TÜSİAD El Yükseltiyor

TÜSİAD’ın 12. Kalkınma Planı uygulanan tüm ekonomik reformları olumlarken, mümkün mertebede planın dışına çıkmamayı ve tedbirleri daha da sıkılaştırmayı salık veriyor. 12. Kalkınma Planı 2023 -2028 yıllarını kapsayan bizlerin daha çok Orta Vadeli Program (OVP) olarak aşina olduğumuz uygulamaları kapsıyor.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD ve Koç Üniversitesi katkılarıyla kurulan Ekonomik Araştırmalar Forumu’nun düzenlediği “2025 Yılında Türkiye Ekonomisi” başlıklı konferansında yaptığı konuşmada, kamuda tasarrufun artırılması telkininde bulundu. Turan, söz konusu adımları, “Ekonominin etkin işleyişine katkısı olmayan kamu harcama kalemlerinde ciddi tasarrufa gidilmesi gerektiğini Şimşek’e hitapla ifade etti.

OVP’nin uygulanmaya başlanmasından bugüne kadar geçen zaman diliminde ekonomi politikalarının yaratmış olduğu yıkım çok açık bir şekilde gündelik yaşamın her anına yansımışken şimdi patronlar kemerlerin daha da sıkılmasını istiyor.

Peki, neyden tasarruf etmemiz isteniyor? Temel yurttaşlık haklarından tabii ki. Patronlar; eğitim, sağlık gibi temel kamu hizmetlerinin ve kamu istihdamının daraltılmasını talep ediyor. Yani patronlar “Emekçi halkları ezdiğimiz yetmez şimdi pestilini çıkartalım” diyorlar.  

Saldırı Derinleşiyor

Salt 2025 bütçesinden patronlara getirilen vergi ve prim avantajları gibi devasa servet transferleri yetmemiş olacak ki, patronlar sağlık harcamalarının kamu maliyetlerinin düşürülmesini ve vatandaşlardan alınan ek ücretlerinin yüzde 500 artırılması talep ediyorlar.

Cumhurbaşkanlığı ve örtülü ödenek harcamalarının peşinden gidilmesi gerekirken, patronlar okullarda dağıtılacak bir öğün yemeğin maaliyetini hesaplıyor.

Çalışma yaşamları özel sektöre göre daha uygun olan kamu çalışanlarının kazanılmış tüm haklarını kaldırmak ve esnek/güvencesiz çalışmayı kamuda da kalıcılaştırmak için düğmeye basılıyor. Patronlar personel servis hizmetinin kaldırılmasıyla elde edilecek tasarrufun derdine düşüyor. TÜSİAD tüm çalışan sınıfın sosyal haklarının kısıtlandığı, reel ücretlerin gerilediği, kamu mallarının özelleştirildiği, sağlık, eğitim gibi temel hak ve hizmetlerin metalaştırıldığı bir düzen talep ederek her şeyin sermayeye hizmet etmesini istiyor.

Siyasiler tarafından kullanılan “program” ve “kalkınma” gibi ifadeler aslında emekçi halklara gelecek saldırıların boyutlarını gizlemek için perde rolünü üstlenir. Çok geçmeden anlaşılır ki halka yüksek maliyeti olacak kemer sıkma uygulamaları devreye girecektir. Şimdi sürekli “tasarruf” ifadesi revaçta. Tasarrufun bu dönem bu kadar çok vurgulanması içinde bulunmuş olduğumuz ekonomik açmazı ifade etmesi açısından önemli. Artık sermaye ve iktidarın açıktan uyguladıkları saldırının gizlemesi gereksinimi bile duyulmuyor.

Ancak tasarruf olan biteni açıklamakta yetersiz bir söylem. Sermaye tasarruf yoluyla halklara ödetilen diyetin ötesinde bir şey talep ediyor aslında. Sermaye bizden mutlak olarak biat etmemizi istiyor.

Kamu Kaynakları Nereye Harcanıyor?

TÜSİAD kamuda tasarruf tedbirlerinin izini sürerken, nedense kamudan sermayeye akan servetin izi bir anda kayboluyor. Bu anlamda 2025 yılı Yatırım Programı’nda kamu kurumları tarafından yürütülecek projelerin toplam tutarı yaklaşık 10.599,5 milyar lira olup, söz konusu projelere tahsis edilen toplam ödenek miktarı ise 1 trilyon 444,4 milyar lira oldu. Program kapsamında 2025 yılında 3 bin 783’ü ana proje olmak üzere, toplam 14 bin 238 proje yürütülmesi öngörülüyor.

Bu projeler kapsamındaki 2025 yılı ödeneklerinin yaklaşık yüzde 42’si sağlık sektörüne, yüzde 16,7’si konut sektörüne, yüzde 13,2’si ulaştırma-haberleşme sektörüne ayrıldı. Bu paylar yap işlet devret, KİT ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlara aktarılacak. Yani kamu kaynakları sermayeye akacak. Her defasında sermayeyi ihya etmek, adrese teslim ihaleleri yapmak için değişikliğe uğrayan Kamu İhale Yasası muhtemelen AKP tarihinde en fazla değişikliğe uğrayan yasal mevzuattır.

Söz konusu yurttaş olunca patronlar ve iktidar hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarlıyor: tasarruf. Tasarruf adı altında sermaye ve iktidar milyonlarca emekçinin yaşamlarına göz koymuştur.

Türkiye Sermayesinin Amirali TÜSİAD

Neoliberal dönemin emek-sermaye ilişkisinde ibrenin sermayeden yana olması, sermayenin tarihinde en önemli güç ilişkisinde daha belirgin hale gelmesi şüphesiz emek cephesindeki zayıflığın yaratmış olduğu bir olgudur.

Yoğun bir sermaye birikimi ile bunun sonucunda ortaya çıkan sürekli büyüme ve kâr arttırma zorunluluğu sermayenin varlığı için yaşamsal. Ancak gerek dünya ekonomisinin gerekse erken kapitalistleşmiş ülkelerin ekonomik büyüme temposunun yavaşlaması kâr oranların düşüşü ile açığa çıkan yapısal sorun aşılabilmiş değil. Bu eşiğin aşılması için sermaye, maliyeti Türkiye’de olduğu gibi küresel düzeyde de emekçi halklara fatura ediliyor.

Türkiye sermayenin mevcut birikim yapısını sürdürebilmek ve uluslararası fiyatlarla rekabet edebilmek için emek üzerinde tahakkümünü arttırmak ve ücretleri baskılamak seçeneği ilk uygulanan ve tercih edilen yöntem oluyor. Tabii ki bu tercih sermaye ile emeğin güç ilişkisindeki konumuna yaslanıyor.

TÜSİAD’ın talebi kamuda yaratılacak tasarruf kalemleriyle sınırlı değil. Topyekûn çalışma rejimini dönüştürecek, esnek ve güvencesiz çalışmayı mutlaklaştıracak bir emek rejimi inşa etmek isteniyor. Sermayenin artan ölçüde belirleyici olması beraberinde kapitalizmin temel işleyişinin toplumsal ilişkiler üzerinde daha bir egemen hale gelmesine yol açmıştır.

Sermaye, “yeni nesil esnek çalışma projesi” adı altında güvencesizliği yaygınlaştırılıp, kalıcılaştırılmakta, emek rejimini neoliberal içeriklerle biçimlendirmekte ısrarcıdır. TÜSİAD yayımladığı “geleceği inşa” programında esnek çalışmanın geniş yer almasının nedeni budur. TÜSİAD’ın esnek çalışmanın başına getirdiği “güvenceli” ifadesiyle uydurduğu “güvenceli esneklik” tamlaması tamamen bir algı yönetimidir. İşçilere emekçilere, TÜSİAD’ın asıl hedefi olan esnek çalışmayı açık etmesi açısından önemlidir. Sermaye, savaşımın çıtasını yükseltiyor, işçilerin kazanılmış olan tüm haklarının aynı anda gasp etmek için harekete geçiyor.

+ posts

serkannar@elyazmalari.com

Scroll to Top