Gezinin Altıncı Yıldönümünde, Herkese Merhaba!

Başka bir dünyanın mümkün olduğuna dair inanç, bir dizi kriz tarafından aşındırılmaya çalışılıyor. 

İçinde bulunduğumuz dünya, sanki hep böyle devam edecekmiş gibi, kapalı ve tamamlanmış bir “şey”miş gibi gösterilmeye çalışılıyor.

Alternatif, eşitlikçi, adil, dayanışmacı, doğa ile barışık toplum tahayyülleri uzun bir zamandır dünya genelinde krizde. Şüphesiz yaşananlara karşı hoşnutsuzluklar giderek artıyor. Ama çoğu zaman bu hoşnutsuzluklar, öfke patlamaları ya da düzenin çarpıklığını teşhir eden eylemler, mevcut toplumu gerçek anlamda değiştirerek, demokratik, sınıfsız, patriyarkal olmayan, ekolojik bir toplumu inşa denemelerini hayal etmek bile oldukça az. Savunmacı ve kazanılmış hakları korumak için yürütülen mücadeleler dışında, yeniyi kurucu eylemler nadir olarak gerçekleşiyor.

Gezi, o nadir anlardan biriydi. Bütün eksiklikleriyle birlikte o böyle bir deneyim idi. İktidarı bu kadar sarsması, korkutması ve dengesini bozması bundandı. 

Bugün Gezi davalarındaki iddianamelere yansıyan dil ve içerik, Gezi heyulasının onlar için halen ne kadar korkunç olduğunu gösteriyor.

Gezi geçmişin bitmiş romantik bir anı değil, geleceğin toplumunun nüvesidir. 

O, 21. yüzyıl Türkiye’sinde yeni bir toplum özleminin ilk ve en büyük ifadesiydi. O, Demokratik Cumhuriyet özleminin radikal ifadesiydi.

El Yazmaları olarak Gezi’nin yıldönümüne denk gelen bir tarihte çıkmayı anlamlı bulduk. Salt rastlantısal bir tarih olduğu için değil. 

El Yazmaları’nın Gezi’de ifade edilen yeni toplumun, Demokratik Cumhuriyetin teorik zemindeki tartışmalarının derinleştirilmesine katkı sunmak gibi bir amacı var. 

Eski dünya siyasal, ekonomik, ekolojik, patriyarkal krizlerle sarsılıp zorlanıyor, kendisini sürdürmekte zorlanıyor. Bu ortamda yeninin fışkırıp serpilmesi, büyüyüp gelişmesi konusunda ise sancılar yaşanıyor. Solun hegemonya krizi bunun önündeki en büyük engel. Hayalgücünün içerisine girdiği kriz de bununla birlikte gidiyor.

El Yazmaları olarak, “Hayaller gerçeklere öncüdür” diyerek, başka bir toplumun, mevcut kapitalist ve baskıcı sistemden farklı toplumsallaşma ve özneleşme biçimlerin mümkün olduğunu, onları şimdiden düşlemek ve hemen şimdi inşa etmek gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Gezi’de ortaya çıkan yeni toplumun nüveleri, geliştirilmeyi ve derinleştirilmeyi bekliyor. Bizler bu geliştirme ve derinleştirme çabasının bir parçası olmak niyetindeyiz.

Bu vesilesiyle hepinize merhaba demek istiyoruz, ama sadece merhaba demek istemiyoruz. Gelin, birlikte gelecek toplumu ve yaşam biçimlerini teori ve pratikte düşleyip inşa edelim. Gelin hayallerimizi ortaklaştıralım, geleceği birlikte düşleyelim.