Tüh ya, Tekno Biraderler, DeepSeek Çalışmanızı mı Kopyaladı? Derdinizi Hayal Bile Edemiyorum – Marina Hyde

Çin, OpenAI’ın yaratıcı çalışmalar yapanlara karşı suçlandığı şeyin aynısını Sam Altman’a yaptıysa, bu duruma gülmemek için insanın taş kalpli olması gerekir

Bir keresinde Amerika’nın En Aptal Suçluları‘nın bir bölümünü izlemiştim, bir adam arabasının çalındığını bildirmek için polisleri arıyordu, ancak ilk aşamada arabayı başka birinden çaldığı ortaya çıkmıştı. Bu hafta OpenAI’ın Sam Altman’ının, Çinli bir hedge fonunun, yeni küçük yan projesini eğitmek için ChatGPT de dahil olmak üzere kendi sohbet robotlarının modellerini yetkisiz bir şekilde kullanmış olabileceği konusunda ödü kopmuş izlerken bu bölümü düşünmeden edemedim. Buna yol açan daha ucuz, daha açık, hisse fiyatlarını son derece düşüren DeepSeek.

DeepSeek haberi teknoloji borsasında hasara yol açarken, OpenAI burnunu mendille kapatarak bir açıklama yaptı: “DeepSeek’in modellerimizi uygun olmayan bir şekilde damıtmış olabileceğine ilişkin belirtilerin farkındayız ve bunları gözden geçiriyoruz, daha fazlasını öğrendikçe bilgileri paylaşacağız. Teknolojimizi korumak için agresif, koruyucu karşı tedbirler alıyoruz.” Oooooooooh! “Amerika’nın En Aptal Teknoloji Baronlarına Hoş Geldiniz” demek istiyorum, ama yapamam, çünkü sanırım hepimiz biliyoruz ki hiçbir yasa Sam’i en başta izinsiz kullandığı iddia edilen şeyler için suçlamaya kalkışmıyor. Şirketinin uygun olmayan yöntemlerle mağdur ettiği telif hakkı sahipleri için bir şeyler koparmaya çalışmak üzere açılan tüm davaların gecikmiş talepleri ne olursa olsun; iddia edilen hırsızlık, “iyi tip” bir hırsızlıktı.

Yani, başka bir deyişle, bir dakika, Sam, bize, Çin hedge fonunun sormadan tüm fikri mülkiyetini taradığını ve kendileri için aldığını söylemiyorsun, değil mi? Aman Tanrım, DÜŞÜNSENE?! Kullanılmış ve istismara uğramış hissediyor olmalısın. Finansal olarak suistimale uğramış. Yıllarca süren yaratıcılığın sanki başkasının yararına yapılmış gibi. Konakçı bir organizma gibi. Ahmak gibi. Dünyanın en akıl almaz iki yüzlüsü gibi.

Her neyse, Sam Altman’ı tanıyor musunuz? Sanırım neredeyse tanıdığım en kötü kişi olmaya başladı. Elon Musk, elbette yenilmesi gereken olumsuzluklar derebeyi olmaya devam ediyor, ancak dürüst olmak gerekirse, OpenAI patronunun ne kadar da süper rahatsız edici hale geldiğinin farkına varmaktan kaçınmak son derece zorlaşıyor. Fiziksel olarak, mükemmel bir başrol oyuncusu olduğunu düşünerek seçmelere gelen, ancak kurbanlarının her birinden bir ganimet alarak köpek gözlü yalnız oyuncu olarak rolü kapan bir aktöre benziyor. Sanırım o, komik bir şekilde öyle. Sam, her canlıyı bodrumuna toplamış, “Makinemi komutlarla beslemezse onu ıslatacağım … ” deyip duruyor[1]. Sanırım burada şunu söylemeliyim ki kendisi ve OpenAI tüm bunları inkâr ediyor. Yani insan yaratıcılığının izinsiz kazınmasını, ona bodrumunu soran var mı emin değilim, o yüzden bunu çözülmemiş olarak kabul edin.

Ama nerede kalmıştık? Ah evet: Altman yolculuğu. 2016‘da Sam “1930’larda Almanya’nın tarihine aşina olan herkes için” dedi, “Trump’ı eylemde izlemek ürperticiydi.” Pekâlâ, ya şimdi? Tamamen Sam’in kendi kaba benzetmesinden devam edersek, şimdi kendisi bir dilim pasta için şansölyenin yanına memnuniyetle sıkışan Alman sanayicilerden birine dönüşmüş görünüyor. Evet, kesinlikle, pastadan bir dilim için.

Ama dediğim gibi, bu Sam’in benzetmesi. Tavsiye ettiği kitaplar listesine göz atan herkes, bir havaalanı kitapçısının iş tarihi bölümüne çok fazla kök saldığını ve sonuç olarak Üçüncü Reich veya antik Roma ile bir karşılaştırma yapmak için kendisine güvenilmeyeceğini biliyor. Gelecek yıl önerdiği kitaplar listesinde yer almak istiyorsanız, Roma: Birinci Reich adlı bir şey osurması için ChatGPT’nin ücretsiz sürümünü edinin. Onu “büyüleyici”, “beklenmedik” ve “gerçekten düşündürücü” bulacaktır.

Söylemeye gerek yok, Sam şu anki Amerikan sezarının açılışında oradaydı. Görebildiğim kadarıyla, Trump’ın sözde gerçek kabinesinin önüne yerleştirilen teknoloji devlerinin arasında kendisini gösteremedi. Bununla birlikte, (youtuberlar, podcastçiler, enerji içeceği satıcıları ve “boksörler”) Jake ve Logan Paul ile gözünü pörtletmiş bir sohbetinin kayda alındığını belirtelim. Sanırım bu dönemin komik zevklerinden biri, yüzde yüz kendilerine okulda eşek şakası yapmış adamlarla ortak bir amaç için iş birliğine giren inekleri izlemek, çünkü artık hepsi zenginler. Paranın garip bir yan etkisi, çok kötü eşek şakaları yapan kişilerle şakanın yapıldığı kişileri birleştirmesidir.

Ne yazık ki, Silikon Vadisinin korkutucu patronlarının geri kalanı gibi, Sam de artık tüm hayatımızın bir gerçeği ve -tamamen yakınlaştığı Trump yönetimi ile birlikte- herkese DeepSeek hakkında nasıl düşünmeleri gerektiğini anlatıyor. Bu gerçekten önümüzdeki birkaç yılın kilit dinamiklerinden biri: Silikon Vadisi otoriterleri bize otoriter Çinlilerin yaptıkları konusunda çok endişelenmemiz gerektiğini söylediğinde, biz de son derece endişelenmeliyiz. Biz avamlar için seçenekler demokratik olmayan Çinliler tarafından verilerimizin çalınması ve kandırılmamız ya da post-demokratik tekno biraderler tarafımızdan verilerimizin çalınması ve kandırılmamız gibi gözüküyor. Yani bizim i̇çi̇n yine kırk katır mı, kırk satır mı?

Bu iktidarsız ve seçeneksizlikten daha kötü olan tek şey, Silikon Vadisi aşırı zenginlerinin her şey hakkında sızlanmalarını ve kendilerini savunmak için daha fazla kamu parası talep etmelerini dinlemek. Ama neden yapmasınlar ki? Sızlanmaları her zaman işe yarıyor. Ne zaman kendilerine gelen sübvansiyonları korurken diğer tüm devlet sübvansiyonlarından kurtulmamız gerektiğini söyleseler veya herkes gibi normal vergileri ödemek zorunda kalmaları durumunda inşaat projelerini durdurmakla tehdit etseler istediklerini elde ediyorlar. Zaten Trump’ın YZ çarı, OpenAI’nin fikri mülkiyetinin çalındığının “mümkün” olduğunu yardıma hazır bir şekilde söylüyor.

Girişimci ve yatırımcı Scott Galloway’ın birçok kez belirttiği gibi büyük teknoloji, dünyanın peşini asla bırakmayan en büyük refah istismarcısıdır. Hepsi kamu parasından büyük yararlar elde ettiler, sayısız vergi indiriminin peşine düştüler ve daha fazlasını talep ettiler. Onlarınki tek bir yardım olmadan yapılan kahramanca bir risk alma biçimi olmaktan çok, okul kermesi kapitalizmidir: Bir yetişkin, tüm malzemeleri satın alıyor, yemek pişirmenin çoğunu yapıyor ve sonunda çocuklar insanlığın iyiliği için kâr elde ettiklerini iddia ediyorlar.

Bu sırada uyarıda bulunmak, kenara itilen Kassandra’lara[2] kalıyor. Bu hafta, Kanadalı bilgisayar bilimcisi ve yapay zekânın vaftiz babası denilen Yoshua Bengio, DeepSeek’in şok ortaya çıkışı konusunda şu uyarıda bulundu: “Bu, başa baş bir yarış anlamına gelecek, ki bu genellikle YZ güvenliği açısından iyi bir şey değil.” Giderek artan kötü niyetli potansiyeline ve yeteneklerine karşı uyarmak için “yapay zekânın vaftiz babası” olarak tanımlanan birinin toplum önüne çıkmadığı bir gün bile geçmediğini fark etmişsinizdir. YZ’nin Uyuyan Güzel’den bile daha fazla vaftiz babası var gibi görünüyor. Ve maalesef birden fazla kayda değer dallaması.

Marina Hyde Guardian köşe yazarıdır

Bu yazı İngilizce orijinalinden Türkçe’ye Emre Kalaycı tarafından çevirilmiştir.

Kaynak: https://www.theguardian.com/commentisfree/2025/jan/31/tech-bros-deepseek-china-sam-altman-openai


[1] çn. Hem bodrum benzetmesi hem de bu cümle Kuzuların Sessizliği filmindeki seri katile bir gönderme. Seri katil filmde bodrumda tuttuğu derisini alacağı kişilerin belirli bir losyonu sürmesini istiyor, bunu yapmadıklarında onları yüksek basınçlı bir suyla ıslatıyordu.

[2] çn. Kassandra çevresini Truva atı’nın getireceği tehlikelere karşı uyarmaya çalışan Truva kralının kızıdır, ancak kimse onu dinlememiştir.

+ posts

bilgi@elyazmalari.com

Scroll to Top