11 Mayıs günü Rusya ordusu Harkov bölgesinde yeni bir saldırı başlattı. Ordu sınır boyunca nüfusun bulunduğu bölgelere girip yer edinmeye çalışıyor ve sınır bölgelerini sürekli ateş altında tutuyor. Volçansk en yoğun bombardımana maruz kalan yer ve tahliyeler başladı. Ukrayna Savunma Bakanlığı, Rusya’nın Volçansk yakınlarındaki saldırılarını kabul etti. Başkan Zelenskiy, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin bu tür gelişmelere hazır olduğunu belirtti. Ancak iki yılı aşkın süredir devam eden savaş neticesinde tamamen batı yardımlarına bağımlı olan Ukrayna, nüfus sorunundan kaynaklı gelişen askersizlik nedeniyle bu yeni cephede savunma hattı kurup onu tutacak bir insan gücüne sahip bulunmuyor. Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron da buna işaret ederek artık AB ve NATO’nun direkt asker göndermesi gerektiğinin altını çizmişti. Ancak hem AB içinde hem de ABD’de Rusya ile sıcak savaşa girmeyi göze alabilen başka kimse çıkmadı. Yılbaşından bu yana mühimmat sorunu yaşayan Ukrayna, başta topçu mermisi olmak üzere çeşitli silah ve savaş aracına ihtiyaç duyuyor. NATO’nun ve AB’nin bunu karşılayacak kapasitesi olmadığı gibi, ABD senatosu da yardımlarda geç kalmış durumda. Her şey yolunda gitse bile Ukrayna’nın cepheye gönderecek yedek askerinin bile kalmadığı devletin üst mercilerinden itiraf gibi açıklamalarla ifade edildi. Hâli hazırda Rusya yeni cephedeki ilk taarruzu için 30 bin asker sevk etmişken, 510 bin civarı askerin de savaşa hazırlandığı belirtiyor.
Rusya’nın Stratejisi
Ukrayna’nın asker gücünün çok sınırlı olduğu geçtiğimiz sonbahardaki karşı taarruzda gerçekleştirdiği hamlelerinden anlaşılıyordu. Bunların yanı sıra ordu içindeki yolsuzluklar, yeni açılan Harkov cephesine doğru düzgün bir savunma hattı örülmemesinin ve sınır tahkimatı bulunmamasının sebebini açıklıyor. Rusya ise savaşın ilk yıllarında yaşadığı hezimetten ders çıkarıp ülkeyi olduğu gibi bir savaş ekonomisine çevirerek silah sanayisini güçlendirmiş, bu yönde istihdamı arttırarak işsizliği oldukça azaltmayı başarmıştır. Ayrıca yaptırımlardan etkilenmemek adına Çin ve İran ile dış ilişkilerini ve ticaretini güçlendirmiş, bu sayede de ekonomik sorunlar kısa süre içerisinde göğüslenerek aşılmıştır. Şimdiye kadar işgal ettiği topraklarda Ukrayna’nın iyice yıprandığı ve batı yardımlarının da kesintiye uğradığı geçtiğimiz 6 aylık dönemde de Rusya iyi bir savunma hattı tahkim ederek egemenliğini pekiştirmiştir. Bu sebeple Ukrayna’ya diz çöktürmek ve bu zayıf halinden fayda sağlamak amacıyla yeni cephe açmış ve yenilerini de kuvvetle muhtemel açacaktır. Zira Ukrayna sözde batının desteğini almış görünse de aslında önümüzde duran Ukrayna’nın yalnızlığıdır.
Ukrayna’nın Yalnızlığı
Ukrayna’nın 2023 yaz sonunda başlattığı kısa süreli karşı taarruzda elde ettiği küçük kazanımlar moral olmuş olsa da onun batıya bağımlı bir ekonomiye ve askeri güce sahip olması, kaynaklar kesildiğinde elini ve kolunu bağlıyor. Tam da bu sebeple ABD yardımlarının gecikmesi, AB’nin topçu mermisi bulma konusundaki hantallığı ve NATO ile AB ülkelerinin silah üretim kapasitesinin yetersizliği Ukrayna’yı son süreçte zor durumda bıraktı. Ayrıca çeşitli savaş araçlarını temin eden ülkelerin sürekli olarak Kiev’e direktifte bulunması da Ukrayna ordusunu çoğu zaman zora sokuyor. Örneğin, ABD verdiği silahların Rusya topraklarına karşı kullanımına izin vermiyor, Almanya da benzer şekilde “tank veririm ama kendini savunursun” diyor. Bu yüzden Rusya’ya karşı Ukrayna tarafından gerçekleştirilen tüm sabotaj eylemleri ancak İHA’larla mümkün oluyor, ama onların da etkisi çok sınırlı.
Hemen hemen her Ukrayna savaşına dair yazılan çizilen makalede net bir şekilde altı çizilen sorun Ukrayna’nın nüfus sorunudur. Kendi nüfusunun askerlik yapabilecek çağında olan yaklaşık 7 milyonluk kısmı savaş başlarken ülkeyi terk etmişti. Ukrayna’nın yalnızlığı aynı zamanda doğusu ve batısı arasındaki kültürel farklılığın derinliğinden de kaynaklanıyor. Güç kaybettikçe komşuları Macaristan ve Polonya’nın tarihsel toprak iddialarını gündeme getirmeye başlayarak nabız yokladığını gördükçe hem içeride hem dışarıda hem de savaş meydanında korkunç bir yalnızlık içinde olduklarını tanımlamış olmam sanıyorum doğru olmuştur. Ukrayna’nın içinde bulunduğu mevcut durum sadece silah simsarlarının iştahını kabartıyor.
Türkiye’de Silah Ticareti
Ukrayna’nın altı aydan uzun süredir cephe hattında topçu mermisi sıkıntısı olduğu biliniyor. Rusya tarafı günde 10 bine yakın top mermisi atabilirken Ukrayna için bu sayı 2-3 bin arasına kadar düşmüş durumda. Ocak ayında Çekya 155 mm kalibreli 1 milyon adet topçu mermisi temin edebileceğini ve bunun için AB yardım paketinin onaylanması gerektiğini bildirmişti. Aradan geçen yaklaşık 5 aya rağmen ancak haziran ayında 180 bin adetlik bölümünün teslim edileceği bilgisi var. ABD NATO üzerinden Türkiye’deki fazla mühimmatı göndermeyi planlarken Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi bunu veto etmişti[1]. Bu sebeple ABD Türkiye’de bu topçu mermilerini üretecek fabrika kurulmasına ön ayak oldu. Tabii ki bu durum bir günde meydana gelmiş değil, muhtemelen savaş başladıktan bu yana tasavvur edilen bir silah ticaret planıdır. Geçtiğimiz ay Türkiye ile ABD arasında bu söz konusu 155 mmlik top mermisi için devasa bir ihracat anlaşması imzalandı[2]. Savaşı takip edenler bilir, bu mermi ABD’ye değil Ukrayna’ya lazım. Türkiye ABD’ye ihraç edecek ve yardım paketi kapsamında ABD de Ukrayna’ya sevkiyatı yapacak.
Sonuç
Savaşın ekonomik külfeti batıyı da etkilediğinden, batılı ülkelerin halkları hükümetlerine bu yardımlar konusunda da baskı oluşturuyor. ABD’de de ise İsrail – Filistin savaşı Ukrayna savaşından daha fazla öncelendiği için Ukrayna son süreçte büyük ölçüde yalnız kaldı. Yıpratma savaşının iyiden iyiye uzaması Ukrayna’yı parçalanmaya doğru sürüklüyor. Zira batılı ülkeler mevcut toprakların savunulması ve daha fazla yer kaybının engellenmesi stratejisini Ukrayna’ya dayatıyor. Ancak böyle devam ederse yani mühimmat ve asker sorunu çözülmezse, Rusya yeni cephelerle Ukrayna’da daha büyük bir alanı işgal edebilir. ABD’nin Türkiye üzerinden top mermisi yardımlarını Fransa, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ve Yunanistan veto ettiği için NATO eliyle bir çözüm gerçekleşemedi ve çare olarak NATO’yu baypas eden bir yatırım desteklenmiş oldu. Tüm bunların ışığında Ukrayna’nın temel problemi olan nüfus sorununu bir şekilde çözemediği takdirde savaş uzadıkça yenilginin yaklaşacağını görmek için stratejist ya da savaş analisti olmaya gerek yok. Bu sorunu çözmek için sayı olarak yetersiz olan yedek askerleri eğitecek zaman ve ekipman da olmadığı gibi onları eğitecek NATO subayları Rusya ve eski Sovyet askeri mantığını bilmediği için de şu iki yıllık savaş sürecinde çok işlevli olduklarını söyleyemeyiz. Geriye tek yol Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un dediği gibi savaşa direkt dahil olarak Avrupa’yı Rusya tehdidinden (!) kurtarmak olacaktır. Ki bu da fiili olarak cepheleri iyice genişlemiş üçüncü bir emperyalist paylaşım savaşına kapı aralayacaktır.
Dipnotlar
[1] https://www.gazeteduvar.com.tr/ukrayna-icin-top-mermisi-dev-fabrika-arsasini-kim-aldi-makale-1693471
[2] https://www.gazeteduvar.com.tr/155-mmlik-mermiyle-buyuyen-yeni-savas-tuccari-kim-makale-1684310
efecan.ozcan@yandex.com