Küba’nın Kasırgaya Müdahalesi Bir Sosyal Dayanışma Modelidir – Brynley A. Lloyd

El Yazmaları’nın Notu: 2016 yılında gerçekleşen Matthew Kasırgası’nın ardından Küba’nın kasırgaya müdahalesi oldukça tartışılmış ve örnek gösterilmişti. Küba’nın kasırgaya müdahalesini değerlendiren bu yazıyı ülkemizdeki deprem felaketinin ardından yaşanan devletin “müdahalesi” tartışmalarına katkı sunması açısından siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.

Matthew Kasırgası Atlantik Okyanusu üzerinde kaybolurken, birçok ülke bir başka yıkıcı fırtınanın ardından toparlanma gibi ürkütücü bir görevle karşı karşıya. Can kayıpları yürek burkuyor. 2010’daki depremin ve ardından gelen kolera salgınının yaralarını sarmaya devam eden Haiti’de ölü sayısı 1000’i aştı. Yüz binlerce kişi acil insani yardıma ihtiyaç duyarken, birçok toplumun dış dünyayla bağlantısı kesilmiş durumda. Bu yazı yazıldığı sırada Amerika Birleşik Devletleri’nde 34, Dominik Cumhuriyeti’nde dört ve St Vincent ve Grenadinler’de bir ölüm vakası rapor edildi.

Küba’da kasırga adanın doğu ucunu harap etti ve Baracoa şehrinde büyük hasara yol açtı, ancak fırtına can kaybına yol açmadan geldi geçti. Bu yoksul ada ülkesinin Kategori 4 fırtınasına can kaybı olmadan dayanabilmesi dikkate değerdir, ancak bu bir mucize ya da basitçe bir şans değildir.

Kübalılar geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca afetlere karşı ulusal hazırlık ve müdahale konusunda muhtemelen dünyanın en kapsamlı modelini geliştirdiler. Ülkenin ulusal yayın kuruluşu Cubavision’a göre, geçtiğimiz hafta bir milyon Kübalı -ülkenin bütün nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u- fırtınanın tehdit ettiği bölgelerden tahliye edildi. Böyle bir çabanın koordinasyon ve verimlilik düzeyi olağanüstüdür ve Küba sosyal modelinin dayanıklılığının bir kanıtıdır.

Bir kasırga Küba’ya yaklaştığında, yaşamları korumak için ülkenin kaynaklarını bir araya getirmek üzere dikkatle planlanmış ve iyi prova edilmiş bir çaba harekete geçirilir. Ulusal düzeyde, Küba Sivil Savunma yönetimi, yaklaşan tehdit hakkında halkı bilgilendirmek için tüm medya üzerinden yayınlar yapar. Devlete ait otobüsler, kamyonlar ve diğer araçlar sele maruz kalan bölgelerin tahliyesine yardımcı olmak üzere görevlendirilir ve ihtiyacı olanlara barınak, yiyecek ve tıbbi yardım sağlamak için merkezler kurulur.

Yerel düzeyde, tahliyeler tek tek sokaklara kadar organize edilir ve bina sorumluları, yaşlılar ve engelliler, çocuklar ve hamile kadınlar da dahil olmak üzere en savunmasız kişilerin güvenli bir yere taşınmasını sağlar. Her kasırga sezonu başlamadan önce, her mahalledeki Devrimi Savunma Komiteleri (CDR’ler) tahliye planlarını gözden geçirmek ve güncellemekten sorumludur.

Küba’nın belki de en büyük zenginliği iyi bilgilendirilmiş vatandaşlarıdır. Tahliye emirlerine uyum neredeyse sorunsuzdur, çünkü ülkede okul müfredatının bir parçası olarak erken yaşlarda başlayan ve topluluk düzeyinde devam eden kapsamlı eğitim ve simülasyon tatbikatları yapılmaktadır.

Bu topluluk planlaması ve ekip çalışması modeli, ABD’nin doğal afetlere müdahalesini büyük ölçüde karakterize eden düzensiz, tek başına hareket etme yaklaşımıyla tam bir tezat oluşturmaktadır.

Matthew Kasırgası’nda tanık olduğumuz gibi, Amerikalı aileler tahliye edilmeleri konusunda uyarılıyor ancak bunu yapmaları için onlara çok az yardım veya yönlendirme yapılıyor. Parası olanlar benzin depolarını doldurup kalabalık otoyollara ya da havaalanlarına koşuyor. Gidecek yeri ya da oraya gidecek parası olmayanlar ise kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Özellikle ölümcül bir kasırga karaya ulaştığında ve can kayıpları arttığında, Katrina sırasında gördüğümüz gibi, orantısız bir şekilde yaşlı ve yoksul 1.836 kişi hayatını kaybettiğinde, kaderlerinden dolayı suçlananlar genellikle kurbanların kendileridir.

Bu iki model arasındaki nihai fark nedir? Kamu politikaları düşünce kuruluşu Center for International Policy’ye göre Amerikalıların bir kasırgada ölme olasılığı Kübalılardan 15 kat daha fazladır. Haiti gibi, ne organize bir tahliyeyi kolaylaştıracak bir kamu sisteminin ne de gelişigüzel bir tahliyeyi karşılayabilecek bir ulusal ulaşım altyapısının olduğu yerlerde sonuçlar genellikle felaket oluyor.

Küba’nın olağanüstü afete hazırlık sistemi, adanın halk sağlığı, eğitim ve sosyal dayanışma alanlarında kaydettiği daha geniş çaplı başarıları birçok yönden yansıtmaktadır. Küba’nın yoksulluğuna, hasta altyapısına ve ülkeyi bir asırdan uzun bir süredir en doğal ticaret ortağından koparan ekonomik ablukaya rağmen, Kübalılar yenilik yapmanın, sebat etmenin ve birbirlerine sahip çıkmanın yollarını bulmaya devam ediyor.

(Bu yazı İngilizceden Türkçeye Max Zirngast tarafından çevrilmiştir. Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz: https://www.peoplesworld.org/article/cubas-hurricane-response-a-model-of-social-solidarity/ )