Kadın Hakları İhlallerinde İktidarın Yargı Reformu ve 5. Yargı Paketi

AKP iktidarının daha erişilebilir, insan hakları temelli, güvenilir ve kaliteli bir yargı sistemi sözüyle yola çıktığı yargı reformu sürecinde 5. Yargı Paketi tartışmalar ile beraber geçtiğimiz günlerde meclise getirildi. 24 Kasım günü TBMM genel kurulunda kabul edildi. Düzenlemeye dair söylemlerin altının boş olması, düzenlemenin toplumsal ihtiyaçlara cevap üretmekten uzak olmakla beraber birçok maddesinin muğlak ve yetersiz oluşu da daha farklı krizlere sebep olacak gibi.

Krizler sarmalı içinde kendine çıkış yolu arayan iktidarın yargı reformu ile kendine yeni bir alan açmayı, diğer yandan yargıyı tahakküm altına almayı hedeflediği açık. İktidar koalisyonunun kendi yarattığı toplumsal ihtiyaçlara çözüm üretmesi zaten beklenemezdi. Her yargı paketi sürecinde gündeme alınan ve en çok da kadınlara yönelik hak gaspları içeren yine 5. Yargı Paketi sürecinde de tartışmalara neden olan konulara biraz daha yakından bakalım.

Yeni Toplumun İnşasında Kutsal Aile Adına Boşanmaları Engellemek

Yargıyı, muhafazakâr rejime uygun toplumu dizayn etmede zor aracı olarak başta kadınlar olmak üzere halk güçlerine karşı bir sopa gibi kullanan iktidar kurumsallaştırmaya çalıştığı muhafazakâr rejimin temeline “kutsal aile”yi koyarak diyanet eliyle bu yapıyı makbul kadın üzerinden inşa etmeye çalışıyor.

Hedefinde çoğu kez marjinal diye nitelendirdiği hakları hayatları için mücadele eden kadınlar var. Bu yüzdendir ki her yargı paketi çalışmasında kadın haklarına yönelik saldırılar, hak gaspları gündeme geliyor.

Erdoğan, kişilerin mahkemeye gitmeden çözüme ulaşacakları, böylece mahkemelerin yükünün hafiflemesini sağlayacak olan sulh komisyonlarının her ilde açılacağını duyurdu. İktidarın sözcülüğünü yapan Akit Gazetesi erken yaşta evliliklerin önünü açacak, çocuğun istismarcıyla evlendiği takdirde istismarcıya af getirecek ve nafaka hakkına yönelik sınırlandırma getirecek düzenlemenin de 5. Yargı Paketi’nde yer alacağını müjdeledi(!) ve paket meclisten geçti. Tartışılan konular 5. Yargı Paketi’nde yer almasa da gündeme getirilmesi dahi büyük tehlikeler içeren bu söylem ve önerilere kadınlardan cevap gecikmedi. 

“Aklınızdan Bile Geçirmeyin!”

Kadın örgütleri ve STK’lar ilk olarak 2016’da gündeme getirilen çocuk istismarcılarına yönelik af yasası teklifini mücadele sonucu geri çektirmişlerdi. Bu düzenlemenin tekrar gündeme gelmesiyle kadınlar, “Bu yasayı getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin” diyerek bunun karşısında duracaklarını söylüyorlar.

Nafaka Hakkına Dokunma! 

Nafakanın süreli olması ne anlama geliyor? Yasada var olan uygulamanın aksine, iktidarın algı yönetimiyle “nafakanın sınırsız ve haksız olduğu”nun gündeme getirilmesi sonrası nafakanın süreli olmasına ilişkin düzenleme tartışılmaya başlandı. Kanun maddesinde cinsiyet ayrımı yapılmazken genelde nafaka alan tarafın kadınlar olduğu ve bu durumun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığının kabulü iktidarın pek de işine gelmiyor. Kadın yoksulluğu, kadının ekonomik bağımlılığı, şiddete maruz kalması, toplumsal cinsiyet rollerinde dezavantajlı oluşu gibi meseleler yok sayılırken boşanmalarda çocuk bakımının daha çok kadın üzerine bırakıldığı bir gerçeklikte nafaka hakkına yönelen saldırıların kadınların aile, ev, şiddet sarmalına mecbur bırakılmasının da önünü açıyor. Bu da kadının ev içi emeğinin değersizleştirilmesine sebep oluyor. Kadınlar “Yaşamsal önem taşıyan nafaka hakkına dokunma” diyerek mücadeleyi sürdürüyor.

“Şiddetin Olduğu Yerde Uzlaşma Olmaz!”

5. Yargı Paketi’nde yer almasa da her ilde kurulacağı söylenen sulh hukuk komisyonlarının henüz hangi alanlardaki uyuşmazlığı kapsayacağı bilinmiyor ancak iktidarın daha önce de gündeme getirdiği aile hukukuna ilişkin konuların uzlaşmaya tabi olacağı yönündeki söylemlerine istinaden sulh komisyonlarının bu anlamda tehlike oluşturduğu açık. Bu uygulamanın boşanmayı engellemek adına boşanma aşamasındaki kişileri bu fikirden vazgeçirmeyi amaçladığını tahmin etmek zor değil. Bunun bir çözüm olmayacağı gibi bu uygulama kadınların şiddete, tehdide maruz bırakılmasına sebep olacaktır.

5. Yargı Paketi’nde Neler Var?

İcra İflas Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi 54 maddeden oluşuyor. Tartışmaya konu olan birçok maddesi olsa da en çok tartışılan maddeye hem kadınların hem çocukların can güvenliğine yönelik tehdit barındıran  “çocuk teslimine ilişkin düzenleme” ye, dikkatli bakılması gerekir. Düzenlemede aile mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları, Adalet Bakanlığı’nın Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri müdürlükleri tarafından yerine getirilecek. Düzenlemenin devamında teslim yerinin bu müdürlüklerce belirleneceği, teslimin gerçekleşmemesi durumunda kollukla zorla alınacağı ve karşı tarafın talebi üzerine velayetin değiştirilebileceği yer alıyor.

İktidarın çocuğun üstün yararının gözetildiğine dair söylemlerinin yüzeysel kaldığı açık. Düzenlemede somut ve bütünsel bir çözüm sunulmadığı gibi çocuk, anne baba arasında paylaşılacak bir nesne gibi görülüyor. Boşanma aşamasında ve sonrasında kadının bir şiddet tehdidi altında olduğu hallerde çocuk tesliminin nasıl gerçekleşeceği, müdürlükçe seçilen teslim yerlerinde olası bir şiddete karşı kadın ve çocuk için nasıl güvenli bir ortam sağlanacağına dair de bir tedbir bulunmuyor.

Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin çocukların gözü önünde gerçekleştiği, çocuğun kadına karşı bir tehdit olarak kullanılırken zarar gördüğü gerçekliği karşısında somut bir tedbir olmaması açısından da düzenleme oldukça yetersiz.

Yine çocuk tesliminin mağdur hizmetleri müdürlüğünce gerçekleşmesinde boşanmanın baştan kötü olduğu ve boşanma sonucu çocukların mağdur olacağı yönünde bir algı yaratıldığı ve bu düzenlemenin iktidarın kutsal aile dayatmasına hizmet ettiği de gözden kaçırılacak gibi değil. 

Peki, Ya Kadınlar?

İktidarın yargı reformunun da kadın düşmanı politikaların bir uzantısı olduğu aşikâr. “Kadın cinayetleri azaldı, kadına yönelik şiddet abartılıyor” söylemlerini sürdüren iktidarın her fırsatta kadınların kazanılmış haklarına saldırdığını görüyoruz. Bu saldırıların karşısında kadınlar direnciyle güçlü bir muhalefet oluşturuyor. Hakları, hayatları, emekleri ve özgürlükleri için direnmeye, sokaklarda olmaya, barikatları yıkmaya devam eden kadınlar iktidarın yeni rejimi kurumsallaştırma hamlelerini zora sokmaya devam edecektir.