Deniz Salyası mı Kâr Salyası mı?

Ekolojik ve toplumsal olayların birbirini belirlediği, ekolojik yıkımların bağlantılarının domino etkisi yarattığı sürecin arka planını bir bir deneyimliyor, kar ve rant için ilerleyenlerin, bilimden uzak adımlarının sonuçlarını görüyoruz. Bu sonuçlardan biri de deniz kirliliğinin gözle görülür hali olan deniz salyası. Doğa tahribatının varacağı noktanın fragmanı adeta.

Canlıların ekolojik yıkımın sonuçlarını kusması olarak tarifleyeceğimiz deniz salyası, kar için sermayenin akıttığı salya ile doğru orantılı olarak artış gösteriyor.

Nedir Bu Deniz Salyası?

Deniz salyası olarak bilinen müsilaj sümüksü kaygan bir salgıdır. Deniz ekosistemlerinde besin zincirinin ilk basamağını oluşturan fitoplankton denen mikroskobik fotosentez yapan canlıların bıraktıkları bir salgı.

Müsilaj, doğal salgıdır evet ama Marmara Denizi’nde gördüğümüz müsilaj tabakası doğal değil, doğanın bozulmasına canlıların verdiği tepki.

Ekolojik yıkımın yoğun olduğu, her türlü adımın atıldığı Marmara bölgesinde, Marmara Denizi’nin ekolojik müdahalelere çıkardığı seslerden biri deniz salyası.

Deniz ekosistemlerinin dengesini bozan endüstriyel faaliyetler, çarpık kentleşme, aşırı inşaat çalışmaları, deniz suyu ile soğutma yapan enerji santralleri, nüfusun bir yere yığılmasına sebep olan mega projeler, artan evsel atıklar, deniz trafiği, turizm faaliyetleri, kıyı ekosistemlerini yok eden deniz dolguları, kirlilik vs.

Marmara bölgesi için bu yukarda saydıklarımızın hepsi adım adım deneyimlediğimiz, Marmara Denizi’nin dünyanın en kirli denizlerinden biri olmasına sebep olan ve sonucu deniz salyası olarak vuku bulan durumlar.

Endüstriyel, zirai ve evsel atıklar denizdeki kirliliği ve bulanıklığı arttırırken, güneş ışınların emilimini ve deniz sıcaklığının artışını tetikliyor. Bu duruma Marmara Denizi’nin jeolojik yapısı, iç deniz olması faktörü de eklenince deniz salyası kaçınılmaz sonuç olarak giriyor hayatımıza.

Deniz üstünde beyaz köpük bir tabaka görüntüsü, deniz canlıların kirlilikle baş etmek için verdiği savaşın işareti.  

Deniz salyası, ışığın derinlere geçmesinin azalması, oksijenin azalması ve dolayısıyla birçok deniz canlısının yok olması, tür çeşitliliğinin günden güne azalması, deniz ekosisteminin bozulması, kirliliğe toleransı fazla olan canlıların artışı gibi birbirini tetikleyen sonuçlar doğuruyor.

 Deniz Salyasının Öğrettikleri

Deniz salyasının ne zaman yok olacağı belli değil, yok edilse bile Marmara Denizi eski haline dönmeyecek, yok olan canlılar geri gelmeyecek, balıkların ve midyelerin kirlilik birikimi onları yiyenlerde sağlık sorunlarına sebep olabilecek ve belki de yaşanabilecek ortam azalacağı için insanların göçü artacak.

Atıkların arıtılmadan deniz diplerine borularla deşarj edilmesi durumu, neoliberal kentleşme ile beraber gelen bir yöntem. Doğaya müdahalelerin sonuçlarını 20 -30 yıllık bir süreçte görmüş olduk. Yani doğa talanının etkilerini deneyimlemek için nesiller ya da uzun yıllar geçmesine gerek yok artık. Çok daha kısa sürelerde bu olumsuzlukların hayatlarımızı etkileyeceği aşikâr.

Ekolojik Yıkımda Suç Ortaklığı

Cebini doldurmaya odaklanan, doğanın yeşilini doların yeşiline dönüştürmek gayesiyle hareket eden sermayedarların, doğa talanında sermayenin önünü açan iktidarın, deniz salyasını gündemine bile almayıp Kanal İstanbul projesinin başlangıç tarihini müjdeleyenlerin, ekoloji örgütleri ve bilim insanları ile ortak iş yapmaktan kaçınan yerel yönetimlerin, ekolojik tahribata kulaklarını tıkayan bilim camiasının farklı oranlarda suç ortaklığı var bu ekolojik yıkımda. Etkilenenler ise deniz ekosistemi, yoksullar, geçimini balıkçılık ile sağlamaya çalışanlar oluyor.

Ekolojik müdahaleler nasıl zincirleme sonuç yaratıyorsa, direnişlerin de birbirini zincirleme tetikleyerek büyüteceği ve doğa talanının olumsuz etkisinin daha görünür olacağı günlerden geçiyoruz. İkizdere’de taş ocağına karşı çıkanların talepleri ve öfkesi, Van’da maden ocağına karşı çıkanlarla buluşuyor. Tam da bu yüzden iktidar yerel direnişleri bölmek ve kutuplaştırmak için adımlar atıyor ama nafile, doğa ve yaşam alanı için yapılan direnişler doğal ortaklığı ile ilerliyor ve ilerlemeye devam edecek.