5. Yargı Paketinin Hedefi Kadınlar

Kapitalizmin derinleşen krizinden çıkış için, tüm dünyada ve Türkiye’de savaş, sömürü ve talan politikaları yeni normal olarak dayatılmakta.

Türkiye’de işçi sınıfının ve halk güçlerinin çizdiği ufacık sınırlara bile tahammül edecek durumda olmayan sermaye, iktidar koalisyonu eliyle önündeki duvarları bir bir yıkarak sınırsız bir sömürü düzeni oluşturmak istiyor.

Devletin kendisi haline gelen iktidar koalisyonu, bir yandan sermayeye sınırsız sömürü olanakları sunarken öte yandan kurumsallaştırmaya çalıştığı faşist rejimle bu olanakları garanti altına almak istiyor. İktidar koalisyonu ve sermayenin farklı fraksiyonları arasında sürtüşmeler yaşansa da yapılan bu politikalar sermayenin bütünü için hayati bir önem taşımakta.

Ancak iktidar koalisyonu; içindeki çıkar çatışmaları, halk güçlerinin teslim alınamaması, yönetememe krizi, dış politikadaki sıkışmışlıkları bir türlü çözemiyor.

Kendisini sıkıştıran tüm krizlere rağmen iktidara dört elle sarılan bir iktidar koalisyonu ile karşı karşıyayız. Bir krizler yumağı içerisinde hem birbirleriyle hem de sermayenin farklı fraksiyonlarıyla çatışma halindeler. Bu çatışma birbirlerine muhtaç oldukları gerçeğini değiştirmiyor elbette. Kırılgan bir dengenin üzerinde birbirlerine üstün gelmeye çalışıyorlar.

İktidar koalisyonu ve sermayenin tüm fraksiyonlarının birbirleriyle ittifakını güçlendiren bir büyük savaş daha var. Halk güçleri ve işçi sınıfına karşı verdikleri bu çetin savaş birbirlerinden kolayca vazgeçememelerini sağlıyor.

Bu savaşın önemli cephelerinden biri de kadınlara karşı açılmış durumda. İktidar koalisyonu tarafından körüklenen erkek şiddeti, yasal çerçevede de meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bunun son örneği olarak 5. Yargı Paketini görmekteyiz.

İktidar koalisyonunun sınıfsal olarak durduğu noktada meşru yollardan rıza üretebileceği kanallar kapalı. Halk güçleri bütünüyle köşeye sıkıştırılmaya çalışılırken toplumun bir kesimi üzerinde hegemonyasını güçlendirmeye çalışan iktidar koalisyonu, bunu toplumsal çürümüşlüğün önünü tamamen açarak yapmaya çalışıyor. Meşruiyetini ise Diyanet ve desteklediği cemaatler üzerinden kontrol altına almaya çalıştığı bir toplumsal kesimi “Erdoğanist İslam yorumu” üzerinden konsolide ederek sağlamaya çalışıyor.

Ancak halkta yarattığı öfkenin boyutu o kadar yüksek ki bu da yetmeyecektir. Bu yüzden şiddetin dozunu da sürekli arttırarak, toplumun büyük kısmını sindirerek ve çürüterek teslim aldığı toplumsal kesimi bu şiddete suç ortağı yaparak yol almaya çalıştığı görülüyor.

5.Yargı Paketi Bu Saldırıların Neresinde Duruyor?

İktidar koalisyonu, suç ortağı haline getirmeye çalıştığı toplumsal kesimi, milliyetçilik, din ve erkeklik üzerinden konsolide etmeye çalışmakta.

Kadın ve çocuk düşmanlığının önünün durmadan açılması, sermaye ve iktidar koalisyonuna sağlayacağı yararların yanında, sözcülüğünü Akit’in üstlendiği bu kesimin konsolidasyonu için de önemli görülüyor.

Bu yüzden kadın ve çocuk düşmanlığını ideolojisinin temellerinden biri olarak alan iktidar koalisyonu; milyonlarca kadının direnişine rağmen erkek şiddetinin önünü açmaktan imtina etmiyor.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını geri çekmesi; mahkemelerin yaşamını savunan kadınları cezalandırırken, tecavüzcüleri, çocuk istismarcılarını tutuksuz yargılayıp, kadın katillerine iyi hal indirimleri vermesi; “Yeni Türkiye’nin” tecavüzle yargılanan güvenlik güçlerinin simgesi olan Musa Orhan’ın açtığı “hakaret” davaları sonucu tazminatlar kazanması gibi onlarca hamleyle erkek şiddetinin önü tamamen açılıyor.

Son olarak, yeni yargı reformu olarak sunulan 5. Yargı Paketi çalışmalarının başladığı ilan edildi. 5. Yargı Paketi kapsamında konuşulan düzenlemeler kadın ve çocuklara yönelik ciddi tehlikeler barındırıyor.

EŞİK’in verdiği bilgiye göre bu muhtemel düzenlemeler;[1]

Boşanan kadına bağlanan yoksulluk nafakasının süresinin 2-3 yıl olarak kısaltılmasıyla birlikte kadınların boşanmalarının zorlaştırılması,

Çocuk istismarcılarına af ve çocuk haczi adı altında bir algı çarpıtması yapılan boşanmış veya ayrı yaşayan ebeveynlerden babanın çocukla ilişkisini düzenleyen yasada değişiklik. Bu yasa değişikliğiyle pedagog, polis memuru ve icra memuru eşliğinde can güvenliği tehdidi olan kadınların çocuğu teslim ettiği prosedürün değiştirilip, bütün bunlar ortadan kaldırılarak çocuk teslimi yapılması öngörülüyor.

Bütün illerde Sulh Komisyonlarının oluşturulması ile boşanmalarda, şiddet davalarında arabuluculuk ve uzlaştırma girişimleri oluşturmak ve bununla kadılık müessesinin önünün açılabilmesi,

Evlilik adı altında çocuk istismarlarına af getirilmesi.

şeklinde özetlenebilir.

Deneyimlerimiz bu maddelerin ve daha fazlasının iktidar koalisyonun masasında olabileceğini doğruluyor. Ancak kadın direnişi ve kadınların yaptırım gücü ağırlığını koruyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış sürecinde de kadınların direnişi iktidar koalisyonunun içinde çatlak oluşturabilmiş ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışa bir süre engel olabilmişti.

Sonrasında iktidar koalisyonunun büyük bir gerilimi göze almasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılabilmiş olsa da kadınların geri adım attığı bir durum sağlanamamıştı.

5. Yargı Paketi’nin, erkek şiddetinin önünün tamamen açılması ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış sürecinin devamı olarak kadınların karşısına getiriliyor olması muhtemeldir.

İktidar koalisyonunun kadınlara yönelik başlattığı savaşın nihai sonucunu kadınların direnişte ve örgütlülükteki ısrarı belirleyecektir.

[1] https://www.gazeteduvar.com.tr/esikten-yasalara-dokunma-uygula-kampanyasi-5inci-yargi-paketi-tehlikesi-haber-1539047