı hâlâ çok az.

31 Mart sonrası kadın politikalarının oluşturulması üzerine Samandağ Belediyesi ile nasıl bir süreç işledi?
DİSK ve Samandağ Belediyesi’nin toplantısına biz, ittifakın bir bileşeni ve kadın örgütü olarak katılım gösterdik. 8 Mart ve 25 Kasım gibi günlerin kadınlara ücretli izin günü olması talebinde bulunduk ve bunu geçirdik. İlk defa bu yıl kadınlara ücretli izin verildi ve kadınlar 8 Mart’ta alanlardaydı. 15 Ağustos 2024’te “Kadın ve Çocuk Politikaları” adlı bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu çalıştayı belediyenin kadın çalışanlarıyla birlikte organize ettik ve 32 farklı kurumu davet ettik. Çalıştayda 7 farklı başlık tartışıldı. Bunlar arasında toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele, kadınların istihdama ve sosyal hayata katılımı, kadınların kent hizmetlerindeki rolü gibi birçok başlık vardı. Bu çalıştay sonucunda da 5 yıllık stratejik plana taleplerimizi geçirttik. Bu talepler arasında kadın müdürlüğünün açılması da yer alıyordu.

31 Mart seçimlerinden sonra iktidarın muhalif belediyelere yönelik politikaları Samandağ’da nasıl işliyor?
31 Mart seçimlerini kaybeden iktidar, muhalif belediyeleri cezalandırmak için çıkardığı tasarruf tedbirleri genelgesiyle Samandağ Belediyesi’ni de derinden etkiledi. Kadın müdürlüğüne yönelik yaptığımız çalışmalar bu genelgeyle birlikte yavaşladı. Çünkü belediyenin eleman alımı kısıtlandı ve yeni müdürlüklerin açılması yasaklandı. Bu nedenle kadın müdürlüğünün açılması da haliyle gecikti. Ancak kadın müdürlüğü stratejik plana geçti ve kurulmasına dair çalışmalarımız devam ediyor. Belediye de bu konudaki çalışmalarını hızlandırdı. Biz de dernek ve kadın örgütleri olarak bu sürecin takipçisiyiz.
Suriye’de yaşanan Alevi kadın katliamlarına karşı 24 Nisan’da bir yürüyüş gerçekleşti. Yürüyüş Samandağ’da oldu. Bu yürüyüşü düzenleyen, Türkiye’nin dört bir yanından kadın kurumlarının da içinde yer aldığı “Suriye İçin Kadın İnisiyatifi” adlı bir oluşumdu. Yürüyüşten hemen önce belediye yönetimiyle bir araya geldik ve bölgedeki kadınlara yönelik düşmanca politikaları ile bu politikalara karşı belediyenin kadın politikalarının önemini tartıştık.

Kadınlara özel bir birimin kurulmasıyla birlikte Samandağ’da kadınlar için neler değişecek?
Depremden önce bile, her şey normalken kadınların şiddetle ilgili destek mekanizmalarına, psikososyal destek, hukuki danışmanlık ya da sağlık danışmanlığı hizmetlerine ulaşımı çok zor ve kısıtlıydı. Depremden sonra bu neredeyse imkânsız hale geldi. Bu yüzden kadınların doğrudan belediye aracılığıyla, kadın birimi ya da müdürlüğü adı her neyse, bu hizmetlere daha kolay ulaşması sağlanacak. Ayrıca bizim için veriler de çok önemli olacak. Samandağ’da bu tarz vakaların verilerine ulaşmamızla birlikte politika geliştirebileceğimiz, belki kampanyalar düzenleyebileceğimiz bir sürece girmiş olacağız. Bu birimin açılmasıyla birlikte Samandağlı kadınların istihdama, sosyal yaşama, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılımının artacağını öngörüyoruz. Bu nedenle kadın biriminin açılması önemli.

Belediye, kadın birimine karşı nasıl bir yaklaşım içinde?
Aslında en başından beri yaptığımız çalıştayla birlikte belediyenin de bu birime ihtiyaç duyduğu ve bizi desteklediği çok net görülüyor. Kadın çalışmalarıyla ilgili ne gerekiyorsa yapacaklarını belirttiler.

Bu yaklaşımla beraber nasıl bir süreç yürütülmesini öngörüyoruz?
Kadınların yönetime daha çok katıldığı, kadınlar için faaliyetlerin artırıldığı, hem istihdam olanaklarının hem de karar alıcı mekanizmaların çoğunluğunda kadınların söz sahibi olduğu bir durumun olmasını temenni ediyoruz. Burada “öngörüyoruz” diyemiyorum; çünkü biz zaten kadın biriminin açılmasına yönelik taleplerimizi belediyeye ilettik ve onlar da çalışmalarını sürdürüyor. Belediyenin kendi işleyişi içerisinde, Samandağlı kadınlara yönelik yaklaşımlarını gözlemliyoruz. Aynı zamanda ihtiyaç halinde biz de destek olacağız. Sonuçta burada kadın politikalarının ağırlıklı olduğu bir belediye yönetmeyi hedefliyoruz. Biz de dernek olarak, kadın politikaları üzerine gerekli bütün desteği sunuyor ve sunmaya devam edeceğiz.

Scroll to Top