Biraz Umut Biraz Temkinlilik Çokça da Mücadele

Krizler ve mücadeleler dolu 2021 yılının sonu, gelecek yılı umutla karşılamaya sevk edecek zaferle geldi. Neoliberalizmin laboratuvarı, ABD’nin kirli politikalarının deneme tahtası olan Şili’de solun adayı Gabriel Boric başkan seçildi. Boric’in başkan seçilmesi Latin Amerika’daki sol dalganın bütün baskılara ve darbelere rağmen büyüyerek devam ettiğini gösteriyor. Fakat faşizmi meyilini saklamayan rakibi Kast’ın ciddi oranda oy alması ve ABD’nin arka bahçesine saldırmaktan hiç vazgeçmeyecek olması temkinliliğin de gerekli olduğuna işaret ediyor. 

Umut Taşıyor 

Bütün dünyada 2010’lu yılların resmen direniş abidesine dönüşen Şili’de alınan seçim zaferi, her şeyden önce Latin Amerika’da yüzyıllardır süren mücadelenin bitmeyeceğinin bir göstergesi.

Geçtiğimiz yüzyılda neredeyse bölgenin her ülkesinde gerçekleşen kanlı darbelerle, katliamlarla devrimcilere, işçilere, emekçilere ve yerli halklara boyun eğdirilmeye çalışıldı.

Buna karşılık verilen mücadele 21. yüzyılın başındaki “pembe dalga”yla bölgede Kolombiya dışında bütün ülkelerde solun iktidara gelmesiyle zafere ulaşmıştı.

Fakat Chavez’in ölümü, yapılan yolsuzluklar, bürokratikleşme, ABD’nin işbirlikçi çetelerinin saldırıları ve askeri darbeler solun gerilemesine neden oldu. Fakat darbenin ardından Bolivya seçimlerini tekrardan sosyalistlerin kazanması ve geçtiğimiz günlerde Şili’de Boric’in ve Honduras’ta Xiomara Castro seçilmesi sol dalganın küllerinden tekrar doğmakta olduğunu gösteriyor. 

Şili özelinde bu zafer hiç tesadüf değil. 2010’ların başlarında Şili’deki üniversite öğrencilerinin eylemlerinden (liderlerinden biri de Boric idi) liseli öğrencilerin eylemine, pandemi öncesinde yolsuzluğa ve yoksulluğa karşı eylemlerden Kurucu Meclis istemine kadar uzanan uzun bir mücadele tarihinde inşa edilen bir zafer bu. Ve bu zafer dünyadaki işçilere, emekçilere ve halklara uzun süren baskılara ve şiddete rağmen mücadelenin galip geleceğine dair umudu taşıyor. 

Diğer yandan bu zafer sosyalist solun, halkın ihtiyaçları doğrultusunda ve birlikte hareket ettiği takdirde iktidarı almasının umudunu da taşıyor. Sosyalist çeşitli bileşenlerini bir araya getiren “Apruebo Dignidad” (Haysiyeti Onaylayın) senato (%19,6) ve meclis (%20,9) seçimlerinden ikinci çıksa da; başkanlık seçiminin ikinci turunda ilk turun galibi, babası Alman Nazi partisinin üyesi, kadın ve LGBTİ+ düşmanı, Trump ve Bolsonaro hayranı ve küresel finans-kapitalin desteklediği Kast’a karşı demokratik güçleri bir araya getirmeyi başararak %55,9 ile galip geldi. Kurucu Meclis seçimlerinde olduğu gibi sınıfsal taleplerin yanı sıra halkın demokratik istemlerinin bir araya getirilmesi ve sosyalist solun birlikteliğinin sürmesi geleceğe umutla bakmamıza neden oluyor. 

Mücadele Şart 

Şili her ne kadar “umut” taşısa da hem kendi tarihi hem de bölgenin makus talihi temkinli olmamıza işaret ediyor. Bölgedeki devrimcilere karşı insanlık tarihinin en çirkin şiddetlerini (işkence, katliamlar, kaybetmeler) uygulamaktan çekinmeyen ABD ve onun işbirlikçileri, sosyalistlere saldırmaktan vazgeçmeyeceklerdir.  

Öte yandan Şili’nin yaşadığı derin ekonomik kriz, kriz nedeniyle seçim programında KOBİ’lere verilmek zorunda kalınan tavizler[1], senato ve mecliste merkez-sağın çoğunlukta olması Boric ve sosyalist solu önümüzdeki dönemde zorlayacak meseleler olarak duruyor. 

Boric’in seçim programına baktığımızda, yaşanabilecek zorluklara karşı halkın geniş kesiminin desteğini almayı hedeflediği görülüyor. Emekli maaşlarını yükseltme, çalışma saatini 40 saate indirme, artan oranlı vergi sistemi, öğrencilerin eğitim borcunun silinmesi ve eğitimin hak olarak görülerek ücretsizleştirilmesi, Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı’nın güçlendirilmesi, LGBTI+’ların haklarının verilmesi ve işletmelere trans işçi kotası konulması, tarım işçilerine yönelik iyileştirmeler vb. başlıkların bulunduğu program uygulandığı takdirde sosyalistlerin Şili halkıyla bütünleşerek baskıları ve zorlukları aşabilmesi oldukça mümkün.

Bütün bunlarla birlikte sokaktaki mücadeleyle pişmiş, özellikle kadın hareketi bütün dünyadaki kadın hareketlerinin direnişine öncü olmuş, işçileri ve emekçileri madenlerden tarlalara kadar mücadeleyi büyütmüş, keza üniversitesinden lisesine kadar öğrencileri dünyayı oynatmış Şili halkı zorlukları aşabilme yeteneği ve azminde olduğunu gösteriyor. Şili halkının dünyaya taşıdığı bu umudun ve mücadelenin 2022 yılında bütün işçilere, emekçilere ve halklara yayılma olasılığı oldukça yüksek.  

Umutla kuşanıp, temkinliliği elden bırakmadan mücadele büyütüldüğü takdirde neden olmasın? 

Dipnot:

[1] https://sendika.org/2021/12/sol-program-ve-talepler-uzerine-boric-silide-ne-vadediyor-640998/