ABD bir yüzyıl içinde Almanya’yı üçüncü kez yendi – Michael Hudson

 

El Yazmaları’nın Notu: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, küresel güçler arasındaki paylaşım savaşına dair tartışmaları yaygınlaştırıyor. Bu tartışmalara katkı sağlamak amacıyla, ABD ve Almanya arasındaki ilişkilere dair önemli bilgiler sunan Michael Hudson’un yazısını siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.

 

MIC, OGAM ve FIRE[1] Sektörleri NATO’yu Fethediyor

1970’lerde Hudson Enstitüsü’nde birlikte çalıştığım eski patronum Herman Kahn’ın halka açık toplantılarda kullandığı bir konuşma seti vardı. Los Angeles’ta lisedeyken öğretmenlerinin, çoğu liberalin 1940’larda ve 50’lerde söylediği şeyi söylediklerini ifade etti: “Savaşlar hiçbir şeyi çözmedi.” Sanki savaşlar hiçbir şeyi değiştirmemişlerdi – ve bu nedenle savaşılmamalıydı.

Herman aynı fikirde değildi ve savaşların dünya tarihinde çözdüğü ya da en azından değiştirdiği her şeyin listesini yaptı. Haklıydı ve elbette Ukrayna’daki bugünün Yeni Soğuk Savaş çatışmasında her iki tarafın da amacı bu.

Sorulması gereken soru, bugünün Yeni Soğuk Savaşı’nın neyi değiştirmeye veya “çözmeye” çalıştığıdır. Bu soruyu cevaplamak için savaşı kimin başlattığını sormak yardımcı olabilir. Her zaman iki taraf vardır – saldırgan ve saldırıya uğrayan. Saldırgan belirlediği sonuçları elde etmeye niyetlenir ve saldırıya uğrayan ise saldırganın istenmediği sonuçları arayarak avantaj elde etmeye çalışır. Bu durumda, her iki taraf da tasarlanmış sonuçları ve özel çıkarlarından oluşan düelloya girişirler.

1991’den beri aktif askeri güç ve saldırgan taraf ABD olmuştur. Varşova Paktı ülkelerinin ve NATO’nun karşılıklı silahsızlandırılmasını reddederken, hiçbir “barış vaadi” yoktu. Bunun yerine, Clinton ve müteakip yönetimler tarafından NATO aracılığıyla yeni bir askeri genişlemeyi sağlamak için yürütülen ABD politikası, Batı Avrupa ve Amerika kıtasındaki müttefiklerinin dış politikasını onların iç siyasi alanlarından ABD odaklı “ulusal güvenlik” (adlandırılmaması gereken özel çıkarlar için kullanılan kelime) denilen kliğe kaydırmak şeklinde 30 yıllık bir temettü ödedi. NATO, iç ekonomik çıkarlara hükmetme noktası da dahil olmak üzere Avrupa’nın dış politikasını belirleyen yapı haline geldi.

Son zamanlarda Rusya’nın Ukrayna’daki 2014 sonrası neo-Nazi Maiden rejimi tarafından Ukrayna’daki Rus karşıtı etnik şiddetin yaygınlaştırılarak kışkırtılması, NATO müttefikleri ve diğer Dolar Bölgesi uyduları Çin ve Rusya ile ticaret ve yatırımı artırmak için büyük kazanç fırsatlarını gördükçe ABD çıkarlarının onlar üzerindeki ekonomik ve siyasi kontrolünü kaybetme korkusuna yanıt olarak bir hesaplaşmaya zorlamayı amaçlıyordu (ve başardı da).

ABD’nin amaçlarının ve çıkarlarının tehdit edildiğini anlamak için, ABD siyasetini ve “kliğini”æ, yani demokratik siyasete bakarak açıklanamayacak olan hükümetin merkezi planlamasını anlamak gerekir. Bu, seçim bölgelerini veya eyaletlerini temsil eden ABD senatörlerinin ve kongre temsilcilerinin siyaseti değildir.

ABD Dış Politikasını Üç Oligarşi Kontrol Ediyor

ABD’nin ekonomi ve dış politikasını Cumhuriyetçilerin ve Demokratların siyasi politikasından ziyade askeri-sanayi kompleksi, petrol ve gaz (ve madencilik) kompleksi ve bankacılık ve emlak kompleksi açısından görmek daha gerçekçi. Kilit senatörler ve kongre temsilcileri, eyaletlerini ve bölgelerini, başlıca siyasi kampanyaya katkıda bulunanların ekonomik ve mali çıkarları kadar temsil etmiyorlar. Bir Venn şeması, günümüzün Citizens United[2] sonrası dünyasında, ABD politikacılarının seçmenleri değil, kampanyalarına katkıda bulunanları temsil ettiğini gösterecektir. Ve bu katkıda bulunanlar temel olarak üç ana bloğa ayrılır.

Üç ana oligarşik grup, politikalarını yürütecek kişileri Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’na yerleştirmek için Senato ve Kongre’nin kontrolünü satın almıştır.

Birincisi, Askeri-Sanayi Kompleksidir (MIC)—Raytheon, Boeing ve Lockheed-Martin gibi silah üreticileri, fabrikalarını ve istihdamlarını neredeyse her eyalette ve özellikle önemli Kongre komitesi başkanlarının seçildiği Kongre bölgelerinde geniş ölçüde çeşitlendirdiler. Ekonomik temelleri, her şeyden önce NATO’ya, Yakın Doğu petrol ihracatçılarına ve ödemeler dengesi fazlası olan diğer ülkelere silah satışlarından elde edilen tekel rantıdır. Bu şirketler için hisse senetleri, Rus saldırısı haberi üzerine hemen yükseldi ve yatırımcılar, (Seymour Melman’ın tanımladığı gibi) maliyet artı kâr sağlayan “Pentagon kapitalizmi” dünyasında savaş sanayilerine tekel kârları için garantili bir ulusal güvenlik şemsiyesi sağlayacağını fark ettikleri için, iki günlük bir borsa dalgalanmasına yol açtılar. Kaliforniya ve Washington’dan senatörler ve Kongre temsilcileri, geleneksel olarak, katı savaş yanlısı Güney ile birlikte MIC’yi temsil ettiler. Geçen haftaki askeri tırmanış, NATO’ya ve diğer ABD müttefiklerine silah satışlarında artış vaat ediyor ve bu politikacıların gerçek bileşenlerini zenginleştiriyor. Almanya, silah harcamalarını GSYİH’nin %2’sinin üzerine çıkarmayı hemen kabul etti.

İkinci büyük oligarşik blok, Amerika’nın doğal kaynaklarını sömüren ve çöplerini çoğunlukla atmosfere, okyanuslara ve su kaynaklarına boşaltan şirketlere tanınan özel vergi kayırmacılığına dayanan madencilikten (OGAM) rant çıkaran petrol ve gaz sektörüdür. Konut ve diğer varlıklarda sermaye kazançlarını ve ekonomik rantı en üst düzeye çıkarmak isteyen bankacılık ve gayrimenkul sektörü gibi, bu OGAM sektörünün amacı, doğal kaynak rantını en üst seviyeye çıkarmak için enerji ve hammadde fiyatını en üst düzeye çıkarmaktır. Kuzey Akım 2 boru hattı Batı Avrupa ve Rusya ekonomilerini daha sıkı bir şekilde birbirine bağlamakla tehdit ettiğinden, Dolar Bölgesi’nin petrol piyasasını tekelleştirmek ve Rus petrol ve gazından izole etmek bir yıldan fazla bir süredir ABD’nin başlıca önceliği oldu.

Petrol, gaz ve madencilik operasyonları her ABD oylama bölgesinde yer almadığı gibi yatırımcıları da öyledir. Teksas ve diğer Batılı petrol üreticisi ve madencilik eyaletlerinden gelen senatörler, önde gelen OGAM lobicileridir ve Dışişleri Bakanlığı, sektörün özel vergi indirimleri için bir ulusal güvenlik şemsiyesi sağlayan petrol sektörünün ağır etkisine sahiptir. Diğer siyasi amaç ise petrol, gaz ve kömürü alternatif enerji kaynaklarıyla değiştirmeye yönelik çevreci baskıları görmezden gelmek ve reddetmektir. Buna göre Biden yönetimi, açık deniz sondajının genişletilmesine arka çıktı, Kanada boru hattını Athabasca katranı kumlarındaki dünyanın en kirli petrol kaynağını destekledi ve ABD’de kaya gazı çıkarılmasının yeniden canlanmasını kutladı.

Bunun dış politikadaki uzantısı, petrol, gaz ve madenciliğinin kontrolünü OGAM şirketlerine bırakmayan yabancı ülkelerin dünya pazarlarında ABD’li tedarikçilerle rekabet etmesini önlemektir. Rusya’yı (ve İran’ı) Batı pazarlarından izole etmek, petrol ve gaz arzını azaltacak ve buna bağlı olarak fiyatları ve şirket kârlarını artıracaktır.

Üçüncü büyük oligarşik grup, Avrupa’nın toprak kiralarıyla yaşayan feodalizm sonrası toprak aristokrasisinin modern finans-kapitalist halefi olan simbiyotik Finans, Sigorta ve Gayrimenkul (FIRE) sektörüdür. Günümüz dünyasında çoğu konutun sahibi tarafından işgal edilmesiyle (2008 sonrası Obama Tahliyeleri dalgasından bu yana keskin bir şekilde artan ev sahipliğini kaybetme oranlarına rağmen), arazi rantı büyük ölçüde bankacılık sektörüne ipotek faizi ve (banka kredisi konut fiyatlarını şişirdiği için artan borç/öz sermaye oranlarından dolayı) borç amortismanı şeklinde ödenmektedir. ABD ve İngiliz banka kredilerinin yaklaşık yüzde 80’i gayrimenkul sektörüne veriliyor ve sermaye kazançları yaratmak için arazi fiyatlarını şişiriyor – ki bu da mal sahipleri için fiilen vergiden muaf oldukları anlamına geliyor.

Wall Street merkezli bu bankacılık ve gayrimenkul bloğu, MIC’den bile daha geniş bir bölgesel temele dayanmaktadır. Wall Street’ten gelerek New York senatörü olan Chuck Schumer, uzun süredir kredi kartı endüstrisinden Delaware’in eski Senatörü olan Joe Biden ve sigorta sektörünün merkezi olan Connecticut’ın senatörleri tarafından desteklenen Senato’ya başkanlık ediyor. Bu sektörün yurtiçindeki amacı, arazi rantını ve artan arazi rantından kaynaklanan “sermaye” kazançlarını en üst düzeye çıkarmaktır. Uluslararası olarak FIRE sektörünün amacı, temel hizmetlerin (sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim ve bilgi teknolojisi gibi) ücretlerini sübvanse ederek yaşama maliyetini ve iş yapma maliyetini azaltmak yerine rant peşinde koşan tekellerin maksimum kâr elde etmeleri için devlet altyapısını ve kamu hizmetlerini dönüştürmek yani (her şeyden önce ABD’nin elindeki kredi yaratma ayrıcalığını güvenceye almak için) yabancı ekonomileri özelleştirmektir. Ve Wall Street her zaman petrol ve gaz sanayisiyle (yani Rockefeller’ın hâkim olduğu Citigroup ve Chase Manhattan bankacılık holdingleri) yakından ilişkilenmiştir.

FIRE, MIC ve OGAM sektörleri, günümüzün sanayi sonrası finans kapitalizmine hâkim olan üç rantiye sektördür. MIC ve OGAM hisseleri arttıkça ortak servetleri yükseldi. Ve Rusya’yı Batı finans sisteminden (ve şimdi kısmen SWIFT’ten[3]) dışlama hamleleri, Avrupa ekonomilerini Rus enerjisinden yalıtmanın olumsuz etkileriyle birleştiğinde, dolarize finansal menkul kıymetlere girişi teşvik etme vaadinde bulunuyor.

Başta belirtildiği gibi, ABD ekonomi ve dış politikasını Cumhuriyetçilerin ve Demokratların siyasi politikasından ziyade bu üç rantiye sektöre dayalı kompleksler açısından incelemek daha yararlıdır. Kilit senatörler ve kongre temsilcileri, eyaletlerini ve bölgelerini, başlıca bağışçılarının ekonomik ve mali çıkarları kadar temsil etmiyorlar. Bu nedenle, bugün ABD dış politikasında ne imalat ne de tarım baskın bir rol oynamaktadır. Amerika’nın üç baskın rantiye grubunun politik amaçlarının yakın olması, emeğin ve hatta MIC’nin ötesindeki sanayi sermayesinin çıkarlarını altüst ediyor. Bu yakınlık, günümüzün sanayi sonrası finans kapitalizminin tanımlayıcı özelliğidir. Temelde bu, emek ve sanayi sermayesi siyasetinden bağımsız olan ekonomik rant arayışına dönüştür.

Bugün izlenmesi gereken dinamik, bu oligarşik kliğin çıkarını neden Rusya’yı, Moskova’ya  yönelik daha geniş Batı tehditleriyle birlikte, Ukrayna’nın Rusça konuşulan doğu bölgeleri olan Luhansk ve Donetsk’e yönelik giderek artan şiddetli saldırılara direnmesi için Putin’in ölüm kalım meselesi olarak gördüğü şeye teşvik etmekte gördüğüdür.

Yeni Soğuk Savaş’ın Rantiye “Kliğinin” Beklenen Sonuçları

Başkan Biden’ın açıkladığı gibi, ABD tarafından düzenlenen mevcut askeri tırmanış (“Ayıyı Kışkırt”) gerçekten Ukrayna ile ilgili değil. Biden, başlangıçta hiçbir ABD askerinin dahil olmayacağına söz verdi. Ancak bir yıldan fazla bir süredir Almanya’dan sanayisine ve konutlarına düşük fiyatlı gaz tedarik edecek Kuzey Akım 2 boru hattını engellemesini ve çok daha yüksek fiyatlı ABD’li tedarikçilere yönelmesini talep ediyor.

ABD’li yetkililer önce boru hattının inşaatının tamamlanmasını durdurmaya çalıştı. İnşaata yardım eden firmalara yaptırım uygulandı ama sonunda Rusya boru hattını kendisi tamamladı. ABD baskısı daha sonra, Almanya’nın ve Avrupa’nın geri kalanının, muhtemelen bazı siyasi veya ekonomik tavizler elde etmek için Rusya’nın doğalgazı kapatmasından kaynaklanan bir Ulusal Güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olduğunu iddia ederek, geleneksel olarak uysal Alman politikacılara döndü. Rusların belirli talepleri olabileceği düşünülemezdi ve bu yüzden olası talepler belirsiz ve küçük bir leke olarak düşünüldü. Almanya, Kuzey Akım 2’nin resmen faaliyete geçmesine izin vermeyi reddetti.

Günümüzün Yeni Soğuk Savaşı’nın önemli bir amacı, ABD’nin sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sevkiyatları için piyasayı tekelleştirmektir. Hâlihazırda Donald Trump’ın başkanlığı döneminde Angela Merkel, Alman kullanımı için doğalgaz getirmek üzere ABD tanker gemilerinin yanaşacağı yeni liman tesisleri inşa etmek için 1 milyar dolar harcama sözü vermeye zorlandı. Kasım 2020’de Demokratların seçim zaferi ve ardından Merkel’in Almanya’nın siyaset sahnesinden emekli olması, bu liman yatırımının iptal edilmesine yol açtı. İptal kararı Almanya’ya evlerini ısıtmak, elektrik tesislerine güç sağlamak ve gübre sanayisi için hammadde ve dolayısıyla çiftlik verimliliğinin korunması için Rus gazını ithal etmek dışında bir çare bırakmadı.

Dolayısıyla, NATO’nun Rusya ile karşı karşıya gelmesinde ABD’nin en acil stratejik amacı, her şeyden önce Almanya’nın aleyhine olacak şekilde petrol ve gaz fiyatlarını yükseltmektir. ABD petrol şirketleri için kâr ve borsa kazançları yaratmanın yanı sıra, daha yüksek enerji fiyatlarıyla Alman ekonomisinin gücünün çoğunu alacaktır. Bu, ABD’nin Almanya’yı bir yüzyılda üçüncü kez mağlup etmesi gibi görünüyor – her seferinde ithalat ve politik liderlik için ABD’ye giderek daha fazla bağımlı olan Alman ekonomisi üzerinde ABD kontrolünü artırıyor ve NATO, herhangi bir yerel milliyetçi direnişe karşı etkili bir kontrol sağlıyor.

Daha yüksek benzin, ısıtma ve diğer enerji fiyatları da ABD’li tüketicilere ve diğer ulusların tüketicilerine (özellikle enerji açığı olan Küresel Güney ekonomilerine) zarar verecek ve ABD’nin aile bütçesinden yerli mal ve hizmetlere daha az harcama yapılacaktır. Bu, marjinalleştirilmiş ev sahiplerini ve yatırımcıları sıkıştırabilir ve ABD’de konut ve ticari mülk sahipliğinin kaybedilmesinin daha da yoğunlaşmasına ve diğer ülkelerde yükselen ısıtma ve enerji maliyetleriyle karşı karşıya kalan sıkıntılı emlak sahiplerinin mülklerinin satın alınmasına yol açabilir. Ancak bu, sanayi sonrası klik tarafından tali hasar olarak kabul edilir.

Başta buğday olmak üzere gıda fiyatları da artacak (Rusya ve Ukrayna, dünya buğday ihracatının yüzde 25’ini gerçekleştiriyor). Bu, gıda açığı olan birçok Yakın Doğu ve Küresel Güney ülkesini sıkıştıracak, ödemeler dengesini kötüleştirecek ve dış borç temerrütlerini tehdit edecek.

Rus hammadde ihracatı, para birimi ve SWIFT yaptırımlarına yanıt olarak Rusya tarafından engellenebilir. Rusya, (üretimin ana maliyeti olarak çok fazla elektrik tüketilmektedir ve bu metali daha pahalı hale getirecektir) kobalt, paladyum, nikel ve alüminyum dahil olmak üzere temel malzemelerin tedarik zincirlerinde kırılmalarla tehdit edebilir. Çin kendisini tehdit edilecek sıradaki ulus olarak görmeye karar verir ve ABD’nin ticaret ve mali savaşına karşı ortak bir protestoda Rusya’ya katılırsa, Batı ekonomileri ciddi bir şokla karşılaşabilir.

ABD’nin Yeni Soğuk Savaşçılarının uzun vadeli hayali, Rusya’yı parçalamak ya da en azından Yeltsin/Harvard Boys’un yönetim kleptokrasisini, oligarkların özelleştirmeleri Batı borsalarında nakde çevirmek istediği düzeni yeniden kurmaktır. OGAM hâlâ Yukos ve Gazprom’un çoğunluğunun kontrolünü satın almanın hayalini kuruyor. Wall Street, bir Rus borsası patlamasını yeniden yaratmayı çok isterdi. Ve MIC yatırımcıları, tüm bunları gerçekleştirmeye yardımcı olmak için daha fazla silah satma ihtimalini mutlu bir şekilde bekliyorlar.

Rusya’nın Amerika’nın İstenmeyen Sonuçlarından Yararlanma Niyetleri

Rusya ne istiyor? En acil olarak, Maidan katliamı ve darbesinin 2014’te uygulamaya koyduğu neo-Nazi Rus karşıtı çekirdeği ortadan kaldırmak. Ukrayna, Rusya için Donetsk, Luhansk ve Kırım’a Rus yanlılarının hâkim olması anlamına gelecek şekilde etkisizleştirilecek. Amaç, Ukrayna’nın Çeçenistan ve Gürcistan gibi ABD tarafından düzenlenen Rus karşıtı hareketlerin sahne alanı haline gelmesini önlemek.

Rusya’nın uzun vadeli hedefi, Avrupa’yı NATO ve ABD egemenliğinden uzaklaştırmak ve bu süreçte Çin ile birlikte ekonomik olarak bütünleşmiş bir Avrasya merkezli yeni birçok kutuplu dünya düzeni yaratmaktır. Amaç, NATO’yu tamamen dağıtmak ve ardından Rusya’nın zorladığı geniş silahsızlanma ve nükleer silahlardan arındırma politikalarını teşvik etmektir. Bu, yalnızca ABD silahlarının başka ülkeler tarafından alımlarını azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekteki ABD askeri maceracılığına karşı yaptırımlara yol açabilir. Bu Amerika’nın, dolarsızlaştırma hızlandıkça askeri operasyonlarını finanse etme konusunda daha az yeteneğe sahip olmasına neden olacak.

Bilgili herhangi bir gözlemci için (1) NATO’nun amacının savunma değil saldırganlık olduğu ve (2) NATO’nun eski Sovyetler Birliği’nin kalıntılarından fethedebileceği başka bir bölge olmadığına göre, Avrupa’nın NATO üyeliğinin devamından bir şey kazanıp kazanmayacağı açık olmalıdır. Rusya’nın bir daha asla Avrupa’yı işgal etmeyeceği açık. NATO’nun Rusya’ya doğru yeni üyelerle genişlemesini ve Novorossiya’ya yönelik NATO destekli saldırıları geri almaktan başka, Rusya’nın Ukrayna’yla savaşarak kazanacak hiçbir şeyi yoktu.

Avrupalı milliyetçi liderler (Avrupa solu büyük ölçüde ABD yanlısıdır), Rusya’da barışçıl yatırımlarla ihracat satışları yapma ve kâr etme seçeneğini kaybederken -ve belki de Çin’i de kaybederken- ülkelerinin neden sadece kendilerini tehlikeye atan ABD silahları için ödeme yapmaları, ABD’nin sıvılaştırılmış doğal gazı ve enerjisi için daha yüksek fiyatlar ödemeleri, tahıl ve Rus üretimi hammaddeler için daha fazla ödemeleri gerektiğini soracak mı?

Afganistan’ın rezervlerinin yakın zamanda çalınmasının (ve İngiltere’nin Venezuela’nın İngiltere’deki altın stoklarına el koymasının) ardından ABD’nin Rus para rezervlerine el koyması, her ülkenin Dolar Standardına bağlılığını ve dolayısıyla doların dünyadaki merkez bankaların döviz tasarruflarının aracı olma rolünü tehdit ediyor. Bu, Rusya ve Çin’in karşılıklı olarak birbirlerinin para birimlerine sahip olmalarına dayalı olarak başlattığı uluslararası dolarsızlaştırma sürecini hızlandıracak.

Uzun vadede, Rusya’nın ABD’nin hâkim olduğu IMF ve Dünya Bankası’na bir alternatif oluşturmada Çin’e katılması muhtemeldir. Rusya’nın Ukraynalı Nazileri tutuklamak ve savaş suçları davası açmak istediğini açıklaması, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri zaferinin ardından Lahey Mahkemesi’ne alternatif kurulacağını ima ediyor gibi görünüyor. Yalnızca yeni bir uluslararası mahkeme, Ukrayna’nın neo-Nazi liderliğinden Nürnberg yasalarında tanımlanan insanlığa karşı suçlardan sorumlu ABD yetkililerine kadar uzanan savaş suçlularını yargılayabilir.

Amerikan Kliği Gerçekten NATO Savaşının Sonuçlarını Düşündü Mü?

ABD’nin Çin’i Rusya’nın Ukrayna’ya girişini kınamak için kendisine katılması gerektiğine ikna etme girişimlerine bakmak neredeyse kara mizah. ABD dış politikasının en büyük istenmeyen sonucu, Rusya ve Çin’in kendilerinin yanı sıra İran, Orta Asya ve diğer ülkelerle birlikte Tek Kuşak Tek Yol Girişimi’nde[4] beraber hareket etmeleri olmuştur.

Rusya yeni bir dünya düzeni yaratmanın hayalini kuruyordu, ancak dünyayı tamamen yeni bir düzene sürükleyen ABD maceracılığı oldu – Avrupa ekonomisi esasen parçalara ayrıldığı ve ABD’nin de Rusya ve Afganistan’dan aldıklarıyla kalakaldığı ve gelecekte destek almaya yeteneği olmadığından, varsayılan kazanan olarak Çin’in hâkim olduğu bir düzen görülüyor.

Ve yukarıda yazdığım her şey, Rusya ve ABD’nin atom alarmına geçmesi nedeniyle çoktan eskimiş olabilir. Tek umudum, Putin ve Biden’ın, Rusya Britanya ve Brüksel’e hidrojen bombası atarsa, birbirlerini bombalamama konusunda aralarında şeytanların (beyefendilerin değil) anlaşmasının olacağı konusunda hemfikir olmaları.

Böyle bir konuşmayla, 50 yıl önce Herman Kahn ile yaptığım tartışmalara geri döndüm. Kahn, atom savaşı anlamına gelen Düşünülemeyeni Düşünmek’i yazdığı için oldukça popüler oldu. Dr. Strangelove’da parodisinin yapıldığı gibi, gerçekten de hayatta kalanların olacağını söylemişti. Ancak kendisi için atom bombasının hemen altında olmayı umduğunu çünkü hayatta kalmak istediği dünyanın böyle bir dünya olmadığını da eklemişti.

 

(Bu yazı İngilizceden Türkçeye Caner Malatya tarafından çevrilmiştir. Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz: https://mronline.org/2022/02/28/america-defeats-germany-for-the-third-time-in-a-century/ )

[1] MIC: Askeri-Sanayi kompleksi. OGAM: Madencilikten rant elde eden petrol ve gaz sektörü. FIRE: Finans, Sigorta ve Gayrimenkul sektörü. (ç.n.).

[2] ABD’de faaliyet gösteren bir siyasi gruptur. 2010 yılında grup, şirketlerin ve sendikaların federal seçimlerle bağlantılı olarak harcama yapmasını yasaklayan bir federal yasayı anayasaya aykırı bularak iptal edilmesini sağlayan “Citizens United vs FEC” davasını kazanmıştı. (ç.n.).

[3] Dünyadaki bütün bankalar arasında elektronik fon transferi standardı sağlayan sistem. (ç.n.).

[4] Çin’in Tarihi İpek Yolu’nun modern versiyonu oluşturarak Avrupa, Asya ve Afrika ticaret yollarını birleştirme projesi. (ç.n.).